Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) yaşanan şifre skandalının ardından Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı'ndaki (ALES) eksik soru kitapçıkları vakası ÖSYM ile birlikte METEKSAN adlı özel işletmeyi gündeme getirdi.
Her yıl Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) gerçekleştirdiği onlarca sınavın soru kitapçıklarını METEKSAN adlı tedarikçi firmanın bastığını öğrenmiş olduk. Bütün sistemin sınavlar üzerine kurulu olduğu ve bundan dolayı sınav kitapçıklarının gizliliğin ve güvenliğinin devletin kontrolünde ve denetiminde olduğunu düşündüğümüz ülkemizde, meğerse sorular yıllardır ilk önce bir taşeron firmanın elinden geçiyormuş.
METEKSAN, ilk Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı İhsan Doğramacı tarafından kurulmuş işletmelerden biri. ÖSYM 1975′ten beri yani 36 yıldır bu firmayla çalışıyor. 1995-2003 yılları arasında YÖK başkanlığı yapan Kemal Gürüz'ün ÖSYM'nin elindeki tek matbaayı kapatması ile METEKSAN, ÖSYM'nin tek tedarikçisi haline geliyor.
Yılda 40'a yakın sınavın milyonlarca kitapçığının basımını gerçekleştiren METEKSAN'ın milyar dolarla ifade edilen bir kazancı söz konusu. Tabi bu kar oranı sektördeki bir çok firmanın iştahını kabartıyor.
Kombassan Kâğıt Fabrikası Mali İşler Müdürü Mehmet Akın, "ÖSYM'nin yaptığı ihalelerden sektörün haberi yok." diyor. Akın, "METEKSAN'ın güçlü bir firma olmanın ötesinde devletin derin yapısıyla doğrudan göbek bağı olduğunu" ileri sürüyor ve pastadan kendilerininde pay almak istediklerini ifade ediyor.
Iktidardaki çatışmalara bağlı olarak taşeron firmanın değişmesi gündeme gelebilir ancak kamuda taşaronlaşma uygulamalarının devam etmesi özellikle eğitim ve sınav gibi hizmetlerde verilen hizmetin niteliğinde ve güvenliğinde azalmaya ve yeni skandalların ortaya çıkmasına yol açacaktır.
Taşeron Anneler
Adana'da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Sevgi Evleri'nde kalan bir çocuğa iki bakıcı annenin ısıttıkları çatalla işkence yaptıkları iddiası üzerine Adana Valisi İlhan Atış "söz konusu bakıcı anneler Sevgi Evleri'nde hizmet satın alımı kapsamında görevlendirilmiştirler ve her ikisinin de görevlerine son verildi" şeklinde bir açıklamada bulunuyor.
Devletin koruması altında bulunan kimsesiz çocuklar taşeron sözleşmeleri ile taşeron annelere teslim ediliyor. Çocukların korunmasından ve güvenliğinden sorumlu olması gereken sosyal devlet, geçici sözleşmelerle çalışan tedarikçiler üzerinden çocukların bakımını sağlıyor ve koruma altındaki çocukları her tür saldırıya açık konuma getiriyor.
Adana'da yaşanan örnekte gördüğümüz gibi, kamuda artan taşeronlaşma uygulaması sadece çalışanların sosyal haklarını ortadan kalkmasına yol açmıyor, verilen hizmetin niteliğini de yok ediyor. Sosyal hizmetler gibi son derece hassas bir kamu hizmetinde, geçici doğasından kaynaklı güven ve kalıcı bağların olmadığı taşeron çalışmanın uygulanması, çocukları korunmasız halde bırakıyor.
Gerek ÖSYM'nin milyonlarca insanın hayatını belirleyen sınavları METEKSAN adlı taşeron firmada bastırması, gerek Sosyal Hizmetlerin taşeron çalıştırma uygulaması ile çocukların güvencesiz ortamlarda yetiştirilmesi, geleceğimizin kamudaki taşeronlaşma uygulamaları ile nasıl yok edildiğine güncel ve yaşamsal örnek oluşturuyor. (ES/EÖ)