Açık Radyo'nun kurucu ortağı, genel yayın yönetmeni ve programcısı, aynı zamanda uluslararası ilişkiler dalında öğretim üyesi olan Dr. Ömer Madra, "Esas olan, çok iyi ifade edilmiş bir ortamda gerekli ahlaki cesaret varsa gazeteciliğin yapılabilmesi" dedi.
Konuşmasında Türkiye medyasından örnekler veren Madra, Irak'ta yaşananların genel olarak dünya basınında olduğu gibi yer almadığını söyledi.
İş takipçisi gazeteci
İşgal öncesi yaşanan süreci anlatan Madra şu bilgileri verdi:
"17 aya yakın bir süre önce, Türkiye'nin büyük bir gazetesinde bir haber çıktı. 'Saddam'ı devirelim, Kerkük'ten ödün verelim' diye. Bu, ayrıntılı ve 8 maddeli bir plandı. Washington'dan öğrenildiğine göre Rumsfeld planıymış ve bu plan Türkiye gezisinde sunulmuş. ABD, İngiltere ve Türkiye arasında eşgüdümlü hareketle havadan saldırıyla Saddam devrilir. Irak'ın toprak bütünlüğü korunur. Yeni düzende herkes yerini alır. Türkiye Irak'a asker sokar, planı.
Gazete, 7 Kasım 2001 günü 'Türkiye Kerkük petrollerinden belirli bir pay alır. İş hacminden özel muameleyle yararlanır ve Türkiye'nin Kerkük petrolleri üzerinde kullanmadığı ama meşru hakları var' diyordu.
Bu plan, dünya basınında bu kadar net yer almadı. Aynı gazetenin önemli bir yöneticisi, Ankara'da iş takip ettiği konusunda şikayetler gelince kendini şöyle savundu: 'Ben gazeteciyim ama aynı zamanda şirketin yöneticilerindenim, işlerin takibini yapmak zorundayım. O gazete Irak Dünya Mahkemesi'nin haberini vermemiş..."
ABD'nin o dönemdeki savunma bakanı Donald Rumsfeld'in, "Biz bu savaşı kaybetmiyoruz" dediğini hatırlatan Ömer Madra, "Postmodern bir darbe yapıldı ve bu darbeye ABD medyası başta olmak üzere ses çıkartılmadı" dedi. (ÇM/TK)