Madona adlı Gürcü bir kadının belediye otobüslerinde şoförlük yapan tek kadın olması hakkındaki film on sene önceki Visions du Réel belgesel film festivalinde yer almıştı. Kadın sinemacılar Nino Gogua ile Natia Guliashvili’nin elinden çıkma, kahramanıyla aynı adı taşıyan film erkeklerin hâkimiyetindeki bir iş kolunda bir kadının muvaffak oluşunu layıkıyla aktarıyordu.
Avrupa coğrafyasında yer almamasına rağmen, Hristiyan memleketlerde kadınların nispeten daha özgür olduğu düşünülürse Gürcistan’da Madona’nın icraatı bazıları için şaşırtıcı sayılmayabilir. Oysa o da kendine göre bu mertebeye ulaşmak için ziyadesiyle mücadele etmiş ve topluma kendini kabul ettirebilmek adına cesur adımlarının arkasında durmuştu.
Geçenlerde, gene Türkiye’ye çok yakın bir coğrafyada, Kuzey Makedonya’nın Müslüman çoğunluklu bir bölgesinde minibüs şoförlüğü yapan Antigona hakkındaki belgesel de Dokufest’te seyirciyle buluştu.
Gene kahramanının adını taşıyan film, Avrupa kıtasının bir parçası olmasına rağmen Balkan diyarlarında kadınlara yönelik önyargıların aşılmasında katedilecek daha çok mesafe olduğunu ispatlıyor.
Kosova’nın Prizren kasabasında tertip edilen Belgesel ve Kısa Film Festivalinde, belgeselin fazlasıyla sürprizsiz diline rağmen Balkan kısaları klasmanında özel mansiyona layık görülmesinin bundan başka ne sebebi olabilir ki?
Yoksa Avrupa Birliği’ne girme ihtimali olan bir ülke hakkında biraz zorlama da olsa, optimist propaganda unsurları taşıyan projelere ihtiyaç mı duyuluyor?
Gericiliğin sebebi kırsal kesim mi?
Takriben 30 bin nüfusu barındıran 11 köyden müteşekkil mıntıkada belediye toplu taşıma hizmeti vermediğinden bu iş Antigona’ya kalıyor. Aslında babasından devraldığını duyduğumuz bu sorumluluk tabii ki başta kahramanımızda stres yaratmış. Kadınlara dair sabit fikir sahibi olanlardan bilhassa erkekler bu duruma şüpheyle bakmışlar, hatta biri Antigona’nın sürdüğü minibüse asla binmeyeceğini, canından korktuğunu belirtmiş. Oysa kahramanımız gayet kilolu bedenine rağmen bu işin altından başarıyla kalkıyor, lastik patladığı zaman kimsenin yardımına muhtaç olmadan lastik değiştiriyormuş.
Zamanla Antigona’nın şoförlük yapmasını herkes kanıksamış, hatta bölgede yeni nesil kadınlarının ehliyet sahibi olup otomobil kullanması onun sayesinde sıradanlaşmış.
“Kadınların başka Avrupa memleketlerine gidip temizlikçilik yapması ayıplanmıyor da benim şoförlük yapmam mı gariplerine gidiyor?” diyerek çarpık zihniyetin altını çiziyor Antigona.
“Başkalarının ne dediğini hiçbir zaman önemsemedim” diye sözlerine devam ediyor başına buyruk karakter.

“Bu iş olmasaydı evde oturmak zorunda kalacaktım”. Oysa şoförlük sayesinde ufak dünyasının ötesini görmüş ve ufkunu genişletmiş.
Bu açılımın tüm kadınlara misal oluşturmasını dilerken kadınların evlerinden çıkıp dinle alakadar oluyorlarsa camiye gitmelerini veya köy meclislerine katılmak için harekete geçmelerini tavsiye ediyor.
Yönetmen hanesinde Ibër Deari ve Mirsad Abazi adlarını gördüğümüz 2025 Kuzey Makedonya yapımı 20 dakikalık belgeselin dünya prömiyeri Sheffield DocFest’te gerçekleştirilmişti.
Acaba filmin yaratıcıları kadın olsaydı netice daha ikna edici olabilir miydi?
Kadınlar evden çıkmalı!
Filmin tümü aslında bir kamu spotu tavrıyla ilerliyor; kırsal kesimdeki köylü erkeklerin de, yaşlı başlı olmalarına rağmen Antigona’ya arka çıktıklarını ve iyimser bir tablo çizdiklerini görüyoruz.
“Kadınlarla erkekler artık eşit”.
“Artık erkek işi, kadın işi diye bir ayrım kalmadı”.
“Aileye gelişimi kadınlar getiriyor”.
Antigona sayesinde bölgede daha çok kadının minibüse bindiğini, hatta kendilerini kadın şoför sayesinde daha güvende hissettiklerini de öğreniyoruz.

Kahramanımızı ayrıca tarım ve hayvancılık faaliyetleri sürdürürken de izliyoruz. Hatta tek başına meditatif bir tavırla bu işlerine eğilirken çok daha huzurlu olduğunu da kendisinden duyuyoruz.
Gene de kırsal kesimde eve sıkışıp kalmanın izolasyona yol açtığını, tecrite mahal vermemek için okumanın çok mühim olduğunu da belirtiyor ağırbaşlı kahramanımız. Yaşadığı sürece şoförlük yapacağını belirten Antigona “İleri adım at” cümlesini şiarı haline getiriyor ve belediye başkanı olmayı bile aklından geçiriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla antik Yunan kahramanı Antigone’nin asi ruhu Antigona’ya da sirayet etmiş vaziyette ve toplumun kadınlara atfettiği rollere inat, “anti” olmaktan muhakkak ki gocunmuyor.
(Günümüzde Türkçe dil bilgisi kurallarına aykırı şekilde ismi Burgazada olarak resmileşmiş Burgaz Adasının ayrıksı niteliğinde de asırlar boyunca Rumca “Andighoni” adıyla anılmasının payı yüksek olmasın?)

MURAT TÜRKER YAZDI
Şoför Madona ve Kadın Yönetmen
(RL/EMK)







