Bu sene 2-11 Mart tarihleri arasında gerçekleşen 20. Selanik Belgesel Festivali’nde ödüller 11 Mart Pazar gecesi yapılan törende açıklandı.
Uluslararası jüri, Juliana Antunes'in Baronesa ve Gürcan Keltek'in Meteorlar adlı belgesellerini jüri özel ödülüne layık gördü. Baronesa adlı belgesel Brezilya'nın Belo Horizonte kentindeki gecekondu mahallerinde renkli bazı kişilere odaklanarak seyirciyi favela dünyasına dahil ediyor.
Kapanış gecesine katılamayarak mesaj yollayan Keltek, Türkiye'de gösterilme ihtimali pek bulunmayan filminin dünya festivallerinde yer alıp ödül almasının kendisini çok sevindirdiğini belirtirken gönülde bağlı bulunduğu Selanik kentine selamlarını iletti.
Festivalin kapanış filmi olan Jean Vigo'nun À propos de Nice (Nice Hakkında) adlı sessiz eseri Olympion sinemasının perdesine yansırken besteci Lefteris Tsavdaridis'in etkinlik için özel olarak hazırladığı beste Selanik Devlet Senfoni Orkestrası üyeleri tarafından canlı olarak seslendirildi.
Gecenin gerçek galibi üç ayrı ödül alan, yönetmenliğini Simon Lereng Wilmont'un üstlendiği The Distant Barking of Dogs adlı belgesel oldu. Amsterdam'da geçtiğimiz Kasım ayında düzenlenmiş olan IDFA'dan da ödüllü Danimarka/İsveç/Finlandiya ortak yapımı belgesel savaş bölgesi Doğu Ukrayna'da büyükannesiyle yaşayan on yaşındaki Oleg'in yaşantısına hassasiyetle eğiliyor.
Oleg kuzeni Yarik'le bölgedeki şiddete maruz kalırken, savaşın özellikle çocukları nasıl mağdur ettiğine dair çarpıcı detaylara vakıf oluyoruz. Festivalin büyük ödülü olan Altın İskender dışında aynı film, Yunanistan Parlamentosu'nun İnsani Değerler Ödülünü ve FIPRESCI ödülünü de kazandı.
Fahişe olmaktan beteri yok
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) özel mansiyonu Muhi - Generally Temporary adlı İsrail /Almanya ortak yapımına verildi. Rina Castelnuovo ile Tamir Elterman'ın yönettiği çarpıcı belgesel Filistinli küçük Muhammed'in İsrail'de bakım altında tutulduğu uzun yıllara odaklanıyor.
Uluslararası Af Örgütü en iyi belgesel ödülünü ise Everything Is Better Than a Hooker adlı film kazandı. Yönetmen hanesinde Ovidie adını gördüğümüz belgesel, daha önce eskortluk yaptığı için adalet tarafından ayrımcılığa tabi tutulan İsveçli bir kadının hikayesine eğiliyor. 2013 yılında çocuklarının babası tarafından bıçaklanarak öldürülmüş olan mevzubahis kadın daha önce defalarca şiddete maruz kalmıştı. Buna rağmen fahişelik geçmişi yüzünden çocukların velayeti babalarına verilmiş ve tahmin edilebilir cinayet bir süre sonra işlenmişti. Kadın hakları konusunda Avrupa çapında bir davaya dönüşen vakanın herkes tarafından duyulmasını dilediğini belirten Ovidie, Selanik belgesel festivaline gönderdiği mesajda şahsen eskortluk geçmişi olduğu için meseleye yakından vakıf olduğunu belirtti. Selanik'ten aldığı ödülle belgeselci kimliğinin tescillenmiş olmasından dolayı ayrıca memnuniyetini ifade etti.
Suriye'de katliam sürerken
20. Selanik Belgesel Festivali seyircisinin bağrına bastığı eserlerden bir tanesi Talal Derki'nin Of Fathers and Sons adlı ödüllü belgeseli oldu. Etkinliğin her sene artan seyirci oylarının galibi olan sarsıcı yapım Suriye'deki savaşı bir kez daha gözümüze sokarken El Nusra saflarında yer alan Abu Osama'nın oğullarıyla ilişkisine odaklanıyor. Şiddet dolu bir ortamda küçücük çocuklar din adına savaşa, dolayısıyla ölüme sürükleniyor, Cihatçıların acımasızlığı ayrıntılarıyla teşhir ediliyor. Filmde savaşla ilgili olarak bahsi geçen ülkelerden biri de Türkiye.
Festival sırasında Selanik'te bulunan yönetmen Atina'da geçirdiği yıllarda öğrendiği Yunancası ile sempati topladı. Kapanış gecesi yolladığı Yunanca mesajı hararetle alkışlanırken Suriyeli yönetmen bir dahaki filminin daha iç açıcı olmasına dair dileğini bir kez daha ifade etti. (MT/EKN)