“Yazılı Medyada Kadın” başlığı muhtemelen kadınların medyada olumsuz temsil biçimlerine ilişkin bir eleştiri yazısını çağrıştıracaktır. Ama burada bu başlık, durumun başka bir boyutuna; medyanın üretim tarafındaki kadınların konumuna ilişkin aslında çok önemli olan ama pek de konuşulmayan bir gelişmeyi hatırlatmak amacını güdüyor.
Türkiye’nin en önemli sorunlarında birisi de hiç kuşkusuz istatistikler. Verilerin yetersizliği her hangi bir konuda araştırma yapan insanların ortak şikayetleri. Özellikle konu kadın veya toplumsal cinsiyet olduğunda, üretilen verilerin bu duyarlılıkla ortaya çıkarıldığını söylemek güç. İstatistik konusundaki sorunların da etkisiyle olsa gerek Devlet İstatistik Enstitüsü 2005'te 5429 Sayılı Türkiye İstatistik Kanunu ile yerini Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) bıraktı. Aynı Kanun ile resmi istatistiklerin üretimine ve yayımına ilişkin temel ilkeler ile standartları belirlemek, ulusal ve uluslar arası ihtiyaç duyulan alanlarda güncel, güvenilir, zamanlı, şeffaf ve tarafsız veri üretimin sağlamak için “Resmi İstatistik Programı” aracılığıyla programlı bir döneme geçildi.
Bu önemli hamlelerin veri açığımızı azaltmasını umarak konumuza yani “medya sektöründe çalışan kadınlara” dönelim.
Öncelikle Türkiye’de medya sektöründe çalışan kadınlarla ilgili çok şey söylenemiyor.
Özellikle sektörün çok hareketli olması konu hakkında net bilgi sahibi olmamızı engelliyor. Buna ek olarak son zamanlara kadar Türkiye’de veri üretiminde toplumsal cinsiyet bağlamına pek yer verilmemesi de önemli bir handikap. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda TÜİK’in ilk kez 2004’de yaptığı, daha sonra 2005’te geliştirdiği Yazılı Medya Araştırması’nın sonuçlarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Çünkü bu araştırmada veriler kadın erkek ayrımı yapılarak üretilmiyor. Tam sayıyla (yani bütün dergi ve gazetelerin araştırılmasıyla) yapılan bu araştırmayla, yazılı medyada çalışan kadınların çalıştıkları konuma ya da eğitim durumlarına göre oranlarına ulaşabiliyoruz. Fakat araştırmanın doğrudan hedefi yazılı medyada “kadın” istatistiklerine ulaşmak olmadığı için çok detaylı bir veri tabanı da geçmiyor elimize. (Yine de TÜİK’ten uzmanlarla konuştuğumda “kimi verilerin de istatistiklere doğru bakılmadığı için bulunamadığı, kimi zaman olan verilerin yokmuş gibi lanse edildiği” gibi yorumlarla karşılaştım; bu nedenle bir istatistiğe ihtiyaç olduğunda web sayfasından bulamasak da TÜİK’e de başvurmalıyız.)
Araştırmadan bahsetmekle birlikte sonuçları ile ilgili genel birkaç bilgi vermek de doğru olur diye düşünüyorum.
- Araştırmaya baktığımda gözüme çarpan bazı sonuçlar ise şöyle:
- Kadınlar yazılı medyada, basım ve dağıtım bölümlerinden ziyade yayın bölümünde çalışmaktadır.
- Kadınların eğitim durumlarına göre oranlarına bakıldığında eğitim seviyesi arttıkça bütün çalışanlar arasında kadınların oranlarının arttığını görmekteyiz. Bu da bize kadınların yazılı medyada da çalışmak için erkeklerden daha fazla mücadele etmek zorunda olduğunu gösterir; zira eğitimi seviyesi azaldıkça kadınların bu sektörde iş bulma olanağı erkeklerden daha fazla bir oranda azalmaktadır.
- Yazılı medya sektöründe kadın çalışanların oranı yüzde 35 civarındadır; gazetelerde ise bu oran dergilerden daha düşüktür.
- Kadınlar; yazı işleri müdür yardımcısı, grafiker, sayfa editörü, düzeltmen gibi mesleklerde erkeklere daha yakın oranlarda çalışmaktadır.
- Genel Yayın Müdürü, Genel Yayın Yönetmeni, Genel Yayın Koordinatörü gibi üst yönetim kademelerinde kadın çalışanların oranı yüzde 15 civarına inmektedir. Bu oranlar da gazetelerde dergilerden daha düşüktür. (Üstelik bu oranın da ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalıdır.
Zira araştırmaya göre 753 gazeteden 87 sinin Genel Yayın Müdürü kadındır ama “acaba bu 87 gazetenin tirajı, Genel Yayın Müdürlüğü kadınlara neredeyse kapalı olan ana akımdan bir gazetenin tirajı kadar var mıdır” gibi sorular bu yüzde 10-15 seviyesinin niteliğini de sorgulamaktadır.)
Bu istatistikler kadınların çalışma şartlarına yönelik şeyler söylemese de çalıştıkları yerlere ve eğitim durumlarına bakarak bir çok alan gibi bu alanda da kadınların iyi yerlere gelebilmek için erkeklerden daha çok mücadele etmesi gerektiği; kadınlara daha çok grafikerlik, sayfa editörlüğü gibi alanlarda şans verilirken erkeklerin üst kademeleri hakimiyet altında tuttuğunu söylemek mümkün gibi görünüyor.
Yazılı medyayı kapsayan bu araştırma çok farklı veri setlerini bize sunmasa da çıkan bu sonuçlar bile "kadın ve medya" alanında yazacak, araştırma yapacak insanlar için çok önemli; çünkü bu alanda resmi anlamda başka istatistik bulmak çok güç. (ME/NZ)
* Mehmet Erdoğan, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi yüksek lisans öğrencisi.