AegeanDocs alarm veren gezegenimizin gündemini bir kez daha yakalamış vaziyette. Dünyanın her köşesinden eserlerin yer aldığı etkinlik Ayvalık'tan sadece birkaç mil mesafede düzenleniyor.
Yunanistan'ın Doğu Ege'deki incisi, Midilli adasında 1-6 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek zengin içerikli belgesel festivaline Türkiye'den katılımlar da var.
Yönetmenliğini Hasan Özgen ve Kurtuluş Özgen'in üstlendiği Aynı Evin Çocukları (Children of the Same Home) mübadele meselesi hakkında derin bir muhasebeye girişiyor. Devletler tarafından alınan, tepeden inme kararların halkları nesiller boyunca nasıl etkilediğine bir kez daha şahit olacağız.
Türkiye'den etkinliği eserleriyle renklendirecek bir diğer sinemacı Nejla Osseiran. Festivalin geçen sene de ağırladığı yönetmenin bu sene iki filmi seyirciyle buluşacak.
Osseiran'ın Midilli'de perdeye yansıyacak bir belgeseli Çanakkale'ye bağlı Karabiga'ya acımasızca kondurulmuş termik santral hakkındaki Priapos'un Geleceği (The Future Of Priapus). Denizlerle ilişkisi pek derin ve yapıcı olmayan malum talan zihniyeti, Marmara Denizi'ne hoyratça kıyma faaliyetine jet hızıyla devam ediyor.
En başta Avşa Adası olmak üzere, Paşa Limanı, Ekinlik, Marmara, Koyun, Mamalia, Keçi ve Yer adalarının yer aldığı arşipeli de yakından ilgilendiren çevre felaketi tehditkâr ve emin adımlarla bölgeye yayılmakta.
Aynı yönetmenin bir diğer filmi yine Çanakkale'ye bağlı, Gülpınar köyündeki üreticilerin mücadelesine araştırmacı/gazeteci tavrıyla eğilmiş Zeytin'i Öldürmesinler (Don't Let Them Kill The Olive Trees). Memlekette tabiat alanları günbegün harcanırken evladiyelik zeytinlikler de umursamaz tavırlarla kurban ediliyor.
Gülce Candaş da Başka Biri (Outsider) adlı belgeseliyle etkinlikte yer alacak. Yunanca adı Lesvos olan adanın başşehri Midilli'deki AegeanDocs'a katılan Türkiye yapımı filmlerin genelde büyük ilgi gördüğünü hatırlatmakta fayda var.
Filmin tanıtım metninde ifade edildiği şekilde: "Cezasını çekmiş her suçlunun tekrar toplumun bir parçası olmaya hakkı vardır. Bu film, uzun zamandır uzak tutulduğu topluma tekrar ayak uydurmaya çalışan birinin sıkıntılarına tanıklık etmeye çalışıyor".
Mübadele'nin faturası hâlâ ödeniyor
Türkiye ile Yunanistan halklarını hâlâ yakından ilgilendiren mübadele meselesi, yukarıda festivaldeki katılımını duyurduğum Aynı Evin Çocukları filminde tekrar kurcalanıyor. Filmin tanıtım metninde ifade edildiği biçimde: "Aynı Evin Çocukları belgeseli, 20. yüzyılın başlarında yaşanan ve siyasal tarihe Balkan Göçleri ve Küçük Asya Felaketi olarak geçen olguların sessiz tanıklarının yaşadığı derin travmaları ele alıyor. ‘Bir evi terk etmek’ aslında neyi terk etmektir? Terk etmek zorunda kaldığımız şey, fiziki bir mekân mıdır sadece? Kimliğin, aidiyet ve ortak kültürlerin yeşerdiği habitattan vazgeçmek zorunda kalan insanların en az iki kuşağını derinden etkileyen bu olgu, belgeselin temel sorunsalını oluşturuyor".
Yunanistan'ın Türkiye ile olan sınırında yer almasından dolayı Atina tarafından uzun yıllar boyunca riskli bölge muamelesi görmüş, Ege'deki cilalı turistik adalardan çok daha farklı, maziyle derin bağlantısı sayesinde Osmanlı dönemini bile hatırlatan Midilli, Ekim ayında sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır.
Son yıllarda birbirine yakınlaşma ve birbirini gerçekten tanıma hevesi içindeki iki yakanın halkları için AegeanDocs ve bilhassa Türkiyeli'ler için, yüksek sayıdaki Yunanistan yapımı belgeseller biçilmiş kaftan.
Geniş ve girift bir coğrafyayı kaplayan boyutları, Anadolu'yla yoğun bağları, yüzyıllardan beri ayakta kalan geleneksel kültürü, yerel üretim şekilleri ve birbirinden ilginç tarihî yerleşim alanlarıyla Midilli'yi ziyaret başlı başına bir tecrübe olabilir; AegeanDocs da bu olağanüstü tecrübeyi taçlandıracak güncel kültürel mükâfatınız olacaktır. (MT/AS)
* Festival hakkında teferruatlı malumata buradan ulaşabilirsiniz.