Mafya'nın siyasetçilerle sıkı bağlar içinde olduğu, bu çerçevede devlet ihalelerine fesat karıştırıldığı, eroin ticaretinden kazanç sağlandığı, ülkedeki birçok yeşil alanın bu dinamikler yüzünden inşaat sektörüne teslim edilerek kişiliksiz beton bloklara boğulduğu yıllardan beri biliniyor.
Kısa bir süre önce sona eren önemli bir davada sözkonusu işbirliği tescillenmiş olmasına rağmen İtalya'nın Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella'nın konu hakkında herhangi bir yorumda bulunmamış olması manidar bulunuyor. Mattarella'nın Sicilya'nın başşehri Palermo'nun önemli ailelerinden birine mensup olmasının bunda payı ne kadar yüksek, o pek belli değil; zaten Mafya Eski Mafya Değil adlı belgeselin esas mevzusu günümüzde "Mafya'ya Hayır!" sloganının adalı birçok kişi tarafından telaffuz edilememesi. Hatta bazılarının "Mafya" kelimesini ağızlarına almaktan bile imtina ettiği, konu hakkında kendilerine soru sorulduğu zaman "Beni ilgilendirmez" gibi kaçamak cevaplar verdiği görülüyor. İfade edilmeyen bir olgunun unutturulmasına yönelik bir hareket gibi görünen bu inkârcılık politikası, Mafya’nın evrildiği yeni duruma işaret. Filmin yönetmeni, muzip Franco Maresco iyiyle kötünün arasındaki farkın, Mafya ve Mafya karşıtlığı arasındaki kontrastın silikleştiği, hatta silindiği bir döneme girdiğimizi, sonu olmayan, içi boşaltılmış, anlamını yitirmiş bir gösteriyle karşı karşıya kaldığımızı hatırlatıyor.
Kadın fotoğrafçı Battaglia
Filmin omurgasını oluşturan konu 2017 yılında 25.yıldönümü yaşanan, Mafya karşıtı hâkimler Falcone ve Borsellino'nun katledilmesine yol açan cinayetlerin günümüzdeki yansımaları.
İtalya'nın yakın mazisi hakkında dünya çapında önemli bir kadın fotoğrafçı sayılan Letizia Battaglia'nın seneler boyunca Mafya dehşetini yakından takip ettiği biliniyor. Provokatif tarzıyla Michael Moore'u hatırlatan Maresco, gazete muhabirliği yaptığı günlerden politikaya soyunduğu döneme, yıllardan beri hayalini kurduğu uluslararası fotoğraf merkezinin somutlaştığı anlardan, sokakta hâlâ fotoğraf çekmekten kendini alıkoyamadığı dinamiklere, 83 yaşındaki Battaglia'yı yakından izliyor. Müzikli bir panayıra dönüşmüş Falcone ve Borsellino anmalarına uzun senelerden beri katılmamasına rağmen, takdir ettiği yönetmenin ısrarıyla Battaglia anma törenine tekrar dahil oluyor. Fakat konuşmacılardan birininin Mafya’nın acımasızca yok ettiği bilinen Falcone ve Borsellino hakkında "Aramızdan ayrılalı beri…" ifadesini duyunca sinirlenerek tören alanından hemen uzaklaşmayı tercih ediyor.
Kim Longinotto'nun yönettiği Shooting the Mafia adlı belgeselle bu sene zaten gündemde olan Battaglia, Maresco'nun eşliğinde bizi Mafya’nın kurbanlarını asitle yakıp yok ettiği "Ölüm Odası"na da götürüyor. Battaglia bir üniversitede konuşmacı olarak katıldığı bir toplantıda dine kafayı takmış gençlere seslenerek, azizlerden, hatta Meryem Ana'dan çok Falcone ve Borsellino'yu sevmeleri yönünde telkinde bulunuyor. Bu arada Maresco'nun belgeselinde yer almasına dair teklifi sadece bir şartla kabul ettiğini yönetmene hatırlatıyor: "Bir dahaki filminde söz verdiğin gibi bana yaşlı fahişe rolünü vereceksin, unutma!"
Belgeselde, Mafya’nın foyasını ortaya çıkarmış hukukçulardan Falcone'nin anısına dikilen bir heykelin o arada nefretin somut hedefi haline gelip başının uçurulduğunu da öğreniyoruz.
Kiç diz boyu
Lakin İtalyanca adı La Mafia non è quella di una volta (The Mafia Is Not What It Used To Be) adlı belgeselin çarpıcı tarafı, yönetmenin Falcone ve Borsellino hakkında ne düşündükleri sorusuna Sicilya'lıların verdiği tepkiler. Mafya’nın pisliklerini ortaya çıkarabilen ilk hukukçulardan olmalarına rağmen halkın bir kesimi konuya tamamıyla ilgisiz, büyük bir kesimi hâkimlere gayet öfkeli, hatta bazıları agresyon gösterecek kadar tepkili olabiliyor. Filmin kanırtıcı sekansları da zaten bu yönde katmerlenerek çoğalıyor. Hapisteki Mafya babalarına televizyon yayını aracılığıyla, düzenlediği konserler sırasında okunan parçaları kullanarak gizli mesajlar yollamakla bilinen Ciccio Mira'nın yeni icraatı evlere şenlik.
Nedense Falcone ile Borsellino'nun anısına o da bir konser düzenlemeye girişiyor, sahneye çıkacak olanlar arasında "Göbek dansı şampiyonu" Agata, gitarının akordunun bozuk olduğunu bile fark edemeyen bir müzisyen ve detone olması bir yana, şarkı söylerken adeta anıran bir oğlan var. Şovu sunacak olan prodüktör Matteo Mannino da Mafya’nın adını anmayı hiç istemiyor, Falcone ile Borsellino'nun icraatını bazı şehircilik faaliyetleriyle kısıtlamaya ve esas mevzuyu dikkatlerden kaçırmaya özen gösteriyor.
İtalya'nın cilalı imajının aksine "neomelodik" şarkı repertuarının Türkiye'deki Arabesk estetiğini andırdığı yadsınamaz.
Kara mizahın dozu
Şüpheci duruşu ön plana çıkarılan Maresco'nun 2014 yılında çektiği benzer içerikli Belluscone. Una Storia Siciliana'ya kıyasla Mafya Eski Mafya Değil insanın içinde kırıklık hissi bırakmıyor değil. Her ne kadar madalyonun iki yüzünü göstermek üzere bir yanda fotoğrafçı Battaglia, diğer tarafta emprezaryo Mira olsa da coğrafyanın kangrene dönüşmüş dertlerle baş başa kaldığı kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda. Üstelik belgesel çekilirken 94'ten itibaren iktidarını adada fazlasıyla hissettirmiş Berlusconi'den sonra şimdi de Kuzey'in ayrılıkçı faşisti Salvini sahnede boy gösteriyor.
Maresco kamerasını yönelttiği birçok kahramanıyla adeta dalga geçiyor, onları sonuna kadar rezil etmeye çalışırken sınırları epeyce zorluyor. Kara mizah dozu bazı seyirciye fazla gelebilir, kurmaca kokan sahneler de!
Filmi belirli bir ilgiyle izleyebilmek için İtalya kültürüyle yakından ilgilenmiş olmanın faydası olacaktır. Katıldığı son Venedik Film Festivalinde filmin Jüri Özel Ödülüne layık görüldüğünü de unutmayalım.
Sağlam siyasi duruşuyla belgeselde öne çıkan fotoğrafçı Battaglia, Ciccio Mira'nın mevzunun içini boşaltmış şovuna şahit olan, Palermo'nun ZEN 2 adlı kenar mahallesindeki cahil halkın tepkisinde yine de insanca nüanslar buluyor. Ona göre esas riyakâr olanlar anma törenlerine iş olsun diye katılan pasif bürokratlar, kalantor politikacılar, çürümüş devlet adamları.
Mantığın sekteye uğratılmak istendiği günümüzde susan değil, tepki gösteren, değerlere sahip çıkıp harekete geçen siyasetçilere çok ihtiyaç olduğu kesin. (RL/AS)