Neredeyse bir asır önce Şeyh Said efendi ve Kürt aydınlarının Diyarbakır meydanlarında boyunları vurulmuş, deyim yerindeyse Kürtlerin başı gövdesinden koparılmıştı.
Ayrıca Kürdistan’daki medreseler “modernlik” adına kapatılmış Kürtler bir günde karanlığa mahkum edilmişti.
Sözüm ona modernistlerin gözünde cahil oluvermiştik. İşin çelişkili tarafı ise zamanla Kürt aydın çevresinde de bu tez kabul görmüş, Kürt medreselerinin gerici ve çağdışılığına modernlik adına inanılmıştı.
O gündür bugündür kanayan bu coğrafya bir acılar koleksiyonu olmuştu.
Savaşın tüm tahribatları altında Kürtler bir dünya kurmak için dişini tırnağına taktılar. Bu Savaş elbet Kürt bilgi dünyasında da önemli bir verimli tabakayı alıp götürecekti. Fakat fiziki kırım yetmedi, jenosidi tamamlamak için ayrıca da bir ethnosid lazımdı.
Özellikle Kemalizm için asimilasyonun (ethnosid) en efektif yolu eğitimdi.
Bizim içinse hatıramda kalan okulun ilk günlerindeki travmaydı; öyle ki çoğu arkadaşımın okuldan kaçmasına vesileydi.
Fakat Mezopotamya’nın kadim halkı Kürtler tekrar kökleri üzerinde yeşerip boy verdiler. Barış/geçiş dönemi Kürtler için bir çok projeye gebedir.
Yaklaşık 200 güzide Kürt aydını 23 Haziran 2013 günü Amed’te (Diyarbakır) Mezopotamya Üniversitesi’ni kurmak üzere yola çıkan Mezopotamya Vakfı’nın Kurucular Kurulu Toplantısında* biraraya gelerek güçlü bir ışık oldular. Şimdi herkes Kürtlerin bu işin üstesinden gelip gelmeyeceklerini merakla bekliyor.
Toplantıda gözlenen şuydu ki bu bir idealistler topluluğuydu. Herkes büyük bir heyecan ve enerjiyle gelmişti. Ayrıca orada bulunan herkes bu ağır tarihi sorumluluğun bilincinde hareket ediyordu.
Kürt akademisyenlerinin/aydınlarının donanımı ise bir değil iki veya daha fazla üniversite kurmaya yetecek cinstendi.
Bir de buna Avrupa diasporasındaki akademisyenler eklendiğinde ortaya devasa bir potansiyel çıkıyor. Diaspora hem tersine beyin göçü hem de Mezopotamya Üniversitesi’nin Avrupa’daki ilişkilerinde gözü kulağı olması açısından önem kazanıyor.
Daha Üniversite kurulurken “Demokratik Üniversite” üzerine yürütülen tartışmalar umut vericiydi.
Organizasyon açısından halen belli yetersizlikler yaşansa da asıl önümüzde duran büyük sorunun projenin finansmanıdır.
Bundan sonraki süreçte özellikle bu devasa projenin finans kaynakları üzerinde ciddi bir şekilde çalışılması gerekiyor.
Bu açıdan istisnasız bütün Kürt kurumları ve sermaye sahipleri Roj TV örneğinde gösterilen duyarlılığı burada da gösterebilmelidirler.
Amed’te kurulacak ilk üniversite gelecekte kurulacak eğitim kurumları için bir ilk olma açısından özellikle değer kazanıyor.
Ortadoğu’nun önemli politik merkezlerinden biri olan Amed’in bilim ve kültür alanında da kendine layık olan projelere imza atması gerekiyor.
Ayrıca belirtmek gerekir ki çok dilli bir coğrafya olan Kürdistan’a çok dilli üniversite isabet etmiştir.
İlk adım olarak Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünün kurulması öğrenciler ve öğretim elemanlarının hazırlanması açısından hayati bir öneme sahiptir.
Tüm Kürt aydınlarını ve iş çevrelerinin bu projeye güçlü destek sunmalarını bekliyoruz.
Sadece Kürtler kendi kaynaklarıyla değil merkezi Hükümet de geçmişte yapılan hataları telafi etmek ve bir yandan bölgesel eşitsizliği gidermek öte yandan halklar arasında barışın tesisi için bu tür projelere özellikle destek olmalıdır. (SIG/BA)
* Mezopotamya Vakfı Kurucular Kurulu toplantısında Mütevelli Heyeti seçildi: Sertaç Bucak, Mehmet Kaya, Selim Ölçer, Mahmut Toğrul, Sedat Yurtdaş, Sema Kılıçer, Selçuk Mızraklı, Davut Ökütçü, Osman Baydemir, Mehmet Gemsiz (Zana Farqini), Semra Azizoğlu, Özlem Anlı, Mahmut İlhan, Yurdusev Özsökmenler, Kadri Yıldırım, Ahmet Yıldırım, Nazım Ekinci, Yiğit Ekmekçi, Mehmet Dursun, Ronayi Önen, Emine Filiz Bedirhanoğlu, Mehmet Ayhan, Oktay (Welat) Ay, Ramazan Danış, Necmettin Piriççioğlu.