Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Mardin'i benim için bu kadar özel yapan nedir? Tam olarak hala anlamış değilim. Mardin’de bulunduğum tek bir dakika bile sıkılmadım ya da dönmek istemedim. Mardin’de en beğendim yer kesinlikle “Dara Antik Kenti” oldu. Kent şehre 30,00 km uzaklıkta bulunuyor.
Biz Dara Antik Kent’e özel bir araç ile gittik. Çevresi park sıkıntısı yaşayabileceğiniz bir alan değil. Dara Antik Kente giriş için tamamen ücretsiz. Giriş yaparken kentin Agora Caddesi üzerinden giriş yapıyorsunuz.
Ben kente gelmeden önce hakkında biraz araştırma yapmıştım. Araştırmalarım sırasında galeri mezarlar çok dikkatimi çekmişti. Bu yüzden direkt o bölümü arayıp buldum. İki katlı yapıda bulunan galeri mezarlara girmek gerçekten çok garip hissettirdi bana. Bir sürü iskelet görüyordum ve bunlar gerçek insanlara aitti. Hem de 1600 yıl önce yaşamış insanlara.
1600 yıllık diriliş hikâyesi
Bu mezarların tabiî ki de bir hikâyesi var. Hikâye söyle: Sasani ordusu ve Roma ordusu arasında 573 yılında büyük bir savaş yaşanır ve bu savaşta 3000 roma askeri ölür.
Savaştan yaklaşık 10 yıl sonra sürgünden dönen Romalı askerler, savaşta ölen 3000 askerin kemiklerini savaş meydanından tek tek toplayıp bu galeri mezarlara gömerler. Hikâyenin ilginç tarafı şudur: Bu askerler için yeniden diriliş törenleri düzenlenir. Süryaniler ise bu törenleri, kutsal kabul ettikleri cumartesi günleri, kiliselerinde Eski Ahit’ten ‘yeniden diriliş’ ile ilgili bölümleri okuyarak hala yaşatmaya devam ediyorlar.
Galeri mezarlar haricinde Kentte köprüler, sarnıçlar, kilise, Vaftiz Teknesi vb. yapılar bulunmaktadır. Dara Antik Kenti’nde kocaman bir tarih yatıyor. Binlerce yıllık yaşanmışlık ve ölüm... Bu yüzden Mardin'de görülmeye değer bir yerdir Daraca Antik Kenti.
Eğer yolunuz olur da bir gün Mardin'e düşerse, evler arasında yürüyün, havasını derince içinize çekin, toprağına dokunun ve mutlaka Dara Antik Kenti’ni ziyaret edin. Ama hepsinden önce Ulu Cami’yi ve o muhteşem ovayı izlerken bir Süryani kahvesi için.
Dara hakkındaDara (antik kent) Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda bulunan Oğuz Köyü'nde yer alıyor.Kent içinde kilise, çarşı, zindan, tophane, mahsen ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir. Ayrıca köyün etrafında tarihleri Geç Roma Dönemi’ne kadar görülen ve mezar olarak bir dönem kullanılan günümüzde ise mağara görünümünü alan alanlardan oluşuyor. Dara ismi nereden geliyor? Dara isminin kökeni hakkında bilgi veren Evagrius, Malalas, Agapius ve Abu'lFarac gibi Antik ve Orta Çağ tarihçilerinin aktarımlarına göre; Pers Kralı III. Darius’un (MÖ 336-330) Büyük İskender’e (MÖ 336-323) karşı yaptığı savaşta öldüğü yerin, sonrasında Dara olarak adlandırıldığı ve Dara isminin kökeninin buraya dayandığı varsayılmaktadır. Dara isminin kökeni hakkında 13. yüzyıl Süryani tarihçisi Abu’l Farac (Bar Hebraeus) şu şekilde bahsetmektedir: Dara ismi ve kuruluşu hakkındaki en eski kaynak, M.Ö. 1. yüzyılda yaşamış olan Gnaeus Pompeius Trogus’un yazdıkları. Gnaeus Pompeius Trogus’un kitabı ve içindekiler hakkındaki derlenmiş bilgiler, MS 3. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçi Iustinus Frontinus tarafından “Epitome Historiarum Philippicarum Pompeii Trogi” adlı kitap ile günümüze gelebilmiştir. Iustinus, Dara hakkında bize şu bilgileri aktarmaktadır: “…Arsakes Parth devletini kurdu, askerler topladı, kaleler inşa etti ve kentlerini güçlendirdi. Zapaortenon (Masius=Turabdin) Dağı’nda Dara diye adlandırılan bir şehir kurdu ki, hiçbir yer bu yerden daha güvenli veya daha hoş olamazdı. Çünkü savunulmasına ihtiyaç duyulmayan, pozisyonu güçlü dik kayalar ile kuşatılmıştı ve bu yerin etrafındaki bereketli topraklarından elde edilen ürünleri depolanıyordu. O kadar bol miktarda akarsu ile beslenen kaynaklar ve o kadar çok ağaç vardı ki bir avın takibinin tüm hazları ile doluydu”.
|
(HD/EMK)