Bugün, Mısırlı 20’li yaşlardaki kadınları birleştiren tek bir şey varsa o da genel olarak annelerinin ve anneannelerinin kuşaklarına göre kendilerini daha iyi ifade edebiliyor olmaları...
Bunun yanında, ikili ilişkiler hakkındaki fikirler, iş ve yaşam koşulları kişilik ve sosyo-ekonomik koşullara göre değişiyor. Bunlar ayrıca büyüyen ayrışmaları ve aynı zamanda muhafazakar ve özgürlükçü düşünce trendleri arasındaki uyum çabalarını da gösteriyor.
Genç Mısırlı kadınların çoğu için, en etkileyici figür anne. 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Ingy Taha, ev kadını olan annesinin kendine güvensizliği ile baş etmesi için nasıl yardımcı olduğunu detaylarıyla anlatıyor. Annesi daha güçlü bir kadın olabilmesi için ortam yaratıyor, onu yalnız başına İngiltere’ye gönderiyor.
Ingy gibi, Dalia Mohsen’in hayatındaki en etkili insanlar da ailesinin kadınları; annesi, büyükannesi ve teyzeleri. Yine de Dalia İngilizce öğretmeni olan annesi, evin tek para kazananı olduğu için kendisiyle yeterince vakit geçiremediği için üzgün. “Annem hayatımda bana en yakın insanlardan biri” diyor ve ekliyor; “Ama son zamanlarda birlikte çok fazla bir şey yapamıyoruz, o çok çalışıyor, benim derslerim var. ama birlikte olduğumuzda kitaplardan konuşuyoruz, birlikte Grey’s Anatomy izliyoruz ve yapabildiğimizce müzelere, fotoğraf galerilerine gidiyoruz."
Yassmine Mahfouz 20 yaşında bir öğrenci. Annesi Ulusal Araştırma Merkezi’nde doçent, babası bir finans firmasının genel müdürü. Yassmine’in ailesinde de Dalia ve başka bir çok Mısırlı ailede olduğu gibi aile buluşmaları kaybolmak üzere.
“Annem ve ben arkadaş değiliz ama o muhteşem bir anne ve ben de iyi bir kız olmaya çalışıyorum. Gün içinde yaptığım her şeyi ona anlatmıyorum. Benim derslerim, onun da yapacak işleri var. konuşmalarımız limitli. Bugünlerde herkesin kendi hayatı var ve aile sohbetleri için vakit oldukça kısıtlı. Bir arada olduğumuz zamanlarda kişisel konuları es geçiyoruz, duygularımızdan söz etmiyoruz.”
Profesyonel yaşama girmek…
Aile ilişkilerinin değişmesi kadının profesyonel hayattaki pozisyonu ile ilgili aslında.
26 yaşındaki dişçi Samar Ali yakında kendi kliniğini açacak ve İngilizce şiirlerinin bir seçkisini yayınlayacak. İşinin kendisini tanımladığını düşünüyor; “Benim için evlilik olsa da olur, olmasa da olur ama işim çok önemli ve gerekli. Ama ailem benimle aynı fikirde değil ve özellikle evlilik teklifi aldığımda evde bu konuda ciddi tartışmalar yaşandı.”
Erken yaşta evlenen ve o zamandan beri ev kadını olan annesinin aksine, Samar kadınların bugünlerde çalışmak ve okumak için daha fazla şansları ve seçenekleri olduğunu düşünüyor.
Buna rağmen, 70’li yıllarda büyüyen annesinin kuşağının o zamanlar bugünkünden daha fazla sosyal hakları olduğunun da farkında. “O zamanlarda inançlı kadınların nasıl görünmesi gerektiği konusunda klişeler ve bugünkü gibi takıntılar yoktu.”
Samar’ın tersine, 24 yaşındaki dil öğretmeni ve anne Sara, her ne kadar kadınların çalışmasını desteklese de, hayattaki temel amacın çalışmak olduğuna inanmıyor.
“Annem her zaman birden fazla işle uğraşan meşgul biriydi, bir yandan da çocuklarını yetiştiriyordu. Aynı anda üç iş yapıyordu, bebeği vardı, üniversitede ders veriyordu ve bir dergide yazıyordu. Benim istediğim hayat tarzı bu değil, bunu gerilimli buluyorum. Ben geleneksel bir hayat tarzını tercih ediyorum, basit bir iş sahibi olmak, oğlum ve kocam için eve gitmek istiyorum.”
Yasmine de Sara gibi, farklı nedenlerle “süper anne” olan annesine benzemek istemiyor. “Her şeyi yapan annem gibi olmamaya karar verdim. Annem her şeyi yapıyor; işe gidiyor, yemek yapıyor, ev temizliyor ve bize derslerimizde yardım ediyor. O çalışma hayatına başladığında kariyer kadınları henüz yeniydi ve kadınlardan çalışırken ev kadını rollerine de devam etmeleri beklenirdi. Ben bu hayat modelini devam ettirmek istemiyorum. Kocam daha fazla paylaşımcı olmalı. Babalar ve kocalar çocuk yetiştirmede az rol alıyorlar, para kazanma rolleri daha önemli ve bence bu doğru değil."
Konuşan hemen hemen bütün genç kadınlar, annelerinin aksine daha iyi bir sosyal hayatları olduğunu ve daha geniş bir çembere girdiklerini söylüyorlar. 24 yaşındaki serbest gazeteci Mariam “Çok fazla dışarı çıkıyorum, bazı zamanlar geç saatlere kadar dışarıda kalıyorum. 23 yaşında evlenen annem için düşünülemez olan bir şey yaptım mesela, Almanya’ya gittim. Onu gençliğine göre daha fazla deneyimim var, çünkü başkentte, Kahire’de yaşıyorum. Annem, çok muhafazakar bir yer olan Sohag’da yetişmiş. Büyükbabam çok tutucu bir adamdı ve annem benim kadar çok dışarı çıkamıyordu. Ben dünyaya ve karşı cinse daha açığım. Erkek meslektaşlarım ve arkadaşlarım var, annemin hiç olmadı” diyor.
Ayrıcalıklar…
Konu kadınların toplumdaki yerine gelince bazı anlaşmazlıklar var. Kadınların çoğu, toplumun çalışan kadınlara daha hoşgörülü hale geldiğini ve kadınların istediklerini yapabildiklerini düşünüyor. Diğerleri ise kadınların kazanımlarının durduğunu ve eksik olduğunu düşünüyor.
Samar’a göre sorun özgürlükçü kadınları toplum tarafından kabul edilebilecekleri ayrıcalıkları kazanmaya zorlayan yargılayıcılık. Öte yandan Sara kadınların hem kariyer yapma hem de ev kadını olma konusunda ısrar ederek hata yaptıklarını düşünüyor. Ona göre erkeklerin çoğu ev yaşamına yardımcı olmadıkları için kadınlar çocuklarıyla ilgilenmeliler ve çocuklar büyüyene kadar da evde olmalılar.
Erkek arkadaşlar?
Bugünlerde 20’li yaşlarda olan orta sınıf kadınlar için, her ne kadar genel olarak el ele tutuşmak ve birlikte dışarı çıkmaktan öteye bir anlam ifade etmese de, İngilizce’den gelen “boyfriend” terimi normal bir kelime. Öte yandan cep telefonu ve internet sayesinde bugünkü gençlik ilişki kurmak ve buluşmak için daha fazla yere sahip. Üstelik bu mekanlar aileler tarafından kontrol edilebilecek alanlar da değil. Öte yandan geleneklerde bir kırılma olmasına rağmen, bakirelik ve ahlak konuları hala önemli.
Ingy Taha'nın bir erkek arkadaşı var, annesi biliyor ama babası bilmiyor. “Mesele ilişkilere gelince, annem onaylamıyor, çünkü adımın çıkmasından korkuyor. Erkek arkadaşımla çok fazla dışarı çıkmamı istemiyor ve komşumuzun kızının erkek arkadaşıyla fazla rahat ilişkisinin kötü örnek olduğunu söylüyor. Tabi ki ona komşumuzun kızı gibi kötü olmadığımı söylüyorum. Biz sadece el ele tutuşuyoruz, belki bazen ellerimizi öpüyoruz, ama o kadar. Evlenene kadar daha fazlasını yapmayacağım. Ama annem ilişkimizin bir geleceği olduğunu da düşünmüyor. Oysa ben onunla aynı fikirde değilim.”
21 yaşındaki öğrenci Nowara Magdy erkek arkadaşından evlenme teklif etmesinin hemen ardından ayrılmış. Magdy’ye göre ilişkilerinin bitmesinin ardındaki sebep erkek arkadaşının esnek olmaması.
“Çok ketumdu. Benimle bile bu değişmedi. Bizim toplumumuzda kadınlar değişime ve fedakarlık yapmaya daha açık. Biz bunu bir güç olarak görüyoruz, erkekler ise zayıflık olarak” diyor.
Tavizler bir yana, konuşan bütün Mısırlı genç kadınların ortaklaştıkları bir nokta var; bir erkeğe aşklarını ya da beğenilerini ilan etmek için ilk adımı asla atmayacaklarını, çünkü bunun yanlış anlaşılacağını, ahlaken zayıf ya da ümitsiz algılanacaklarını düşünüyorlar.
Buna rağmen, bazılarının erkek arkadaşı yok ve bu yeni fenomeni kabul etmiyorlar. Bazı genç kadınlar, erken yaşlarda erkekler konusunda doğru karar vermenin zor olduğunu ve erkeklerin çok yapmacık olduğunu düşünüyorlar. Bazıları ise erkek arkadaş konusuna sosyal ve dinsel nedenlerden dolayı toptan karşılar.
24 yaşındaki bankacı Rania Yassin erkek arkadaşa şiddetle karşı. “Erkek arkadaş kültürümüzün bir parçası değil, ayrıca da dinimize aykırı. Filmler ve video-klipler yüzünden bunları yaşıyoruz. Kadınların bunu ciddiye aldığını ama erkeklerin hiç umursamadıklarını söylemeye bile gerek yok. Bugünlerde erkekler çok sığ, ilişkileri bir çeşit eğlence gibi algılıyorlar, sanki boş zamanlarınızı değerlendirdiğiniz bir şey gibi…”
Sara da Rania ile aynı fikirde. Erken geleneksel evlilikleri destekliyor, çünkü meşru ilişkilerin, kız arkadaş/erkek arkadaş ilişkilerinin aksine, genç erkeklere sorumluluk verdiğini düşünüyor.(ESM/ÇM/EÜ)
* Eman S. Morsi'nin yazısını Çiğdem Mater Türkçeleştirdi.