ABD’li yazar Jack London’ın romanı “Katıksız Sevgi” (Özgün adı: Michael, Brother of Jerry), iki canlı; insan ve köpek arasındaki gerçekten katıksız, çıkarsız sevgiyi anlatır. Doğanın, denizin sert koşullarına, yaşanan onca sıkıntıya karşın beraber verilen mücadele ve gerçek sevgi ile tanışırsınız. Sirklerde kullanılan o masum varlıkların, insanlar için düzenlenen görsel şölen uğruna arka planda nelere katlandığını da görürsünüz. Yine, 2009 ABD yapımı drama filmi “Hachiko: A Dog's Story”de de bir profesör ile profesörün ölümünden sonra onu yıllarca Shibuya Metro İstasyonu'nunda bekleyen Hachiko’nun; bir köpeğin hikâyesini izlersiniz. Bu hikâye tamamen gerçek yaşamdan uyarlanmıştır. Hayvan ve insan arasındaki sevgiyi aktaran böyle daha ne çok örnek verilebilir.
Sokak hayvanlarına ilişkin, doğal olarak onların hiç “bilinçli” olmadan (bile isteye, planlayarak eylem yapmak, yalnız insana özgüdür) neden oldukları olaylar adına tüm hayvanları nefretin odağına yerleştirmek nasıl bir aklın ürünüdür? (Ayrıca hiçbir hayvan bir tehdit algılamadıysa, salt saldırmak adına saldırmaz! Bu onun kendini koruma içgüdüsüdür). Nasılsa direnemeyecekleri, sesleri olmadığından ses çıkaramayacakları bilindiğinden, çözümü hepsini yok etmekte bulmak, peki, o nasıl bir vicdanın ürünüdür? Bunun nesi adil ve insanidir? Güçlünün güçsüzü, büyük balığın küçük balığı yuttuğu orman yasaları mı uygulanmalıdır? Bunun bir adım ötesi, Ortaçağ’da halka açık meydanlarda ölümün kutsanmasıdır. “Giyotiiinn” diye bağıran ruh sağlığı paramparça olan, nefretin ele geçirdiği insanların zihniyetidir. Ya da Michel Foucault’un “Hapishanenin Doğuşu” adlı yapıtındaki “azap çektirmenin ayinsel çerçevesi” değil de nedir bu?
Hayvan sevgisinin neredeyse bir suç durumuna geldiğini anlamak için tek başına kullanılan kavramlara dahi bakmak yetiyor. “İtler”, “itperestler” de dâhil pek çokları burada anmamın yakışık alamayacağı türden. Sadece bu değil konu. Bu kavramlar üzerinden sosyolojik bir analiz yapılırsa daha da farklı ve acı gerçekler çıkar ortaya. Kadın kimliğine yüklenen anlamlar, örneğin; “evlenmedikleri için” “çocukları olmadığı için” ve daha ağırları. Evli, çocuklu olanların içinde hayvan sever olanları hangi kategoriye yerleştirdiklerini merak etmemek elde değil! Gelişmiş ülkelerde özellikle çocuklarının doğa ve hayvan sevgisini tanıması, sorumluluk duygusu ile yetişmesi için bir ya da daha çok hayvanı evine alanlar da bu ezberi bozmuyor mu? Sorgulanacaklar o kadar çok ki, burada bitmez. Örneğin, işine gelince kadını kutsayan söylemler, bağlam “hayvan” olunca ne çabuk değişiverir; “teyzeler”, “sorunlular” “yalnızlıktan böyle olanlar”… Formül, onların kalıplarına yerleşmek, onların istediği gibi oluvermektir. Bir diğer ikiyüzlü yaklaşım, gelişmiş Batı’nın pek çok konuda eleştiri bombardımanına tutulurken, konu sokak hayvanları olunca, üstelik de tamamen yanlış bir argümanla örnek verilmesi: “Medeni ülkelerde sokakta hayvan olmaz…” “uyutup öldürüyorlar”…
Pek çok bilimsel kaynak incelenirse bunun doğru olmadığını görürsünüz. 13 Kasım 1987 tarihli Avrupa Sözleşmesi, sahipsiz köpeklerin denetimsiz üremesini önlemek üzere kısırlaştırmayı öngörmektedir. Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma'nın 13. Maddesi hayvanları “hissedebilen varlıklar” olarak tanımlamaktadır. Hollanda, Fransa, İsviçre ve Almanya da dâhil olmak üzere pek çok ülkede sahipli hayvanın terk edilmesi, işkence, kötü davranış ve benzeri durumların ağır yaptırımları vardır. İspanya’da Hayvan Refahı Yasası, hayvanlarını terk eden evcil hayvan sahiplerine 45.000 Euro'ya varan para cezaları getirirken, sağlıkla ilgili çok zorunlu nedenler dışında ötenazi yapılmasını da yasaklar.
Belçika, Almanya, İsveç, Polonya, İsviçre, İtalya ve Yunanistan dâhil birçok ülkede sokak hayvanları ve sokak köpeklerinin çiplenmesi, sahiplendirilmesi, sahiplendirilemeyenlerin bakımevlerine alınması söz konusudur. Barınakların koşullarının iyi olması; şeffaflık ve hesap verebilirlik esastır, kapılar sürekli gönüllülere açıktır. Ötenazi ya da uyutma hemen hepsinde ancak ve ancak hayvanın tedavisi olanaksız rahatsızlıklarında, acı çekmemeleri adına yapılmaktadır. Ötenazi uygulandığı söylenen nadir ülkeler (Örneğin İngiltere) ise bunu prensipte belirtse de uygulamada bu çok az rastlanılır bir durumdur. Hayvanların saldırması ve benzeri iddialar ise çok ciddi biçimde incelenmekte ve lisanslı bir veteriner hekimin hayvanın gerçekten saldırgan olup olmadığı konusunda rapor vermesi gerekmektedir. Bununla da yetinilmeyip hayvanın saldırmaya kışkırtılıp kışkırtılmadığı da araştırılmakta; saldırı vakasının birden fazla kez rapor edilmiş olmasına dikkat edilmektedir. Bu durumlarda dahi hayvanın rehabilite edilmesi için çaba gösterilmektedir.
Kısacası bir hayvan ancak olağanüstü durumlarda, örneğin tedavisi olanaksız bir hastalık nedeni ile acı çekmemesi için uyutulmakta ve uyutulması dahi acı çekmeyeceği biçimde özenle yapılmaktadır. Olağanüstü koşullar dışında asla bir canlının yaşamına son verilmemektedir. Buna zaten mevzuat izin vermemektedir.
Bütün bunlar dikkate alındığında, yapıcı çözümler üretmek zor olmamalı. Kısırlaştırma ile popülasyonun denetimi, hayvanlar için sağlıklı ortamlar, mevzuatın iyileştirilmesi ve en önemlisi de sevgi ve merhameti sağlayacak, evrenin tek sahibinin insan olmadığını anlatacak bir sistemin, bir kültürün inşası olmalı. Yolumuz uzun ama en azından insan olmak adına bunu yapmak boynumuzun borcu!
Kaynaklar:
Bolelli, Ş. (13.09.2023). Spain’s streets dog-free despite rampant abandonment. Erişim adresi: https://www.aa.com.tr/en/europe/spain-s-streets-dog-free-despite-rampant-abandonment/2990610
Gürlüler, A. T. (2022, 8 Temmuz). Avrupa’da sokak hayvanı neden yok? Erişim adresi: https://daktilo1984.com/forum/avrupada-sokak-hayvani-neden-yok/
Motti, T. (2012, 27 Nisan). Animal welfare and the size of the European stray animal population. Parliamentary question, - P-004480/2012- European Parliament. Erişim adresi: https://www.europarl.europa.eu/doceo/document/P-7-2012-004480_EN.html
Oran, Z. K. (2023, 23 Eylül). European streets clear of stray animals despite thousands abandoned. Erişim adresi: https://www.aa.com.tr/en/europe/european-streets-clear-of-stray-animals-despite-thousands-abandoned/2999408#
(GD/AS)