Günlük yaşamda özellikle göçmenler tarafından yeniden biçimlenen dilin, Almancayı zenginleştiren yeni bir lehçe olduğu savını ortaya koyan Potsdam Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Heike Wiese, dilbilimsel çalışmalarını Kiezdeutsch: Ein neuer Dialekt entsteht* (Mahalle Almancası: Yeni Bir Lehçe Doğuyor) adlı kitapta topladı.
Heike Wiese'nin terimleştirdiği "Kiezdeutsch", özellikle Almanya'nın kuzeydoğusunda ve Berlin'de küçük, içinde ikamet eden ve toplumun genelinden ayrılan kesimden dolayı 'adavari' tabir edilen yerleşim birimlerini nitelemek için kullanılan 'Kiez' ve 'Deutsch' (Almanca) sözcüklerinden oluşuyor.
Berlin'in Neukölln ve Kreuzberg gibi çok kültürlü semtlerinde gençler arasında konuşulan "Mahalle Almancası" üzerine 90'lı yıllardan itibaren araştırmalar yürüten Heike Wiese, araştırma süreci boyunca dilbilgisi, sözcük dağarcığı ve telaffuzda sistematik yenilikler saptadığını belirtiyor. Böylece sözkonusu dilin, sözcüklerin yerinde kullanılmamasından dolayı anlamsız, anlaşılması güç, bozuk veya yanlış olduğu görüşünün aksine Wiese, Almanya'nın kentlerinde doğan ve belirli bir sistemle işleyen, evrilen bu yapının Almancayı zenginleştirdiği iddiasında.
"Thüringen'de konuşulan Almanca mı diye sormuyoruz"
Wiese, Almanca dilbilgisi sistemine sağlam biçimde bağlı, yeni ve karışık Mahalle Almancasının güneyde Bavyera Bölgesi'nde, güneybatıda Baden-Württemberg'de ya da kuzeybatı Almanya'da (Saksonya) konuşulan lehçeler kadar önem taşıdığı görüşünde. "Neden Mahalle Almancası entegrasyonu engellesin" sorusunu yönelten Wiese, Passau'lu (Almanya'nın güneydoğu sınırında bulunan bir şehir) birinin 'r'leri yuvarladığı için Alman toplumundan dışlanmadığını, Ren Nehri civarında konuşma dilinde sıkça duyulan "sch" [ş] sesinin sorun olmadığını, o hâlde Mahalle Almancasında da karşılaşılan bu tür vurguların olumsuz karşılanmaması gerektiğine işaret ediyor ve ekliyor "kimse Thüringen'de konuşulan için 'Thüringence mi Almanca mı" diye sormuyor.
Heike Wiese, bir lehçeye değer biçilirken, bu lehçeyi konuşan kişinin sosyo-ekonomik konumunun da hesaba katıldığının altını çiziyor: "Eğer biri düşük sosyal statüye sahipse, dil bilgisi de daha çok olumsuz açıdan değerlendiriliyor." Yine Wiese'ye göre, birden çok etnik yapı barındıran yerleşim birimlerinde konuşulan Mahalle Almancası, oluştuğu ve şekillendiği çevre nedeniyle (gelir düşüklüğü, işsizlik oranlarının yüksekliği) Almanya'da 'yanlış' bir dil olarak algılanıyor.
Diğer taraftan, Mahalle Almancasının karakterini gençler şekillendiriyor. Böylece dilin ciddiye alınmamasının veya olumsuz değerlendirmelere maruz kalmasının bir nedeni de 'yaratıcılarının' gençler olması. Ayrıca bu lehçenin, genel kanının aksine sadece göçmen kökenli gençler arasında konuşulmadığını belirtmek gerekiyor. Mahalle Almancasının dilsel, etnik ve kültürel çeşitliliğe sahip semtlerde doğan bir iletişim dili olduğunun altını çizen Wiese, farklı diller ve etnik öğelerle girdiği iletişim sonucu gelişen dilsel yapıyı aynı zamanda 'çok kültürlü etnik diyalekt' (Multiethnolekten) olarak tanımlıyor.
Ey, komm mal her, lan! [Hey, buraya gel lan!]
Farklı dillerden sözcüklerle beslenen bu lehçede, bilindik Almancaya 'valla, lan, hadi' gibi sözcükler dahil oluyor, ama belirli biz sözdizimi kuralına tabi olarak. Örneğin "wallah - das hat er gesagt!" (Valla böyle dedi!) cümlesinde doğrulama ilgisi kuran 'valla' edatı, Almancada aynı anlamı veren 'echt'ten farklı olarak sadece cümle başında ya da sonunda yer alıyor. Aynı zamanda Türkçe sözcükler de değişime uğrayarak Almanca telaffuz edilebiliyor: 'Canım' yerine 'canim' denmesi gibi.
Mahalle Almancasında "lassma" (lass uns mal/bırak bi), "musstu" (musst du/-malısın) gibi yeni işlevsel sözcüklere rastlandığı gibi Almancada sıkça kullanılan edatlar ve artikeller de isim tamlamalarından dışlanıyor.
Kitabın yanı sıra, yine Prof. Dr. Heike Wiese'nin imzasını taşıyan ve Federal Almanya Eğitim ve Araştırma Bakanlığı'nın da desteklediği "kiezdeutsch" adındaki bilgi portalı üzerinden, 'ders projeleri' başlığı altında seminer ve atölye çalışmaları için öneri ve taleplerde bulunmak mümkün. Gençlerin kendi aralarında konuştuğu diller, konuşma tarzları ve oluşturdukları kültüre dair okullarda düzenlenen seminerler listesinde İzmir Ege Üniversitesi ve İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nin adları da yer alıyor.
*Heike Wiese (2012): Kiezdeutsch. Ein neuer Dialekt entsteht. München: C.H. Beck