Elimdeydi ve ihtiyaç duydukça açıp bir bölüm okuyordum Rainer Maria Rilke'den. Okuduğum bölümdeki bir cümle sade aklımda değil, dilimdeydi de: "Fakir insanlar düşüncelere dalmışlarsa, onları rahatsız etmemek gerekir. Belki aradıklarını bulurlar."
Bulurlar mıydı? Belki! Bunca kargaşa-kaos düzen(sizliğ)inde arayadursunlar bakalım. Umarım bulurlar.
Tam da bu ruh hâli ve şair Rilke'nin şiirsel metni ile hemhâl iken otobüs durağına varmıştım. Biraz bekledim. Yabancı olduğu soruşundan anlaşılan bir kadın gideceği yere hangi aracın gidebileceğini sordu, söyledim. O arada hemen yanımızda ve yaşı hayli kemale ermiş biri de müdahil olup "ben de o tarafa gideceğim, yeni yapılan camide cuma namazına..." deyiverdi.
Döndüm ve dedim ki; hava hayli sıcak bak hemen arkada cami var, neden orda kılmıyorsun cuma namazını!
"Oraya gideceğim. Henüz görmedim o camiyi".
"Sen bilirsin" dedim ve ekledim. "Madem onca yolu gitmeyi göze aldın. O zaman Ulu Camii'ye git, çok eski ve bir çok alim ulema ordan geçmiş. Belki daha hayırlı olur."
"Yok, ben o yeni camiye gidip göreceğim" dedi ve bindi durağa yanaşan otobüse...
Oturdum bende otobüsteki boş bulduğum yerime. Çıkardım kitabı ve açtım bir bölüm daha okudum.
İşte o bölüm;
"Daha önce söylemiş miydim? Görmeyi öğreniyorum. Evet, başlıyorum. Henüz iyi gitmiyor. Ama vaktimi iyi kullanacağım. Mesela ne kadar çok çehre olduğunun bilincine hiç varmamıştım.
"Bir sürü insan var, ama çok daha fazla çehre var, çünkü her bir insanda birden çok var. Öyle insanlar var ki, bir çehreyi yıllarca kullanıyorlar, o zaman bu, doğal olarak yıpranıyor, kirleniyor, kat kat oluyor, seyahatte kullanılan bir eldiven gibi bollaşıyor.
"Onlar tutumlu, basit insanlardır; değiştirmezler, bir kere bile temizletmezler. Zaten yeterince iyiymiş, bunu iddia ederler, aksini de onlara kim kanıtlayabilir ki?
"Yine de sorulabilir, birden fazla çehreleri olduğuna göre, öbürleriyle ne yapıyorlar? Saklıyorlar. Çocukları kullansınmış. Ama köpeklerinin de bunlarla dışarı çıktıkları oluyor. Niçin olmasın ki? Çehre çehredir.
"Başka insanlar şaşılası çabuklukta çehrelerini birbiri ardından değiştirip eskitiyorlar. Önce, bunları sanki her zaman taşıyacaklarmış gibi sanıyorlar ama kırk yaşına gelir gelmez sonuncusuna sıra geliyor.
"Bunun doğal olarak trajik bir yanı var. Çehrelerini korumaya alışmamışlardır, sonuncu çehreleri daha sadece sekiz günlükken delik deşiktir, birçok yeri kâğıt gibi incelmiştir ve zamanla başka bir şey olan alt tabaka ortaya çıkar ve onlar bununla dolaşırlar."*
Not: Rilke'nin adını "Notlar" koyduğu kimilerine göre biyografik öğeler taşıyan romanı aslında uzun bir şiirsel metin. Önceki yüzyılın başının Paris'i üzerinden ve bugünde bu denli sığlık içinde güncelliğini koruyan...
* Rainer Maria Rilke, "Malte Laurids Brigge'nin Notları" çev: Gürsel Aytaç, iletişim yy. 2016
(ŞD/AÖ)