Filistin İçin Teknoloji serimizin bu yeni bölümünde, Diyar Saraçoğlu, Yuval Abraham’ın +972 Magazine, Local Call ve The Guardian işbirliğiyle yayımlanan araştırmasını Türkçeye çevirdi. Bu ortak araştırma, İsrail ordusunun siber savaş birimi Birim 8200’ün, teknoloji devi Microsoft’un özel bulut hizmetini, milyonlarca Filistinliye ait telefon görüşmesi kaydı gibi devasa gözetim verilerini depolamak için kullandığını belgeliyor.
Sızdırılan belgelere ve içeriden kaynaklara dayanan araştırma, Microsoft’un yalnızca bir hizmet sağlayıcı olmadığını, aksine mühendislerinin doğrudan Birim 8200 ile çalışarak bu gözetim altyapısını kurduğunu gösteriyor. Bu verilerin, ölümcül hava saldırılarının planlanmasından Batı Şeria’daki tutuklamalara kadar geniş bir yelpazede askeri operasyonlar için temel oluşturduğu belirtiliyor. Bu durum, Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın kişisel desteğiyle ilerlerken, teknoloji devlerinin Filistinlilere yönelik kitlesel gözetim ve askeri operasyonlardaki rolünü ve etik sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Filistin İçin Teknoloji
+972 Magazine, Local Call ve The Guardian tarafından yürütülen bir soruşturma, İsrail ordusunun seçkin siber savaş biriminin, Batı Şeria ve Gazze’deki Filistinliler hakkında devasa miktarda istihbarat depolamak için Microsoft’un bulut sunucularını kullandığını ortaya çıkardı. Bu bilgiler, ölümcül hava saldırılarını planlamak ve askeri operasyonları şekillendirmek için kullanılıyordu.
İşlevsel olarak ABD Ulusal Güvenlik Ajansı’na (NSA) denk gelen Birim 8200, işgal altındaki topraklarda yaşayan milyonlarca Filistinliye ait telefon görüşmesinin ses dosyalarını Microsoft’un bulut bilişim platformu Azure’a aktararak, muhtemelen dünyanın tek bir nüfus grubu üzerindeki en büyük ve en müdahaleci gözetim verisi koleksiyonlarından birini faaliyete geçirmiş oldu. Bu bilgi, The Guardian tarafından elde edilen sızdırılmış Microsoft içi belgelerin yanı sıra 11 Microsoft ve İsrail istihbarat kaynağıyla yapılan görüşmelere dayanıyor.
2021 sonlarında Microsoft’un Seattle’daki merkezinde yapılan bir toplantıda, dönemin Birim 8200 başkanı Yossi Sariel, Azure içinde ordunun kitlesel gözetim projesini kolaylaştıran özelleştirilmiş ve ayrılmış bir alan geliştirilmesi için teknoloji devinin CEO’su Satya Nadella’nın desteğini aldı. Kaynaklara göre Sariel, Microsoft’a başvurmuştu çünkü İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki milyonlarca Filistinli hakkındaki istihbaratının kapsamı o kadar genişti ki, yalnızca askeri sunucularda saklanamıyordu.
Microsoft’un devasa depolama ve bilgi işlem kapasiteleri, birden fazla İsrailli kaynağın projenin iddialı hedefi olarak tanımladığı şeyi, “saatte bir milyon arama” depolamayı mümkün kıldı.
2021’deki toplantının ardından, özel bir Microsoft mühendis ekibi, istihbarat biriminin Amerikan şirketinin bulut hizmetlerini kendi üsleri içinden kullanmasına olanak tanıyacak bir model oluşturmak için doğrudan Birim 8200 ile çalışmaya başladı. Bir istihbarat kaynağına göre, bu Microsoft çalışanlarından bazıları bizzat Birim 8200 mezunuydu ve bu da işbirliğini “çok daha kolay” hâle getirdi.
The Guardian’ın haberine göre, sızdırılan belgeler, bu yılın Temmuz ayı itibariyle yaklaşık 200 milyon saatlik sese eşdeğer 11.500 terabaytlık İsrail askeri verisinin Microsoft’un Hollanda’daki sunucularında saklandığını, daha küçük kısımların ise İrlanda ve İsrail’de tutulduğunu gösteriyor. Bu verilerin ne kadarının özellikle Birim 8200’e ait olduğunu söylemek mümkün değil; zira +972, Local Call ve The Guardian tarafından bu yılın başlarında ortaya çıkarılan bir önceki soruşturmada belirtildiği gibi, onlarca İsrail askeri birimi Microsoft’tan bulut bilişim hizmetleri satın almış durumda ve şirketin İsrail’deki tüm büyük askeri altyapılarda bir varlığı bulunuyor.
Sızdırılan belgeler ayrıca, mevcut Gazze savaşından önce Microsoft liderliğinin, şirketin Birim 8200 ile ilişkisini geliştirmeyi kazançlı bir iş fırsatı olarak gördüğünü ve bunu şirket içinde Azure için “inanılmaz derecede güçlü bir marka anı” olarak nitelendirdiğini ortaya koyuyor. Nadella’nın kendisi, Sariel ile 2021’deki görüşmesi sırasında bu ortaklığı Microsoft için “kritik” olarak tanımlamış ve bunu desteklemek için kaynak sağlama taahhüdünde bulunmuştu.

Microsoft, teknolojisinin Gazze’deki Filistinlilere zarar vermek için kullanıldığına dair “hiçbir kanıt bulmadığını” kamuoyuna açıklamış ve bir sözcü bu soruşturmaya yanıt olarak, ürünlerinin sivillerin gözetlenmesine yardımcı olmak için kullanıldığından haberdar olmadıklarını belirtmişti. Ancak üç İsrailli istihbarat kaynağı, Birim 8200’ün bulut tabanlı istihbarat hazinesinin son iki yıldır Gazze’deki ölümcül hava saldırılarını planlamak için kullanıldığını ve sık sık Batı Şeria’daki tutuklamalar ve diğer askeri operasyonlar için bir temel oluşturduğunu belirtti.
“Herkesi, her zaman takip etmek”
Sariel’in İsrail’in kitlesel gözetim altyapısını geliştirme ilgisi, İsrail Merkez Komutanlığı’nda bir istihbarat subayı olduğu 2015 yılına dayanıyor. O yıl, Batı Şeria, Kudüs ve Yeşil Hat içinde bir dizi “yalnız kurt” bıçaklı saldırı dalgasına tanık olundu. Bu saldırıların birçoğu, daha önce güvenlik servisleri tarafından bilinmeyen Filistinli gençler tarafından gerçekleştirilmişti, bu da saldırıları engellemeyi özellikle zorlaştırıyordu.
Sariel, Birim 8200’ün başına geçtiği 2021’de yapay zekâ hakkında yayımladığı bir kitapta “Kendimizi cenazeden cenazeye giderken bulduk,” diye hatırlıyordu. Sariel geçen yıl bu pozisyondan istifa etti.
“[Bir Filistinli] bir kurbanı bıçaklamak için mutfak bıçağı veya insanları ezmek için aile aracını kullanarak bir saldırı düzenlemeye karar veriyor,” diye yazdı. “Bazen kişi böyle bir saldırı yapacağını bir gün öncesinden bile bilmiyor. Bu durumlarda geleneksel istihbarat kurumları çaresiz kalır. Böyle bir saldırı nasıl tahmin edilebilir veya önlenebilir?”
O dönemde onun emrinde görev yapan bir istihbarat subayına göre, Sariel’in çözümü “herkesi, her zaman takip etmeye” başlamaktı.
Sonraki birkaç yıl boyunca, İsrail’in Filistinliler üzerindeki gözetimini çarpıcı bir şekilde genişleten ve birden fazla istihbarat veri tabanını entegre eden büyük ölçekli, iyi finanse edilmiş bir projeye liderlik etti. Sariel’in emrinde görev yapmış başka bir kaynak, “Birdenbire halk düşmanımız oldu,” dedi.

Sariel, kitabında, giderek artan miktardaki veriyi nasıl saklayacakları sorunuyla başa çıkmak için istihbarat kurumlarının “buluta geçmesi” gerektiğinden bahsetti. +972 ve Local Call daha önce İsrail ordusunun, dahili askeri verileri depolamak için Amazon’un bulut bilişim platformu AWS’yi de kullandığını ortaya çıkarmıştı.
Sariel, Microsoft ile işbirliğini özellikle ses dosyalarının toplu olarak depolanmasını sağlayacağı için bir dönüm noktası olarak gördü. Birden fazla kaynak, projenin ölçeğini tanımlamak için “sonsuz” kelimesini kullandı.
Daha önce Birim 8200, “şüpheli” olarak tanımlanan on binlerce Filistinlinin görüşmelerini kendi dahili sunucularında saklayabiliyordu. Birim ayrıca, Filistinlilerin metin mesajlarını toplayan ve her birine “tehlike” seviyesini belirten bir puan atayan “gürültülü mesaj” adını verdiği bir sistem geliştirdi. Ancak Azure’un yardımıyla Birim 8200, milyonlarca Filistinlinin görüşmelerini depolamaya başlayarak veri havuzunu büyük ölçüde genişletti.
Birim 8200’den üst düzey bir kaynak, Sariel’in Microsoft CEO’su Nadella ile olan ilişkisini, Filistinlilerin kitlesel gözetiminde “devrimler” yapmak için bir araç olarak gördüğünü açıkladı. Kaynak, “Yossi, Satya ile olan bağlantısıyla bana bile çok övündü,” dedi. (Bu soruşturmaya yanıt olarak bir Microsoft sözcüsü, Nadella’nın 2021’deki toplantıda sadece 10 dakika bulunduğunu ve sonraki tek temaslarının Sariel’in, Nadella’nın oğlunun vefatından sonra gönderdiği bir taziye kartı olduğunu belirtti.)
Birimdeki herkes bu ortaklığa olumlu bakmıyordu. Projeye aşina bir kaynak, verileri Microsoft sunucularına aktarmanın, bağımsız olarak sunucu ve işlemci satın almaktan önemli ölçüde daha pahalı olduğunu söyledi. Birimdeki diğerleri ise hassas bilgileri denizaşırı ülkelerde saklamaktan rahatsızlık duyuyordu. Ancak Sariel, projenin potansiyeli konusundaki heyecanını açıkça belli ederek ısrar etti.
Bir istihbarat kaynağı, “Yossi için ‘bulut’ ve ‘Microsoft’ moda sözcükler,” dedi. “Bunu içeride sattı ve bu şekilde devasa bir bütçe elde etti. Bunun Filistin arenasındaki sorunumuza çözüm olduğunu ve geleceğin bu olduğunu söyledi.”

“Bu, yakın zamanda Azure’dan ayrılmayacak”
2022’nin başlarında, Microsoft ve Birim 8200 mühendisleri, bulut içinde birimin ihtiyaçlarına göre dikkatlice tasarlanacak özel bir model üzerinde hızlı ve yakın bir şekilde çalışıyorlardı. Bir iç belgede, “[8200] ile etkileşim ritmi günlük, yukarıdan aşağıya ve aşağıdan yukarıya,” diye belirtiliyordu.
Sızdırılan belgeler, Birim 8200’ün, gözetim verilerinin büyük bir kısmını buluta taşıma çabasının bir parçası olarak, Azure’da saklamaya istekli olduğu veri türleri konusunda “sınırları zorlamaya” hazır olduğunu ortaya koyuyor. Ham istihbaratın önemli bir kısmının başlangıçta İsrail dışındaki Microsoft veri merkezlerinde bulunması bekleniyordu. Ancak İsrail Adalet Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı, yurtdışındaki bulut hizmeti sağlayıcılarına karşı açılabilecek ve insan haklarını ihlal etmek için kullanıldığından şüphelenilmesi durumunda depolanan verileri teslim etmeye zorlayabilecek potansiyel davalarla ilgili endişelerini dile getirdi.
Adalet Bakanlığı’ndan 2022 tarihli bir iç hukuk görüşü, hem Fransa’nın hem de Almanya’nın şirketlerin tedarik zincirlerindeki insan hakları ihlallerini yasa gereği kontrol etmelerini zorunlu kıldığını belirtti. Bu şirketlerin işgal altındaki Filistin topraklarında faaliyet gösterdiğinin ortaya çıkması durumunda, bu tür yasaların İsrail’e “hizmetleri önleme veya kısıtlama emirlerinin verilmesine yol açabileceği” kaydedildi. Bakanlık, Hollanda’nın da benzer bir yasa üzerinde çalıştığı konusunda uyardı.
Adalet Bakanlığı’na ait bir belgede, bulut hizmeti sağlayıcılarının “dünyanın en büyük ve en güçlü şirketlerinden bazıları” olduğu için potansiyel bir davanın İsrail için özellikle zararlı olacağı uyarısı yapıldı. Bu endişelere rağmen, Birim 8200’ün Microsoft ile ortaklığı, bizzat Sariel tarafından yönetilerek devam etti.
İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim saldırısının ardından Gazze Şeridi’ne savaş başlatmasından sonra, bölgenin önemli bir süre İsrail askeri kontrolü altında kalacağı kısa sürede anlaşıldı. Sonuç olarak, bir istihbarat subayı, Gazze’den gelen kitlesel gözetim verilerini bulut tabanlı sistemde depolama konusundaki iç coşkunun arttığını açıkladı.
Kaynak, “[Ordu] bunun Gazze’de de gerekli olduğunu anladı -orada da Batı Şeria’daki gibi uzun vadeli bir kontrole doğru gidiyoruz,” diye açıkladı. “Bu [gözetim arşivi], yakın zamanda Azure’dan ayrılmayacak. Bu devasa bir proje.”

Birkaç kaynak, projenin Filistin saldırılarını önleyerek “İsraillilerin hayatını kurtardığı” konusunda ısrar etti. Bir subay, “Birinin ‘şehit olmak istiyorum’ dediğini duyuyorsunuz ve bir güvenlik görevlisi olarak, bu tür şeylerin sistemimiz tarafından yakalandığından emin oluyorsunuz,” dedi.
Ancak bu tür kapsamlı bir gözetim, İsrail’in hemen hemen her Filistinli hakkında potansiyel olarak suçlayıcı bilgi bulmasına olanak tanır ve bu bilgiler, şantaj, idari gözetim veya cinayetleri geriye dönük olarak meşrulaştırmak gibi her türlü amaç için kullanılabilir.
Yakın zamanda Batı Şeria’da görev yapmış bir istihbarat subayı, “Bu insanlar sisteme giriliyor ve onlar hakkındaki veriler büyümeye devam ediyor,” diye açıkladı. “Birini tutuklamaları gerektiğinde ve bunu yapmak için yeterince iyi bir neden olmadığında, [gözetim arşivi] bahaneyi buldukları yerdir. Artık [işgal altındaki] topraklarda neredeyse hiç kimsenin, istihbaratın elindekiler açısından ‘temiz’ olmadığı bir durumdayız.”
“Soykırıma suç ortaklığına ilişkin ciddi iddialar”
2023 tarihli iç belgelerde Microsoft, Birim 8200 ile ortaklığın şirkete beş yıl içinde yüz milyonlarca dolar kazandıracağını tahmin ediyordu. Birimin liderliğinin, önümüzdeki birkaç yıl içinde Microsoft sunucularında depoladığı veri miktarını “on katına” çıkarmayı umduğu belirtiliyordu.
Ancak +972 ve Local Call tarafından şirketin İsrail ordusuna bulut ve yapay zekâ satışlarının savaş sırasında fırladığının ortaya çıkarılması da dahil olmak üzere, Microsoft’un İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısına suç ortaklığı yaptığına dair medya haberleri, şirkete hem kamuoyundan hem de kendi çalışanlarından gelen baskıyı artırdı.
Mayıs ayında şirketin yıllık konferansında büyük ses getiren bir olayda, bir Microsoft mühendisi Nadella’nın açılış konuşmasını böldü. “Satya, Microsoft’un Filistinlileri nasıl öldürdüğünü göstermeye ne dersin?” diye bağırdı. “İsrail savaş suçlarının Azure tarafından nasıl desteklendiğini göstermeye ne dersin?”

Bu arka plana karşı, toplam değeri 80 milyon dolar olan hisselere sahip 60 Microsoft yatırımcısı, Temmuz ayında şirkete başvurarak, “soykırıma ve diğer uluslararası suçlara suç ortaklığına ilişkin ciddi iddialar karşısında” yapay zekâ araçlarını kötüye kullanan müşteriler için izleme ve denetim mekanizmalarını gözden geçirme talebinde bulundu.
Artan baskıya yanıt olarak Microsoft, İsrail Savunma Bakanlığı’na yaptığı satışların insan hakları ihlallerine yol açıp açmadığına dair bir inceleme yaptığını duyurdu. Açıklamaya göre Microsoft, 7 Ekim’in ardından “rehinelerin kurtarılmasına yardımcı olmak” için İsrail ordusuna “sınırlı acil durum desteği” sağladı. Şirket, ordunun Azure’u “Gazze’deki çatışmada insanlara zarar vermek için kullandığına dair bugüne kadar hiçbir kanıt bulunmadığını” vurguladı ve Microsoft’un desteğinin “Gazze’deki sivillerin mahremiyetini ve diğer haklarını” ihlal etmediğini belirtti.
Ancak Microsoft’un Birim 8200 ile ortaklığını detaylandıran iç belgeler, şirketin Filistinlilerin mahremiyetine yönelik endişesi hakkında farklı bir tablo çiziyor. Aslında, Sariel ve Nadella arasında 2021’de gerçekleşen ve İsrailli istihbarat görevlileri ile üst düzey Microsoft yöneticilerinin de yer aldığı toplantıyı özetleyen belgelerde Filistinlilerden bahsedilmiyordu.
The Guardian’ın haberine göre, Birim 8200, gizli ve çok gizli veriler de dahil olmak üzere verilerinin “%70’ine kadarını’ Azure’a aktarma niyetini Microsoft’a bildirdi. Ve projenin nihai hedefi (“ortaklığı derinleştirmenin” ötesinde) açıkça belirtilmemiş gibi görünse de, bir istihbarat kaynağı, projede Birim 8200 personeliyle yakın çalışan Microsoft’un İsrail iştirakinin yöneticilerine daha net ipuçları verildiğini söyledi.
Kaynak, “Teknik olarak onlara tam olarak ne olduğu söylenmemesi gerekiyor, ama ne olduğunu anlamak için dahi olmanıza gerek yok,” diye belirtti. “[Microsoft’a] sunucularda daha fazla yerimiz kalmadığını, bunların ses dosyaları olduğunu söylüyorsunuz. Ne olduğu oldukça açık.”
Soruşturmamıza yanıt olarak bir Microsoft sözcüsü şunları belirtti: “Microsoft’un Birim 8200 ile ilişkisi, siber güvenliği güçlendirmeye ve İsrail’i ulus devletlerden ve terörist siber saldırılardan korumaya dayanıyor. Kasım 2021”deki toplantının amacı buydu ve bu, standart ticari ilişkimize ek olarak, 8200 Birimi ile devam eden ilişkimizin temelidir.”
Sözcü şöyle devam etti: “Birim 8200 liderliği, Azure halka açık bulut teklifimizdeki veriler için güvenlik korumasını değerlendirmekle ilgileniyordu. Perakende, finansal hizmetler ve danışmanlık kuruluşlarının yanı sıra hükümetler de dahil olmak üzere çok sayıda müşteriye özel korumalar sunuyoruz. Birim 8200 bu güvenlikle ilgilendi ve test etti; bu ‘gizli’ veya özel bir proje değildi.”
Sözcü sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ilişki sırasında veya o zamandan beri hiçbir zaman Microsoft, görevlendirdiği dış inceleme de dahil olmak üzere, Microsoft hizmetleri kullanılarak sivillerin gözetlendiğinden veya cep telefonu konuşmalarının toplandığından haberdar olmamıştır. Microsoft liderliğinin bu projeye katılımı ve desteği hakkındaki tüm iddialar ... yanlıştır.”
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) Sözcüsü, “Savunma Bakanlığı ve IDF’nin sivil şirketlerle koordinasyonunun, düzenlenmiş ve yasal olarak denetlenen anlaşmalara dayanarak yürütüldüğünü” belirtti ve ordunun “terörle mücadele etmek, devletin ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamak amacıyla uluslararası hukuka uygun olarak faaliyet gösterdiğini” ekledi.
Yossi Sariel yorum yapmaktan kaçınarak bizi IDF Sözcüsü’ne yönlendirdi.
Bu makalenin yayımlanmasının ardından IDF Sözcüsü başka bir açıklama gönderdi: “Siber güvenliğimizi korumak için Microsoft’un desteğini takdir ediyoruz. Microsoft’un verilerin depolanması veya işlenmesi konusunda IDF ile çalışmadığını ve çalışmamış olduğunu teyit ederiz.”
*The Guardian’dan Harry Davies bu habere katkıda bulunmuştur.
(DS/VC)




