Henüz feminist eleştirinin sinemaya rahatsızlık vermeye başlamadığı otuzlu yıllarda, tek başına yeterince rahatsızlık veren, iki yüzlü ahlak anlayışına meydan okuyan Mary Jane West 17 Ağustos 1893’te Brooklyn’de doğar.
Kendisi a ve e harflerinin yan yana güzel durduğunu düşündüğü için adını Mae olarak değiştirir. Küçük yaşta Brooklyn'de tiyatrolarda, vodvil gösterilerinde oynar.
1926’da, yazıp oynadığı Broadway'deki ilk oyunu, tüm oyuncuları travesti olan Sex adlı bir seks güldürüsüdür. Oyun Broadway’ı karıştırır, Mae hapsedilir, derken “skandal” Broadway’ı aşar. Böylece Mae’ya skandallara meraklı Hollywood’un yolu açılır. Ard arda film teklifleri gelir. Yazıp oynadığı Night After Night (1932) ile Holywood’a adım atar.
Lakin bu yola da Mae olarak çıkar. Aslında filmde rolü bellidir fakat yönetmenin deyimiyle "kamera dışında her şeyi çalar”. Film gişe rekorları kırar, Akademi’nin En İyi Film adayı olur, ayrıca Cary Grant’ı yıldız yapar. Mae Cary Grant’ı “keşfedişini” şöyle anlatır:
"(Ofiste, erkek oyuncu adaylarının fotoğraflarının olduğu bir kataloğa bakarken) yürüyen yakışıklı adamı gördüm, kim diye sordum. Baktılar ve; o Cary Grant, henüz resimleri yok ama bazı denemeler yaptık, dediler. Dedim ki: Bu adam konuşabiliyorsa, onu alacağım".
Night After Night filminde; elmaslar, kürkler içinde salona girer Mae, onu bekleyen beyefendi “Tanrım, ne elmaslar” der. Mae göz kırpar: “Bu elmasları edinmemde Tanrının pek az yardımı oldu şekerim”.
1933’te daha önce yazdığı bir oyunu uyarladığı She Done Him Wrong ve I'm No Angel’ı yapar. Filmleri yine mizahı ve estetiğiyle “klasik Mae” dedirtir tabi. She Done Him Wrong’da bir büroya girdiğinde, kendisine bakaduran yarım düzine erkeğe “Bugün çok yorgunum çocuklar, birkaçınızın uslu uslu eve dönmesi gerek” der.
Mae sorar: “Nasıl oluyor da, seks esprileri yapan, hayranlığını, arzularını bir kadına belli eden bir erkek kompliman yapan bir beyefendi oluyor da bir kadın bunları yaptığında bayağı-sürtük oluyor”.
1930’lu yıllarda, slat-sürtüklüğün politikası ve estetiğini yaratır, kadınların aşağılandığı rolleri sorgular. Püriten ahlakı eleştirirken eğlendirir. Kendisi ve kadınlar için “çapkınlık hakkı” ister. “İyi olduğumda iyiyimdir ama kötü olduğumda daha iyiyimdir” demekten imtina etmez.
Filmleri bir yandan gişe rekorlarını alt üst ederken diğer yandan karşısında tröstler, stüdyolar birleşir, sansür mekanizmaları kurulur. Hearst Basın Tröstü Mae’ya karşı tüm organlarıyla saldırıya geçer.
Tröstün hükümete yaptığı baskı sonucu ABD Ulusal Ahlak Birliği kurulur. Tüm ABD sinemasına sansür getiren Hays Yasası çıkarılır. Stüdyolar Motion Picture Production Code'u oluşturur. Böylece Mae’nin sinema yapması yasal ve yasadışı yollarla engellenir. Bu koşullarda, 1943’te yaptığı The Heat's On'dan sonra sinemayı bırakır, daha doğrusu sinema onu bırakır.
Hollywood’un “seks tanrıçası”, “libido heykeli”, “meyvest” (İtilaf Devletleri askerlerinin, şişme can yeleklerine, “Mae’nin vücut hatlarına benzeterek”, "Meyvest", adını verdikleri şehir efsanesinden öte bir vakıa) ya da “Hollywood’un en çok bedel ödettiği yıldız” ama aynı zamanda Hollywood’a tek başına destur çeken Mae West!
Yetmişli yıllarda feminizm hayaleti tüm dünyayı sardığında Amerikalı feministler, feminizmin “kadim” izlerini araştırırken, kaçınılmaz olarak Mae’yla buluşurlar. E malum, kadın dayanışması inzivadan çıkarır. 77 yaşında Myra Breckinridge (1970) ve 85 yaşında Sextette (1977) filmlerinde başrol oynar. 22 Kasım 1980’den önce hayatını kitaba döker: “Tanrının Pek Az Yardımı Oldu” (Goodness Had Nothing to Do with It)
Oysa Mae’nın, “İyi kızlar cennette gider, kötü kızlar her yere”, “Bekarım çünkü böyle doğdum”, “Hayatımdaki erkekler değil erkeklerimdeki hayatı önemserim” gibi nice veciz ve cesur fikir ve eylemleriyle sinema yolculuğumuzda, isyan ve kahkahalarımızda pek çok yardımı oldu.
“İyi ki Mae, iyi ki Mae oldun...”