Uluslararası Engelsiz Medya Buluşması”nın son panelinde Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz da bir konuşma yaptı.
Sivil toplum kuruluşlarının toplum içindeki yerleri, yaptıkları ve yapmadıkları, örgütlenmenin anlam ve önemi, medyanın toplumsal yaşam ve karar süreçlerindeki etkisine değinerek başladığı konuşmasında herkesin üzerinde önemle durması gereken noktaları söyledi.
“Sessiz bir çığlık” da sayılabilir bunlar. TSD’nin sitesinde de yer alan bu konuşmada özellikle medyanın engellilere yönelik yayınlarındaki eğilimleri net bir şekilde ortaya koydu:
- Engelliler daha çok adliye ve polis haberleri olarak 3. sayfa haberi olmaktadır.
- Medya kuruluşlarının desteklediği “yardım kampanyaları” gösterilerek toplumun sakatlara yalnız “acıma duyguları”yla bakmasına yol açılmaktadır.
- Medya’dan topluma “engelliler aciz insanlardır”, onlara sadaka verelim birkaçı mutlu olsun, “sizin de vicdanını kurtulsun” mesajı verilmektedir.
- Toplumun etkilendiği dizilerde, filmlerde engelliler ya hiç yoktur ya da olumsuz örnekler olarak yansıtılmaktadır.
“Yakınma ve eleştiri” olarak da anlaşılabilecek bu “doğru ve yerinde” saptamalardan da anlaşılacağı gibi, engellilerin toplumsal yaşama birer “eşit yurttaş olarak” gerçek anlamda katılabilmesi ve bunun herkes tarafından kabul edilip istenmesi, toplumun tümünün sakatlara bakışının değişmesi için medyanın yaptıklarının değişmesi bir zorunluluk.
Medya dışarıdan birilerinin, özellikle de toplumda önemli rolleri olan örgütlerin seslerine yeterince kulak vermiyor, eleştirilerini dikkate almıyor ne yazık ki.
Oysa tersi olmalı. Boyraz’ın söylediği gibi eğer medya toplumun aynasıysa, bu ayna toplumun genel olarak görmediği, farkında olmadığı bir kesim olan engellileri yeterince yansıtmamakta, engelliler o aynaya baktıklarında kendilerini görememektedirler.
Buluşma sırasında haberdar olduğum RTÜK’ün Aralık 1997’de yayınladığı “Özürlülerin Televizyon İzleme / Dinleme Eğilimleri Kamuoyu Araştırması” adlı yayınla, bir çok konuda benzer araştırmalar yapan Medya Takip Merkezi’nin engellilere yönelik istatistik ve veri analizleri medyaya bu konuda rehber olacak, yol gösterecek önemli noktalar sunuyor.
Her iki kuruma bu çalışmaları nedeniyle teşekkür ederken TSD Başkanı’nın konuşmasında sunduğu verileri ortaya koymak sorunun boyutunu ortaya koyacaktır:
“Medya Takip Merkez’nce izlenen 1500 gazete ve dergi içinde engellilere en çok yeri 519 haber ve yazı ile Hürriyet vermiş. Bunu 469 ile Sabah izlemiş. Görsel yayınlarda engellilere en fazla zamanı 126 bin 828 saniye (35 saat 15 dak.) ile TRT 2 olmuş. Bunu 569.342 saniye ile TRT 1 izlemiş. Özel televizyonlarda ise CNN Türk 47.067, Kanal 7 44 bin 337, NTV ise 36 bin 226 saniye ile ilk üç sırayı paylaşmış.”
Bu toplumda sakatların oranı yüzde 10-12 arasındadır. Ortalama olarak bir ulusal gazetede her gün 90-100 arasında haber, röportaj, yazı yer almaktadır. Hesaplandığında Hürriyet’in tüm haberleri içinde engellilere verdiği yerin binde bir buçuk olduğu ortaya çıkıyor. Gerçeği bundan daha güzel tanımlayacak bir veri olabilir mi?
Sevgili Boyraz’ın söylediklerini bir daha yineleyelim:
“Engelliler medyanın da gündemine girmekte güçlük çekmektedir.”(MS/EÜ)