* Fotoğraflar: Flickr
Hafıza mefhumunun nörolojik bilimlerin dışında tartışıldığı ve toplumsal bir inşa olarak da hem mücadelesinin verildiği hem de bizzat uygulandığı günümüzde demokratik bir gelecek için olmazsa olmaz bir şart olduğu su götürmez bir gerçek. Toplumsal hafızanın bu işlevini yerine getirebilmesi için yüzleşme meselesinin enine boyuna tartışılması ve yüzleşmenin hangi yollarla ve araçlarla yapılması gerektiği ise ciddi bir araştırma ve tartışma konusu.
Kolektif-toplumsal belleğin inşası çoğu zaman hegemonik olanın elinde bir tarih yazımı şeklinde gelişirken ve kendini var ederken, ezilenler, zulüm görenler ya da genel olarak iktidardan dışlanıp hayatları değersizleştirilenler, bu alanın alternatiflerini çeşitli biçimlerde ortaya çıkarıyorlar.
Yakın tarihimizde buna verilecek en veciz örnek kuşkusuz Cumartesi Anneleri; ana akım anlatıya karşı hakikatin peşine düşen kayıp yakınlarının Galatasaray Lisesi önünde her Cumartesi toplanmaları… Öyle ki, lisenin önündeki meydanın adı kimi çevrelerce Cumartesi Anneleri Meydanı olarak bile anılıyor. Bu hafızanın “kimi çevrelerin” sınırından çıkartılıp toplumsal bir tabana yayılması ise tam da bahsedilen yüzleşme ve toplumsal bellek ilişkisinin sonucu.
Ceza yargılamaları, hakikat komisyonları, anıtlar, binalar, mezarlıklar ve daha onlarca şey yüzleşmenin aracı olabilecek mekanizmalar. Ancak kuşkusuz içlerinden en önemlisi her gün belki de on binlerce kişinin bilmeden geçtiği kamusal alanlar.
Kolektif hafıza kavramını geliştirdiği bilinen Fransalı düşünür ve sosyolog Maurice Halbwachs, kolektif hafızanın korunması ve ortaya çıkmasının çoğu kez mekânsal bileşenlerle oluştuğunu söyler. Halbwachs’a göre, tek başına hafızanın taşıyıcısı birey ve zamanken toplumsal hafıza söz konusu olduğunda bu taşıyıcılara mekân da eklenir. Halbwacks bunu, “Çünkü yaşanan her olayın bir mekânı vardır ve mekânsız bir hatırlama söz konusu değildir” diye açıklar. Bu anlamda mekânın hafızanın taşıyıcısı olarak kurgulanması toplumsal belleğin yüzleşme çerçevesinde inşası için en önemli hususlardan biri.
Bu açıdan İstanbul’un atan kalbi olarak bilinen Taksim Meydanı da yıllardır İstanbul’da yaşamayanların gündemini bile meşgul eden tartışma başlıklarından biri oldu.
Bir zamanlar, Beyoğlu’nda AKM'nin bulunduğu alan Gümüşsuyu'nun aşağısına kadar Müslüman, Taksim'den Talimhane boyunca Harbiye'ye uzanan kısım Ermeni Gregoryen, Gümüşsuyu'ndan inişte sağda kalan bir bölüm de Katolik mezarlığıydı; Beyoğlu, 6/7 Eylül 1955 kitlesel pogromunun, 1 Mayıs 1977’nin ve daha nice 1 Mayısların, Gezi direnişinin, onlarca eylemin, etkinliğin, bir araya gelişlerin hafızasıydı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Taksim Kentsel Tasarım Yarışması da bu hususu bir kez daha gündemimize getirdi. İBB yarışmayı düzenlerken meydanın çehresini, sosyal ve tarihsel önemi doğrultusunda değiştirecek bir projeyi amaçladığını, projenin bunlar gözetilerek seçileceğini duyurdu.
Peki sahiden meydanın çehresi toplumsal ve tarihsel önemi doğrultusunda mı değiştirilecek? Ya da başka bir şekilde sormak gerekirse, kimin tarihi baz alınarak değiştirilecek?
Yazar Karin Karakaşlı, siyasetçi Ertuğrul Kürkçü, RUMVADER Kurucu Başkanı Laki Vingas, mimar Mücella Yapıcı ve sanatçı Aylin Tekiner ile özelde Taksim’in genelde Beyoğlu’nun tarihini ve bu değişimden beklentilerini konuştuk.
Hatıralarımızı taze ve gerçek tutabildiğimiz her an ve her yerde keyifli okumalar...
Taksim Meydanı projesiİBB, Taksim Meydanı’nın çehresini, sosyal ve tarihsel önemi doğrultusunda değiştirecek “Taksim Kentsel Tasarım Yarışması” projesi için 2 Mart’ta kayıtları almaya başladı. Yarışmanın birinci kademesi için 4 kıta ve 29 ülkeden, 72’si yerli, 48’i yabancı, 26’sı karma olmak üzere, toplam 146 başvuru alındı. Jüri değerlendirmesi sonucu ikinci kademeye 20 proje kaldı. İkinci kademe değerlendirme süreci, 20 Eylül 2020’de sonuçlandı. Jüri, yarışmaya katılan üç eseri, eşdeğer oranda ödüle layık buldu. Kazanan projeler; Şerif Süveydan’ın liderliğindeki 15 no’lu proje, Bünyamin Derman’ın liderliğindeki 16 no’lu proje ve Kutlu İnanç Bal’ın liderliğindeki 19 no’lu proje olarak açıklandı. Seçilen üç projenin, halkoyuna sunulmasına ve kazanan eserin, Taksim’in yeni yüzü olarak hayata geçirilmesine karar verildi. İBB, “Taksim Kentsel Tasarım Yarışması”nda finale kalan üç proje için yapılacak halk oylaması öncesinde, 1 Ekim günü “Taksim Kentsel Tasarım Kolokyumu” ve ödül töreni düzenledi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu burada yaptığı açıklamada, oylamanın 19 Ekim-12 Kasım arasında yapılacağını, sonucun ise 16 Kasım’da açıklanacağını duyurdu. |
MEKANIN HAFIZASI YA DA TAKSİM MEYDANI PROJESİ YAZI DİZİSİ
Ertuğrul Kürkçü: Bize Taksim'de ağaç değil hürriyet lazım
Karakaşlı: Taksim Meydanı ülkedeki pek çok şey gibi yaralı
Tekiner: Hakikatin üstünü bir kez daha örten kolaycı projeler
Laki Vingas: Şehrin kalbi olan bir meydan yaratılmalı
Mücella Yapıcı: Yerel yönetim meydandan vazgeçmiş
HAFIZA MEKANI TAKSİM MEYDANI 1977 1 Mayıs katliamını unutmamak için |
(TP)