Çocuk Esirgeme Kurumu'nun 23 Nisan 1927'de yayımladığı bildirgede "bir çocuk günü" belirlendiği ve bu gün dolayısıyla "Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini vatandaşlar için yardım" beklendiği açıklanır. O zamandan bu yana, Çocuk Günü (Bayramı) ile TBMM'nin açılışı, yani halkın egemenliğini kazanmasının, birlikte kutlanması sürüyor.
Kutlamaların zaman ilerledikçe "büyüklerin" el attığı etkinliklere dönüştüğü ve kutlamaların sayısının arttığı da görülüyor. 12 Eylül ardından, Milli Güvenlik Konseyi 23 Nisan'ı da değiştirmek istiyor ve Ulusal Egemenlik Bayramı, kanunda yapılan değişiklikle 1981'de "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adını alıyor.
Kutlanan nedir?
Nicelik olarak Çocuk Bayramı kutlamalarına bakarsak, her geçen yıl şatafat artıyor. Ama nitelik bakımından pek değişiklik olmuyor. Gazete arşivlerinde ya "büyük sözü" söylediği için yanakları sıkılan "mini mini siyasetçiler", ya asker kıyafeti ile yürütülen "mini mini subaylar" ya da her gün yazılı ve görsel medyada karşımızda duran kişilerin çocukluk anıları çıkıyor karşımıza.
Bir dönem 23 Nisan Kutlamaları'nın stadyum dışına çıkartılması fikri ortaya atılsa da bu önerinin siyasetin mezesi olmaktan öteye gidemediği ortada.
Halkın egemenliği çocukları kapsar mı?
Çocukların birer vatandaş oldukları, onların da seslerinin olduğu sıklıkla unutuluyor. İstekleri, yaşantıları, bir gün içerisinde nelerle karşılaştıkları kutlamaları düzenleyen "büyük" kuruluşların çok da umrunda değil.
"Saltanatın yıkılmasından sonra halkın sesi yükseliyor" ve "halk kendi kendini yönetiyor, yönetimde halkın sözü geçiyor" cümlelerindeki "halk" kavramının içinde yalnızca 18 yaşından büyükler değil çocuklar da yer alıyor. Bu yüzden Çocuk Esirgeme Kurumu'nun "mini mini vatandaşlar" kavramı çok önemli.
Derste ve sınavda var
Aslında "ulusal egemenlik" kavramı çocuklara bol bol öğretiliyor. 4. Sınıf öğrencileri bu kavramla sosyal bilgiler dersinde tanışıyorlar. 8. Sınıf öğrencileri T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinde bu kavramı ayrıntılı bir şekilde öğreniyorlar.
Hatta ulusal egemenlik ve demokrasi kavramları 8. Sınıf ünite kazanımlarından bir tanesi. "Mini mini vatandaşların" hangi liseye gideceklerini belirleyen Seviye Belirleme Sınavı'nda karşılarına ulusal egemenlik ile ilgili bir soru gelme olasılığı yüksek.
Kısacası, çocuk "vatandaşlar" demokrasi ve hak kavramı ile sıkça karşılaşıyorlar. Ancak kavramları öğretenler ve sınavları yapanlar "mini mini vatandaşlara" "Kendi bayramınızda ne yapmak istersiniz?" ya da "Bu 23 Nisan'da sizin bağrınızı yakan en önemli sorun ne?" sorusu çok nadiren soruyorlar. Sorulduğunda alınan cevaplar ise hiç de küçümsenecek, geçiştirilecek cinsten değil.
Çocuklar ne istiyor?
23 Nisan'da sabah erken kalkmayıp belli bir saate kadar uyumak ve ailemle ya da arkadaşlarımla vakit geçirmek isterdim (7. Sınıf)
23 Nisan'da okullarda tören yapılmamasını isterdim. Tüm çocukların sabahın köründe küçücük okul bahçelerine tıkılıp bacakları ağrıyana kadar her yıl tekrarlanan konuşmaları dinlemek zorunda bırakılmamalı bence. Sonuçta 23 Nisan'ın anlamı müdürün konuşmaları ya da 1. sınıfların şiirleri değil. (8. Sınıf)
Ben 23 Nisan kutlamalarında istekli olan çocukların o gün hakkındaki duygularını sunmasını ve haklarını korumalarını isterdim. Ailesi olmayan çocuklara dair bir gezi düzenlenebilir. (8. Sınıf)
23 Nisan'da çocukların bazı etkinlikleri yapmaya zorlanmamalarını isterdim. Sonuçta çocuk bayramı ve büyüklerin zoruyla birşeyler yapılıyor. (7. Sınıf)
23 Nisan'da öğretmenlerle öğrencilerin yerlerini değiştirmelerini isterdim (7. Sınıf)
23 Nisan'da dershanenin ve özel dersin olmamasını isterdim. (7. Sınıf)
23 Nisan'da okul müdürü olup 1 hafta boyunca okulu kapatırdım ve Beyazıt Kulesi'ne çıkıp bağırmak isterdim (7. Sınıf)
Ben 23 Nisan'da öğretmenlerimle beraber kafeye gitmek isterdim. (6. Sınıf)
Ben 23 Nisan'da dershaneye gitmek yerine bütün okul arkadaşlarımla birlikte güzel zaman geçirmek için bir yere gitmek isterdim (6. Sınıf)
Büyümek daha fazla sorumluluğu ve sorumluluklar da sıradanlıkları beraberinde getirir. Ama maalesef çocuk olmak da pek kolay sayılmaz. Eğer büyükler sorumluluk ve sıradanlıktan bunalmışsa bu neden çocukların sorunu olsun ki? 23 Nisan sadece birkaç gün. Peki ya diğer günler çocuklar için ne kadar bayram? Bence en güzel 23 Nisan, evcilik oynarken büyük olmak zorunda bırakılan çocuklara, bu bayramın onların da bayramı olduğunun hatırlatılmasıdır. Çocuklar 23 Nisan'da büyüklerin yerine oturmak yerine çocukluklarını yaşasınlar. Zaten çoğu çocuk büyüklerin yüklerini taşıyorlar. Bizim gibi şanslı olanlar da bu durumun farkında olsunlar. Bence en iyi 23 Nisan, çocukları büyüklerin yüklerinden arındıran bayramdır. (8. Sınıf)
Bence 23 Nisan'da her seneden farklı olarak her ülkeye öğrenci gönderip gelenek ve göreneklerimiz anlatılmalı. 15 yaş altındaki çocuklara o gün için ayrıcalık tanınmalı. Mesela eğitim hakkında fikirlerini söyleyebilirler. (8. Sınıf)
Bu güzel günün artık bazı ağızlarda "yaşasın tatil" diye anılmasını engellemek isterdim. Aslında bunu başarmanın bir yolu var. "V for Vandetta" filmi gibi insanların Atatürk maskesiyle Boğaz Köprüsü'ne yürümesi sağlanabilir. Günümüzde unutulan en büyük değerimizin silikleşmeden üzerinden geçilmesi gerektiğine inanıyorum (8. Sınıf)
Ailemle gezmek isterdim. (4. Sınıf)
Köpeğimle beraber dolaşmak isterdim. Sınırsız bilgisayar oynamak isterdim (5. Sınıf)
Bilgisayarım olsun ve gazete çıkartayım isterdim. Milliyet gazetesinde bir kere yazmıştık. Çocuk Gazetesi diye. Ondan isterdim. (5. Sınıf)
Müdürün koltuğuna oturup, okulun hatalarını anlatmak isterdim (4. Sınıf)
Ben 23 Nisan'da bir sürü renkli balonum olmasını, Çingene Vapuru'yla boğaz turu yapmayı,arkadaşlarımla kutlamalara katılıp koşuşturmayı, kocaman bir paket dondurmayı bitirmeyi,belki bir günlüğüne annemin yerine geçmeyi (belki ama!), çocuk tiyatrosuna gitmeyi (çünkü bir hayli eğlenceliler) ve son olarak bir oyuncağımı başka bir çocuğa vermek isterdim. (8. Sınıf)
Çocuklar ne istiyor?
Çocukların, "23 Nisan'da ne yapmak isterdin?" sorusuna verdikleri kısacık cevaplar bile onların ne denli güçlü seslere sahip olduklarını gösteriyor. Bundan sonra izlenmesi gereken yol çok açık. Çocuklara seslerini duyurabilmeleri için bir fırsat yaratmak. Gerisi mi? Gerisini çocuklar hallediyorlar zaten.
"Mini mini vatandaşların" sorumuza verdikleri cevapları düşünmeyi sizlere bırakıyor ve gerçekten "çocuklara ait olan" bir 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve ÇOCUK BAYRAMI yaşamamızı diliyoruz. (CG/EÖ)
Not: Görüşülen çocuklar İstanbul'da yaşamaktadır. Çocukların adları ve okulları kimliklerini gizlemek için verilmemiştir. Çocukların görüşleri değiştirilmeden verilmiştir.
(*) Uzman psikolog, [email protected]