Bölge, neden bu denli ağaçsızlaştı, çoraklaştı? Hiç merak eden var mı? Oysa geçmişe baktığımızda, gezginlerin seyahatnamelerini okuduğumuzda, Diyarbakır'ın kuzeyinden kente bir günlük yürüyüş mesafesinde o denli ormanlık alan varmış ki, sık ağaçlardan güneş ışınları yürüyenlerin üzerine düşmezmiş.
Son yüz yıllık zaman dilimi içinde Diyarbakır çevresinde resmen ağaç katliamı yaşandığı yerel tarih çalışmaları sırasında yaşlı hemşehrilerin anlattıklarından belleklerde kalanlardır. Ergani Bakır İşletmelerindeki, ocakları işletmek için Karacadağ'dan Deşta Gevran'a (Gevran Ovası) kadar ormanlık alanlar topluca kesilmiş. Sonra da bilinen nedenlerle, bölgede yaşanan şiddet iklimi nedenli, kalan diğer ağaçlar da yakıldı, yok oldu gitti. Üstüne üstlük bir de "ekili alanlara ağaçlar için gelen bazı kuş çeşitlerinin verebileceği zarar" yanlış inancı da ağaca karşı duruşu pekiştirme mantığını ekleyince ağaç namına bir şey kalmadı.
Şimdilerde yeniden yeşil ve çevre bilinci gelişerek ihtiyaç haline dönüştü. Diyarbakır, özellikle kuzey, kuzeybatıdan gelen rüzgarlarla yoğun olarak kente toz-toprak ve rüzgarla gelen kirliliğin tehlikesi ile karşı karşıya. Yapılan araştırmalara göre bu sıkıntıyı aşmanın bir tek yolu var. Şehrin etrafını bir kuşak gibi ağaçlandırmak, orman alanları ile yoğunlaştırmak. Bunun için de, en uygun yer olarak kentin kuzeybatısındaki 10 bin dönümlük hazineye ait "Talaytepe ve Mastfıroştepe" bölgesi düşünülmüş.
Diyarbakır yılda 270 gün fotosentez olayının yaşandığı bir coğrafyanın tam orta yerinde. Güneş ve doğadan yararlanmak her zaman mümkün. Dünyada kişi başına düşen yeşil alan miktarı 10 m2 , Türkiye'de ise 7 m2 iken Diyarbakır'da bu oran 0.7 m2 ile hem dünya hem de Türkiye standartlarının epeyce altında.
İşte Diyarbakır Yerel Gündem 21 Kent Danışma Meclisi Acil Eylem Planında bu alanı kentin kurtarıcısı olarak algılamış. Ve seçilmiş, atanmış neredeyse tüm kent mutabakatıyla, bu alanı ağaçlandırma kararı almış. 10 bin dönümlük Mastfıroştepe ve Talaytepe'yi kent orman alanı olarak karar altına alıp Orman Bakanlığına devrinin önerilmesi uygun görülmüş.
Sonuç ne mi olmuş? 17 Ocak 2005 pazartesi günü Bakanlar Kurulu Kararı ile Kent Meclisince kent halkının ve çocuklarının geleceği için kararlaştırılan orman olacak olan alan rantçılar yararlansın diye, çok katlı blok plancıları kârlarına kâr katsın diye satışa sunulacak. Koku, sıkıntı verici. Tüm kentte konuşuluyor.
Herkes elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çabalıyor. Diyarbakır Yerel Gündem 21 tarafından "Kent Ormanları Satılamaz", sloganı başlığında Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Milletvekillerine telgraflar çekilip imza kampanyası yürütülüyor. İlk destek Büyükşehir Belediye Başkanı, ilk kademe belediye başkanları ile Sivil Toplum Örgütlerinden geliyor.
Diyarbakır'ın siyaset dışı bir alanla ilgili bana göre önemli bir kentsel tavır alışı olarak algıladığım bu duruşu, elbette Diyarbakır'la sınırlı kalmamalı diye düşünüyorum. Kentin akciğerleri olabilecek mekânlarını pazarlamacı mantığı ile satılığa çıkaran zihniyete akciğerlerimizi patlatırcasına "Talaytepe ve Mastfıroştepeyi satamazsınız, sattırmayız" demeliyiz.
Hani ormanlarımızdan bir ağaç kesenin başını keserdiniz! Ya memleketin ağaçlık, ormanlık olabilecek alanlarını yok etmeye, satmaya çalışanları ne yapacağız, sahi! (ŞD/BB)