Mesela Ertuğrul Özkök 1 Ekim 2001 günü Hürriyet 'te çıkan yazısında şöyle diyordu: "Hiç komplekse kapılmayın. Bu bal gibi medeniyetler savaşı. Ama öyle 'İslam medeniyeti' ile 'Hıristiyan medeniyeti' arasındaki savaş değil. 'Terör' ile 'huzur' arasındaki savaş. Kafasındaki sarığı herkesin kafasına geçirmek isteyen, suratındaki meymenetsizliği, bütün kadınların yüzüne örtü olarak koymaya çalışan zihniyetle, herkesin istediği gibi yasamasını savunan bir zihniyet arasındaki savaş. Söyleyin, buna 'medeniyetler savaşı' denmez de ne denir? Ben bütün kalbimle bunun bir 'medeniyetler savaşı' olduğuna inanıyorum."
Fonda buna benzer yorumlarla geçirdiğimiz bir sene içinde gerçekte neler oldu peki?
2001
-17 - 21 Eylül haftasında, askeri donanım üreticisi şirketlerden Raytheon 'un hisseleri yüzde 37, L-3 Communications 'ın hisseleri yüzde 35.8, EDO 'nunkiler yüzde 24.8, Alliant Tech Systems hisseleri ise yüzde 23.5 değer kazandı.
- 28 Eylül akşamı ABD, 11 Eylül'den sorumlu tuttuğu Bin Ladin'i barındırıp koruduğu gerekçesiyle Afganitan'a askeri harekâta başladı. Haftalarca süren yoğun bombardıman ve kara çatışmaları sonucunda Taliban yönetimi düştü; sayısı hâlâ tam olarak bilinmemekle birlikte binlerce Afganistan vatandaşı hayatını kaybetti. Reuters haber ajansına göre sadece bombardımanlarda 982 sivil ölmüştü. 8 Ağustos tarihli Guardian 'da bu konuda yaptığı kapsamlı araştırmanın sonuçlarını açıklayan Marc Herold'a göre ise toplam sivil kaybı 3500'ün üzerindeydi. Geride bıraktığımız bir yıl içinde, ABD'nin askeri harekâtlarının temel nedeni olarak açıklanan "Bin Ladin'in ölü ya da diri ele geçirilmesi" hedefi ise sonuçsuz kaldı.
- Bir grup İngiliz tarafından çekilen ve ilk kez "Massacre at Mazar" ("Mazar Katliamı") adıyla Berlin'de gösterilen belgesel filmin, ABD'nin Afganistan'da savaş suçu işlediğine dair ciddi deliller içerdiği ileri sürüldü. Bu görüşü savunan Uluslararası Af Örgütü eski yöneticisi Andrew McEntee, konuyla ilgili soruşturma açılması çağrısında bulundu.
- 2 Ekim 2001'de ABD Temsilciler Meclisi Adli Komite Başkanı F.James Sensenbrenner tarafından sunulan " PATRIOT " ("Provide Appropriate Tools Required to Intercept and Obstruct Terrorism") yasası taslağı, üzerinde önemli bir tartışma yaşanmadan rekor sürede meclisten geçti ve 26 Ekim 2001'de yasalaştı. ABD Senatosu'nda sadece Russel Feingold adlı senatör yasaya karşı oy kullandı. Yürütme ve yargı organlarının alıkoyma ve izleme yetkilerini genişleten yasa, hükümete herhangi bir yerli ya da yabancı politik grubu "terörist" olarak nitelendirme hakkı veriyor, ev ve işyerlerinin gizlice aranmasını yasal hale getiriyor, sağlık, finans, iş ve eğitimle ilgili özel kayıtlara giriş olanağı veriyor, telefon dinleme ve Internet üzerindeki iletişimi izlemede yürütmenin yetkilerini artırıyordu. Daha sonraları yasa başta Amerikan aydınları olmak üzere pek çok kişi tarafından eleştirilecek, popüler medyada ise "Amerikan vatandaşlarının güvenlik için özgürlüklerinden feragat etmesi" olarak yorumlanacaktı.
- 28 Ekim'de ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, CNN'de, CIA'in gizli operasyonları (suikastler, darbe organizasyonları) üzerindeki 25 yıllık yasağın Başkan Bush tarafından kaldırıldığına yönelik haberleri teyit eden bir konuşma yaptı.
- 13 Aralık'ta ABD Başkanı Bush, 1972'de Sovyetler Birliği'yle imzalanan "Anti-balistik Füze Anlaşması"ndan çekildiklerini açıkladı. Bush, "11 Eylül olaylarının da gösterdiği gibi, ülkelerimize en büyük tehdit birbirimizden veya dünyadaki diğer büyük güçlerden değil, uyarmadan saldıran teröristlerden kaynaklanıyor" dedi. ABD'nin 31 yıl sonra çekildiği 1972 tarihli anlaşma, nükleer silahların sınırlandırılmasına yönelikti.
2002
- 11 Nisan'da Venezüela Devlet Başkanı Hugo Chavez bir askeri darbeyle görevinden uzaklaştırıldı; 48 saat sonra ise görevine geri döndü. Başarısız darbeyi desteklediği iddia edilen ABD'nin Başkanı Bush, "Umarım Chavez ders almıştır" dedi.
- 17 Nisan'da ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, "Birleşik Komuta Planı"ndaki değişiklikleri açıkladı. Planın yeni haline göre Amerikan askeri gücünün yapılanması, tarihinde ilk kez tüm dünyayı kapsayacak biçimde tasarlandı.
- 18 Nisan'da dört Kanadalı görevli, Afganistan'da Amerikan uçaklarının "hatalı" bombalaması sonucu hayatını kaybetti.
- 23 Nisan'da Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün Brezilyalı Başkanı Jose M.Bustani, ABD'nin girişimi sonucu yapılan bir oylamayla görevinden alındı. Oylamanın ardından Bustani, "Fazla bağımsız davrandığım için Washington'daki bazı kişileri rahatsız ettim" dedi. Oylama sonucunu "meşruluk dışı" olarak nitelendiren Meksika ise örgütün tüzüğünde "genel direktörün görevden alınması"yla ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığını söyleyerek sert tepki gösterdi. Fransa Bustani'nin kalması yönünde oy kullandı. Oylamadan bir hafta önce de "Hükümetlerarası İklim Değişimleri Paneli" adlı organizasyonun başkanı Robert Watson ABD'nin girişimleri sonucu görevinden alınmıştı.
- 6 Mayıs'ta ABD hükümeti, Uluslararası Suç Mahkemesi nezdinde herhangi bir yükümlülük taşımadıklarını açıkladı. ABD'nin savaş suçlarıyla ilgili temsilcisi Pierre-Richard Prosper, hükümetin mahkemeye karşı bir savaş açmadığını, ama mahkemenin de kendilerinden işbirliği beklememesi gerektiğini söyledi.
Şarbon
- Geçen bir yıl içinde yaşananlarla ilgili son ve uzunca bir not da "şarbon" üstüne. 2001 sonbaharında ABD içindeki beş adrese şarbon bakterisi içeren zarfların gönderilmesinin ardından FBI, "en ufak bilgi ve ipucu kırıntısını bile değerlendireceğiz" demişti. Bu arada gönderilen zarflardan birinde, Senatör Tom Daschle'a gönderilen zarfta, bir gramda bir trilyon şarbon sporuna rastlanmış, söz konusu zarftan çıkan şarbon sporlarının 1981 yılında Texas'da hasta bir inekten elde edilen, "Ames" türü bakteriye ait olduğu belirlenmişti. Geçen aralık ayında Washington Post'da çıkan bir haberde ise, zarflardaki bakteri çeşitlerinin, Maryland Fort Detrick'deki (ABD) Amerikan Ordusu Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nde / USAMRIID kültive edilen bir alt türden olduğuna dikkat çekiliyordu.
Federation of American Scientists adlı kuruluşun biyolojik silahları izleme programını yöneten Barbara Hatch Rosenberg'e göre, Senatör Daschle'a gönderilen bakteriyi silah haline getirecek teçhizat ve uzmanlık, ülke çapında USAMRIID ile bağlantılı 20 laboratuardan sadece dördünde mevcuttu. Bu dört laboratuarın üçü devlete ait, biri ise sözleşmeli özel bir laboratuardı. Laboratuarlarda güvenlik önlemleri çok sıkı olmasa bile, teröristlerin bu miktarda (10 gram civarında) bakteriyi çalmış olmaları ihtimal dışıydı. Kısacası söz konusu miktarın laboratuardaki ekipman kullanılarak üretilmis olması ihtimaline dikkat çekiliyordu. Federation of American Scientists'ten Rosenberg, uzman bilim insanlarınn, belirli bir kişiyi (eski bir USAMRIID görevlisi bilim adamını) işaret ettiklerini bile söylüyordu. Durum böyleyken, yani şüpheliler bir avuç insana indirebilecekken, FBI ülke çapında 500 bin bildiri dağıtıp Amerikan Mikrobiyoloji Odası'nın 40 bin üyesine mektup gönderdi; teröristleri ihbar edene 2.5 milyon dolar ödül vaat etti. Şarbonlu zarflar konusunda geçtiğimiz bir yıl içinde elle tutulur bir sonuç alınamadı.
"Medeniyet Savaşı"nın ilk bir yılından görüntüler böyle. Şimdi Irak cephesi giderek ısınıyor. "Medeniyet savaşı"nın rüzgârları artık sınırlarımızda esiyor.(ŞA/EK)