bu ülkede yaşayan herhangi bir kişi bir hizmet talebiyle resmi bir kuruma başvurduğunda, merkezi olarak kayıt altında tutulan tc vatandaşlık numarası, ikamet bilgileri ve eğer gerekliyse sgk kapsamında olup olunmadığına dair bilgiler, hizmeti veren görevlinin önündeki bir bilgisayarda otomatik görünebilmektedir.
vatandaş olarak tanınma ve sayılmanın karşılığıdır bu. şimdilik buna bir itiraz da mümkün değildir. ancak vatandaşların devletle olan ilişkilerinde, bundan ötesi "sır" niteliğinde kabul edilmektedir.
eğer bundan daha fazlası o yapılan işlem için gerekliyse, kamu hizmeti veren her görevli verdiği hizmetle ilgili bilgiyi, hizmet verdiği kişinin yararı için vatandaştan alır, hizmetin gereğini yerine getirir.
onun görevinin mesleki ve etik kuralları da bu bilginin üçüncü kişilerin eline geçmesini, başka amaçlarla kullanılmasını ve herhangi bir yolla suiistimalini engellemeyi de ayrıca bir görev olarak ona vermiştir: hekim, avukat, polis gibi bazı mesleklerin uygulayıcıları işleri sırasında öğrendikleri kişisel bilgileri saklama konusunda daha kesin kurallara tabidirler.
sağlık bilgileri ve mahremiyet
bu bakış açısıyla yararlandığınız herhangi bir sağlık hizmeti sırasında yapılan tüm işlemlere ilişkin elektronik ortamda tutulan kayıtların sadece gereksindiğimiz hizmetle ilgili olarak ve sizin için toplandığını düşünürsünüz.
kişiyi sağlıklı kılma göreviyle yükümlü hekimin sorduğu soruların yanıtları da ona, ettiği yemine ve mesleki uygulamasını belirleyen kurallara güvenilerek verilir.
o bilgilerin mahremiyetine hâlel gelmeyeceğini, gerek duyulduğu anda bizim için onun tarafından, o kurumda muhafaza edileceğine de inanırız.
hemen uyarayım: "artık böyle olduğunu düşünmeyin!".
çünkü "sağlıkta dönüşüm programı" gereğince artık böyle değil.
en son 1 ağustos 2012'de aile hekimlerinin de eklenmesiyle, tüm kurumların ve kişilerin sağlık bilgileri sağlık bakanlığının kontrol ve denetimindeki merkezi bir ulusal sağlık veri sisteminde tutulur hale geldi.
en son olarak özel muayenehanelerinde çalışan hekimler de bu sisteme dahil olmak ve ellerinde bulundurdukları hastalarına ait tıbbi bilgileri bu veri tabanına yüklemek zorunda kaldılar.
hekimlik mesleğinin mahremiyetle ilgili kurallarına özen gösteren bir muayenehane hekiminin bu konudaki şu sözleri hem çok çarpıcı, hem de çok can acıtıcı bir gerçeği ortaya koyuyor:
"hastalara ait tüm kimlik bilgileri yanında, muayene bulguları, teşhis ve tedavinin ayrıntılı bildirimi de isteniyor. yani artık bizlere başvuran her hastanın tüm bilgilerini bu sistem aracılığı ile her gün bakanlıkla paylaşmaya başlayacağız.
dünden beri kendi kendime epeyce de üzülerek bu dayatmayı neden içime sindiremediğimi düşündüm: bakanlığın bizden olur olmaz şartlar istemesine, sürekli işimizi yapmamıza engel olunacağı, işyerlerimizin kapatılacağı tehdidi ile yaşamaya adeta alıştırıldık.
ama bu hepsinden daha öte bir şey; hastalarımızla aramızda adeta kutsal bir anlaşma çerçevesinde saklı kalan, kalması gereken tıbbi bilgileri kim tarafınca kontrol edileceği belirsiz bir sisteme vererek; hipokrat andıyla, etik kurallarla sınırları kesin çizilmiş olan hasta mahremiyetine adeta ihanet etmemiz isteniyor."
kimin için yapılıyor?
sağlıkla ilgili yaşanan her olumsuzlukta gerek devlet, gerekse hasta ve yakınları tarafından suçlanan hekimlerin konuya dair düşünce, duygu ve aslında artık fark edilmesi gereken "çaresizlik" böyle.
konuyla ilgili somut durumu görebilmek için konuyla ilgili yapılan ve yapılmayanlara biraz daha yakından baktığımızda şunları da görüyoruz:
birkaç gün önce medyada yer alan bir habere göre 2008 yılından bu yana başbakanlık'ta bulunan(1) "kişisel verilerin korunması kanunu" tasarısının yılsonuna kadar yasalaşması bekleniyor.
başka bir deyişle halen konuyla ilgili yasal bir mevzuat bulunmuyor. dolayısıyla sağlık alanında kişisel sağlık bilgilerinin toplanması ve paylaşılması, anayasanın da tanımladığı bir "temel insan hakkı ihlâli".
bakın yasa taslağının ilgili maddesi nasıl bir düzenleme yapılmasını gündeme getiriyor:
"özel niteliği olan kişisel veriler
madde 7- (1) kişilerin ırk, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep veya diğer inançları, dernek, vakıf ve sendika üyeliği, sağlık ve özel yaşamları ve her türlü mahkûmiyetleri ile ilgili kişisel veriler işlenemez.
(2) birinci fıkrada belirtilen kişisel verilerin, özel hayatın ve aile hayatının gizliliğinin korunmasını sağlayacak yeterli önlemlerin alınması şartıyla, aşağıda sayılan hallerde işlenmesi mümkündür:
a) kanunla yasaklanmayan hallerde kişinin yazılı rızasının alınması,
b) hukukî veya fiilî nedenlerle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan bir kişinin kendisinin veya bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün idamesi için veri işlemenin zorunlu olması,
c) ilgili kişiye yeterli koruma imkânının sağlanması şartıyla, veri kütüğü sahibinin, bu kanunla veya diğer kanunlarla tanınan hak ve yetkileri kullanabilmesi veya yükümlülükleri yerine getirebilmesi için veri işlemenin zorunlu olması,
ç) vakıf, dernek, sendika ve siyasi partilerce, kuruluş amaçlarına ve tâbi oldukları mevzuata uygun ve faaliyet alanlarıyla sınırlı olmak şartıyla, üye ve mensuplarına yönelik ve ilgili kişinin rızası olmadan üçüncü kişilere açıklanmamak kaydıyla veri işlenmesi,
d) ilgili kişi tarafından alenen açıklanmış olan veriler hakkında olması,
e) hukuken bir hakkı tesis, kullanma veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması,
f) koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi, bakım veya sağlık hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla kişisel verilerin; 1) sağlık kurumları, 2) sigorta şirketleri, 3) sosyal güvenlik kurumları, 4) işyeri sağlık birimi oluşturmakla yükümlü işverenler, 5) sağlıkla ilgili okul ve üniversiteler,
tarafından ilgili kanunlara uygun olarak, hukuken veya meslek kurallarına göre sır saklama yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli veya eşdeğer seviyede sır saklama yükümlülüğü altındaki bir başka kişinin gözetimi altında işlenmesi."
üstelik bu maddedeki "f" bendi de ilgili tüm tarafların onayını almış ve tıbbi etik kurallara uygun bir düzenlemeyi yansıtmıyor. bendin 2,3 ve 4. paragraflarındaki kurumların sağlıkla ilgili kişisel bilgilerin tümüne erişmesi gerekmez.
dikkat çekilmesi gereken nokta henüz bu taslağın yürürlüğe girmiş bir yasal düzenleme olmaması.
sağlık bakanlığının genel müdürlüğü
ama buna karşın artık farklı bir teşkilat yapısı olan sağlık bakanlığı'nın "sağlık bilgi sistemleri genel müdürlüğü" (2) de var.
bu genel müdürlüğün internet sitesinden ulaşılan bilgilere göre bu ülkede bir "ulusal sağlık bilgi sistemi (usbs/sağlık-net)"kurulmuş durumda.
bunun neyi amaçladığı ve neleri, nasıl yapacağı ise şöyle ortaya konuluyor:
"sağlıkta dönüşüm programı'nın temel bileşenlerinden biri olan ulusal sağlık bilgi sistemi (usbs), dönüşüm projesi kapsamında uygulamaya koyduğumuz reformların en önemli aşamalarından biridir. bu programda ulusal çapta uygulama sahası bulacak, standardizasyona önem veren ve karar sürecinde etkili olacak bir yapıyı hedefledik.(abç)
usbs tüm vatandaşları kapsayan, her bireyin kendi bilgilerine erişebildiği, bireyin doğumundan önce başlayıp tüm yaşamı boyunca sağlığıyla ilgili verilerden oluşan işlevsel bir veri tabanının, yüksek bant genişlikli ve tüm ülkeyi kapsayan bir iletişim omurgasında paylaşılması ve tele-tıp uygulamalarına varan teknolojilerin mesleki pratikte kullanılmasını temel alan elektronik kayıt sistemidir. bu sistem ayrıca sağlık hizmeti sunan tüm kurum ve kuruluşların insan gücü, taşınır, taşınmaz, idari ve mali verilerini de kayıt altına alacak şekilde tasarlanmıştır.
bu çerçevede hayata geçirdiğimiz e-sağlık projeleri ile sağlık hizmeti veren kurumlarda hizmet kalitesini artırmayı hedefledik. e-sağlık projelerinin temel amaçları şu şekilde özetlenebilir:
- sağlık veri standardizasyonunun sağlanması,
- veri analiz desteği ve karar destek sistemleri oluşturulması,
- e-sağlık paydaşları arasında veri akışının hızlandırılması,
- elektronik kişisel sağlık kayıtlarının oluşturulması,
- kaynak tasarrufunun sağlanması ve verimliliğin artırılması,
- e-sağlık girişim süreçlerinin koordine edilmesi,
- bilimsel çalışmalara destek verilmesi,
- e-sağlık kavramının ulusal anlamda benimsenmesinin hızlandırılması
sağlık.net, merkezi hastane randevu sistemi (mhrs), tele-tıp, ulusal sağlık veri standartları (usvs), sağlık kodlama referans sözlüğü (skrs) ve internet üzerinden sunulan çok sayıda servis, türkiye'deki e-sağlık uygulamalarının temel bileşenlerini oluşturmaktadır.
sağlık.net sağlık kurumlarında elektronik ortamda üretilen verileri, doğrudan üretildikleri yerden, standartlara uygun şekilde toplamayı, toplanan verilerden tüm paydaşlar için uygun bilgiler üreterek birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde verim ve kaliteyi arttırmayı hedefleyen, entegre, güvenli, hızlı ve genişleyebilen bir bilgi ve iletişim platformudur.
sağlık.net sağlık sektöründe sorunların ve önceliklerin belirlenmesinde, önlemlerin alınmasında, sektör kaynaklarının, çalışma ve yatırımların planlanmasında, sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinin değerlendirilmesinde aldığı rolün yanı sıra bilimsel araştırma ve çalışmalarda kullanılmak üzere yeterli düzeyde veri toplayacak ve işleyecek bir fonksiyon üstlenmiştir." (3)
açıkça görüleceği üzere burada temel kaygı insanların sağlığı, sağlıklılığı ve mahremiyet dahil temel haklarının gereğinin yerine getirilmesi değildir. bunların hepsi tümüyle "operasyonel" yani uygulamaya ilişkin amaç ve hedeflerdir.
bilgiler herkese açık, görev herkesin
bu sisteme verilerin her noktadan standart olarak nasıl girileceğine ilişkin bir "türkiye sağlık veri setleri-sürüm 2" adı altında bir "rehber" bulunuyor ve bu rehber de "insanların kaç kişiyle cinsel ilişki kurduğuna dair bilgiler" de dahil bu veri tabanına işlenmek zorunda.
oysa sağlıkla ilgili akla gelecek, neredeyse tümü "kişisel mahremiyet çerçevesinde" olan bu bilgilerin paylaşımı; çıkarılması beklenen yasa taslağında da asıl olarak belirtildiği üzere "kanun dışı" ve "hak ihlâli" anlamında bir kanunsuz işlem niteliğinde.
durumun vahametini büyüten bir başka nokta bu bilgilerin toplandığı veri sistemiyle ilgilenen toplam sayısı "200'ü aşkın" ticari bilişim firmasının da kullanılan programın bakım ve yönetimiyle ilgili görevleri itibariyle bu verilere ulaşabiliyor olması. bu şirketlerin listesi de yine ilgili genel müdürlüğün internet sitesinde bulunuyor. bu kesimin ne mesleki, ne de görev tanımları "sır saklama" yükümlülüğü anlamında bir hak ve ödevi onlara tanımıyor. yasanın yaptırımlarla ilgili bölümdeki düzenlemelerin de yalnız "akçalı yaptırımları" içermesi, elde edilen bilginin değeri bağlamında önleyici olamayabilir.
konuyla bir "insan hakkı" çerçevesinde ilgilenme görevi olan, başta siyasi partiler olmak üzere tüm kurum ve yetkilileri, durumu görmeye, temel insan haklarını savunarak itiraz etmeye; vatandaşları da bu bilgiler onlardan istenirken bu durumu göz önüne alarak davranmaya çağırıyorum.
yaşamımız, bedenimiz kadar, mahremiyetimiz üzerinde tasarruf yetkisi de sadece bize aittir.(ms/hk)
(1) http://www.basbakanlik.gov.tr/forms/pdraftofbill.aspx(2) http://www.e-saglik.gov.tr/(3) http://www.e-saglik.gov.tr/SaglikNet2/SaglikNet2Hakkinda.aspx