Henüz 23 yaşında ama, kariyerine altı film, beş televizyon filmi, dört kısa film, dokuz televizyon dizisi, iki müzikal ve iki reklam filmi sığdırmayı başarmış. 1. Büyülü Fener Film Festivali “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünün sahibi.
Melisa Sözen. “Çemberimde Gül Oya” dizisinin Feriha’sı, “Bıçak Sırtı”nın Nisan’ı...
Hüzün ve umudu, inat ve heyecanı bir arada, zerafetle taşıyabilen bir genç kadın. Söyleşimiz boyunca 20’li yaşların çekingenliği ile kendine güvenen bir insanın kararlılığı yer değiştiriyor gözlerinde. Samimiyetine soruları “doğru” yanıtlamanın telaşı eşlik ediyor.
Ona göre, bir insanın toplumsal sorunları anlamadan kendisini tanıması imkansız. Önce, kadınlık meselesi:
“Özgür ve eşit bir yaşam, varoluşumuzu içselleştirmekle mümkün. Türkiye’de kadın filmleri, kadın hikayeleri yok gibi. Erkeklerin dilinden dinliyor, erkek gözüyle izliyoruz. Televizyon programlarıyla namus cinayetlerine, cinsel ayrımcılığa, şiddete çanak tutuluyor; erkek egemenliğinin ajitasyonu yapılıyor. Önce önyargıları ve ezberleri bozmak lazım.”
Yaşlılarla ve çocuklarla ortak bir hayat
Türkiye’de sanatın seçkin bir gruptan toplumun geneline yayılması gerektiğini düşünüyor, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın “Okuyorum Oynuyorum” projesinde yer alıyor.
Bu ayın sonunda gerçekleştirecekleri gösteriyi çok önemsiyor.
Yola nereden çıkacağını bilemese de hayali, kimsesiz çocuklara ve yaşlılara dair: “İçinde hep birlikte ‘yaşayabileceğimiz’, hayata sanatla devam edebileceğimiz bir ev istiyorum. Önemseyeceğimiz, önemseneceğimiz, hayattan kopmayacağımız bir ev. Bir nevi komün hayatı galiba özlediğim...”
Neden oyunculuk?
Tek bir hayatla yetinemediğimden. Birkaç yaşama sığacak kadar çok enerji ve isteğe sahibim. Oyunculuk benim için hayatın ta kendisi, içinde hayata dair herşeyi barındırıyor. Yaşadığım her şey oyunculuğuma, oyunculuk da bana hizmet ediyor.
İlk sahne deneyimi?
14 yaşımda, “Yedi Kocalı Hürmüz” müzikaliyle. Orada tanıştığım tiyatrocular sayesinde bir televizyon dizisinde ilk rolümü kaptım. Beni Pera Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü’ne yönlendiren de onlardı. Ailem önce eğitimimi tamamlamı istedi. “Başka bir alanda eğitim almak, oyunculuk dışında bir B planı yapmak kendime inançsızlık olur” diye düşündüm.
Televizyon mu, sinema mı?
Televizyon sinemaya açılan bir kapı. Para kazanmak ve tanınmak için bir fırsat. Sinemanın yeri ayrı ama doğru projeler, televizyonda ya da sinemada, beni hep mutlu ediyor.
Bir karaktere bürünmek nasıl bir süreç?
Kendimden yola çıkıyorum. İlk iş, senaristin yazdığı karakteri tanımak. Sonra, bende ona benzer ne var, diye bakarım.
Karaktere ait bir defter tutarım. Onun beğenisine uygun bir defter alırım, yazdığım kalemin rengini bile karakterin ruhuna uygun seçerim. İlk sayfalara elimdeki verileri yazarım. Karakterin psikolojisi, biyografisi, diğer karakterlerle ilişkileri... Karakter adına günlük tutarım. Okuduğum sahnelerden resimler yaparım, şiirler yazarım, karakterin sevdiği şarkıları, kokuları bulmaya çalışırım. Sete erken gider karaktere ait mekanlarda vakit geçiririm.
Karakteri tanıdıktan sonra senaryodaki önemli bir anın, duygunun bendeki karşılığını ararım. Okuduklarımdan, deneyimlerimden yola çıkarım.
Kendinizi nasıl anlatmak istersiniz?
Kendimi ve hayatı haddinden fazla sorguluyorum. İnsanlara yaklaşırken, konuşurken, oynarken... Herşeyin varyasyonları var. Tüm bu seçenekler, sorgulamalar, eleştiriler beni çok yoruyor. Artık sükunet istiyorum, kendimi tanımaya çalışıyorum.
Okumayı, resim yapmayı, fotoğraf çekmeyi ve gezmeyi seviyorum. Daima defter, kalem ve kitabımla dolaşırım.
Çabuk sinirleniyorum ve öfkemi aşıp kendimi doğru ifade edememekten muzdaribim. Kendimi ehlileştirmeye çalışıyorum. Saygısızlığa, yalana, suistimale dayanamam.
Fazla mükemmeliyetçiyim. Bir ara “korkmaya” takmıştım. Korkularımla yüzleşmeliyim diye kendime işkence ettiğim dönemler oldu. Bedenim ve ruhum buna panik atakla tepki verdi. Sonra “ne hissediyorsan onu yaşa, onunla yüzleş, yeter” dedim.
Başarabildiniz mi?
Bir seçim yapmam gerektiğini öğrendim: Ya kendime hata yapma hakkı tanıyacağım da ya da hata yapmaktan korkarak hata yapacağım. Artık duygularıma serbestlik tanıyorum ve bu oyunculuğumda da işime yarıyor.
Bu kadar genç yaşta bu kadar tanınmak sizi nasıl etkiliyor?
Oyunculuğunuzun, kişiliğinizin ya da fiziğinizin eleştirilmesi, profesyonel de olsanız, kolay değil. Kırıldığım, incindiğim oldu ama sonra kabullenmeyi öğrendim. Yine de emeğinizin karşılığını alamayınca üzülüyorsunuz. (BB/EZÖ)