Gezici tarım işçilerinin sorunları her yıl, ya kötü ulaşım koşulları yüzünden yaşanan ölümlü kazalar ya da gittikleri yörede kalınacak mekan nedeniyle çıkan çatışmalarla gündeme gelmektedir.
Bilindiği üzere, her yıl pamuk toplamak için Çukurova'ya, fındık toplamak için Karadeniz'e, tütün için Ege'ye gezici mevsimlik işçiler adeta göç etmektedir. Üstelik gezici işçiler göçü tek başlarına değil genellikle aile fertleriyle birlikte, karısı ve çocuklarıyla birlikte yapmaktadırlar. Bu nedenle gidilen yere, günlük yaşamlarını sürdürmelerine olanak verecek araç ve gereçlerle birlikte adeta taşınma görüntüsü içinde hareket edilmektedir.
Gidilen yerde, kalabilmeleri için tahsis edilen yerler bulunmadığından, kırsal alanda yerleşim yerlerine yakın ikamet etmeleri istenmediğinden, su, elektrik, barınacak birimler bulunmadığından, akla gelebilecek her türlü olumsuz koşullarda kendi olanaklarıyla derme çatma barınma yerleri oluşturulmaktadır.
Çoluk çocuk birlikte gidildiğinde, erkek ve kadınlar çalışırken, çocuklar genellikle kendi kendilerine kalmakta, hatta iş yapabilecek büyüklükte olanlar da çoğu kez annesine veya babasına yardım adı altında çalışma eylemine katıldıklarından, bakıma muhtaç küçük çocukların durumları daha da korunaksız kalmaktadırlar.
Göç zamanı eğitim sürecine rastladığında, çocuklar da aileleriyle birlikte gittiklerinden ve gidilen yerlerde de eğitimlerinin devamını sağlayacak düzen bulunmadığından, çocukların eğitimleri de aksamaktadır.
Yasal açıdan mevcut duruma bakıldığında, sadece 51 kişiden fazla işçi çalıştıran tarım işyerlerinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olduğu görülmektedir. Bu nedenle, tarım işçilerinin büyük bir çoğunluğunun yasa kapsamı dışında kaldığı açıktır. Ancak bir an için tüm tarım işçilerinin İş Kanunu kapsamında olduğu varsayılsa bile, gezici mevsimlik tarım işçilerinin gördükleri işler, genelde 30 günden az süren süreksiz işler niteliğinde olduğundan, zaten İş Kanunu hükümlerinden yararlanma olanakları olamayacaktır.
Bu nedenle, genelde tarım işçileri ama özelde gezici mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının özel olarak yasayla düzenlenmesine gereksinim bulunduğu düşünülmektedir.
Ancak, 25 Mart 2010 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan Başbakanlık genelgesi, idari önlemlerle, gezici mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarını iyileştirmek istemektedir. 2010/6 sayılı genelgeyle, mevsimlik gezici tarım işçilerinin ulaşım, barınma, eğitim, sağlık, güvenlik, sosyal çevreyle ilişkiler ile çalışma ve sosyal güvenlik bakımından mevcut sorunların giderilebilmesi için alınacak önlemlere yer verilmektedir.
Bu amaçla, öncelikle konuyla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması, yürütülmesi gereken faaliyetlerin izlenmesi, uygulama sırasında doğabilecek sorunlara çözüm üretilmesi ve bir veri tabanı oluşturulması için "Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulu" kurulacaktır.
Kurul, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısının Başkanlığında; İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, Türkiye İş Kurumu, tarım işkolunda örgütlü en çok üyeye sahip işçi sendikası ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği temsilcilerinin katılımıyla oluşturulacaktır(m.1).
Ayrıca, mevsimlik gezici tarım işçisi (İşçi) gönderen ve alan her il ve ilçede, mülki idare amirinin başkanlığında; o ildeki ve ilçedeki ilgili kurum ve kuruluş, işçi, aracı ve işveren (toprak sahibi/işleyen) temsilcilerinin katılımı ile "İl/İlçeMevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulu" oluşturulacaktır (m.2).
Genelgeye göre;
1. İşçilerin göç döneminde yolculuklarının güvenli ve sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca gerekli bütün tedbirler alınacaktır(m.3).
2. İşçilerin şehir içinde, otogar ve istasyonlarda, parklarda vs. gelişi güzel konaklama ve beklemelerine "fırsat verilmeyecek", bunun için il ve ilçe merkezlerinde geçici konaklamaları için ihtiyaç halinde ve imkanlar dahilinde kamuya ait alan ve tesislerden yararlanma olanakları sağlanacaktır (m.4).
3. İşçilerin ihtiyaç duyduğu ekmek ve yemek pişirme, çamaşır ve bulaşık yıkama ile tuvalet ve banyo mahalleri gibi asgari ihtiyaçların karşılandığı barınma yerlerinin işverenlerce karşılanması sağlanacak, bunun sağlanamadığı bölgelerde; işçilerin yoğun olarak çalıştığı yerlere en yakın mesafede, alt yapısı il özel idarelerince hazırlanacak toplulaştırılmış uygun yerleşim yerleri oluşturulacaktır (m.5).
4. Gezici mevsimlik işçilerin barınacakları yerlerin, elektrik, su, kanalizasyon, yol gibi hizmetlerin sunumunun kolaylıkla sağlanabileceği, hazine arazileri arasından seçilmesine özen gösterilecektir(m.6)
5. Toplulaştırılmış çadır yerleşim yerlerinde, il özel idarelerince, tuvalet, banyo, çamaşır ve bulaşık yıkama yerleri ile ekmek pişirme imkânları ve gerektiğinde derslik olarak kullanılabilecek sosyal tesisler oluşturulacaktır.. İhtiyaç duyulacak çadır ve sözü edilen tesisler, imkânlar ölçüsünde öncelikle bölgedeki Türkiye Kızılay Derneği, valilikler ve belediyelere ait depolardan temin edilecektir. İhtiyaçların bu şekilde karşılanamaması halinde il özel idarelerince kiralama ve hizmet satın alma yoluna gidilecektir (m.7).
6. Bu yerleşim yerlerindeki içme ve kullanım suyu ile elektrik ihtiyacı; şebeke tesisi, mahallinde sondaj, su tankı/tankeri, elektrik hattı tesisi veya jeneratör temini suretiyle il özel idarelerince sağlanacak ve kullanım bedelleri kullananlardan alınacaktır(m.8).
7. Toplulaştırılmış çadır yerleşim yerlerinin belli aralıklarla her türlü haşerelere karşı ilaçlanması ile çöplerin alınması, mücavir sınırlara göre ilgili belediye veya il özel idaresi tarafından yerine getirilecektir(m.9).
8. İşçilerin ve ailelerinin bulaşıcı ve salgın hastalıklara karşı düzenli sağlık taramaları, çocukların gelişimi, gebelik takipleri periyodik olarak yaptırılacak, Bunların aileleri ve çocukları sosyal hizmetler kapsamında bilgilendirilecek, psikolojik destek verilecek ve varsa özürlü ve yaşlıların Devletimizin bu kesimler için sunduğu imkân ve hizmetlerden yararlandırılmaları sağlanacaktır(m.11).
9. İşçilerin zorunlu öğretim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere; kendi yörelerindeki veya gittikleri yerlerdeki Yatılı İlköğretim Bölge Okullarına misafir öğrenci olarak alınmaları veya taşımalı eğitim veya mobil eğitim gibi imkanlardan en uygun olanı seçilerek çocukların okula devamları sağlanacaktır. Çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri İl/İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca temin edilecektir(m.12).
10. İşçilerin sosyal güvenlikleri açısından mevcut durumları Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından "iyileştirilecektir"(m.14).
11. Çocuk işçiliği ve çocuk emeğinin istismarı ile etkin mücadele edilecektir(m.14)
12. Tarımda iş aracılarının belgelendirilmesi zorunlu hale getirilecek, iş aracıları ile işverenler veya doğrudan işçiler ile işverenler arasında sözleşme yapılmasının sağlanması için gerekli tedbirler alınacaktır. İşveren/iş aracısı ve işçi arasındaki ücret alacağına ilişkin uyuşmazlıkların öncelikle il ve ilçelerde kurulacak izleme kurullarında çözümlenmesine çalışılacaktır (m.15).
13. Tüm bu faaliyetler için ihtiyaç duyulan kaynak, valiliklerce hazırlanacak projeler doğrultusunda; 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun geçici 6. maddesinde yer alan ekonomik kalkınma ve sosyal gelişmeye yönelik altyapı yatırımları için işsizlik sigortası fonundan aktarılan kaynaklardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca il özel idarelerine gönderilecek ödenekler ile imkanlar ölçüsünde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ve il özel idarelerinin bütçelerinden karşılanacaktır (m.18).
14. İl / İlçe Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurullarınca, mevsimlik çalışma döneminin başında ve sonunda, o il ve ilçede yürütülen faaliyetler, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri Mevsimlik Gezici Tarım İşçileri İzleme Kurulunda görüşülmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilecektir(m.19).
Görüleceği üzere, yönetim ilk defa, her sene yaşanan ölümlü kazalarla ya da gidilen yörelerde yaşanan sosyal sorunlarla gündeme gelen gezici tarım işçilerinin sorunlarına çözüm getirmek istemektedir. Konunun ilk kez oldukça kapsamlı olarak ele alınmış olması önemlidir. Ancak burada, Devletin kendi olanaklarıyla devreye girdiği görülmektedir. Bazı hizmetlerin oluşması iyi niyete bırakılmıştır.
Halbuki, bu düzenlemelerin önemli bir bölümünün, işçi işveren ilişkileri bağlamında bu işçileri istihdam edecek işverenlerin yükümlülüğü olarak yani, işçilerin yasal hakkı olarak düzenlenmesi esas olmalıdır.
Bir kez daha söyleyecek olursak, gördükleri iş süreksiz iş niteliğinde olduğundan, mevsimlik gezici tarım işçileri İş Kanunu kapsamında olsalar bile yasa hükümlerinin birkaç madde dışında temel hakları düzenleyen hükümlerin tümü uygulanamayacağından, mevsimlik gezici tarım işçilerine özel bir yasanın düzenlenmesi son derece yerinde olacaktır.(DK/EÜ)
_____________________________________________________________________
* Doğan Keskin, emekli iş başmüfettişi.