* Fotoğraflar: Anadolu Ajansı (AA) - Arşiv
Fransa'da milletvekili seçimlerinin ikinci (ve son) turu dün (19 Haziran) yapıldı. Oy kullanma oranı bu kez 2017 seçimlerinden biraz daha yüksek. İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, dün saat 17:00 itibariyle oy kullanma oranı yüzde 38,11'di.
İlk turda elenen adayların sandık başına giden seçmenleri, kendi istedikleri olmasa da, ikinci tura kalanlar arasında bir tercih yaptıkları için şimdiki oy oranları partilerin gerçek gücünü yansıtmıyor. Burada önemli olan artık kimin kazandığı ve kimin kaybettiği.
Kazananlar
Kazanan, sol ittifak Yeni Ekolojik ve Sosyal Halk Birligi (NUPES) oldu. Fiili önderi Jean-Luc Mélenchon'un koyduğu meclis çoğunluğunu elde etme ve başbakan olma hedefine erişemedi ama İçişleri Bakanlığı'nın bu sabah verdiği geçici (düzeltilebilir) resmi sonuçlara göre, 131 vekillik elde etti.
Bakanlık, tıpkı birinci turdan sonra yaptığı gibi, 22 milletvekilini de "muhtelif sol" başlığı altında sınıflandırdı. Oysa bu kişilerin en az 10'u denizaşırı illerdeki yerel partilerce aday gösterilip NUPES'un desteklediği vekiller.
Metropolde de Sosyalist Parti adına seçime girip NUPES'un desteklediği bazı adaylar vardı.Bu milletvekilleri meclise gelince NUPES grupları içinde yer alacaklar. NUPES'un toplam vekil sayısının 140-150 arasında olduğu o zaman net olarak görülecek. Böylece NUPES 2017 seçimlerine ayrı ayrı giren sol partilerin toplam iki katı kadar sandalye kazanmış bulunuyor.
Kaybedenler
Daha iki aydan kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı seçilen Emmanuel Macron'un oluşturduğu blok Ensemble (Birlikte) ise kaybeden taraf. Hem de çok büyük ölçüde!
Ensemble, 2017 seçimlerine göre, 105 vekillik kaybederek ancak 245 sandalye kazanabilmiş ve mecliste mutlak çoğunluk olan 289 sayısının çok gerisine düşmüş bulunuyor. Bu durum V. Cumhuriyet döneminde ilk kez ortaya çıktı. Macron hükümet kurabilmek için herhalde geleneksel sağcı parti Cumhuriyetçiler (LR) ile koalisyon yapmak zorunda kalacak.
Eski De Gaulle'cu partinin kalıntısı LR ve müttefikleri 74 vekil ile meclisteki dördüncü güç oldu. Bu rakam, 2017 seçimlerinde elde ettiğinin yarısı ama genel sonuçlar onu Macron'un merkez sağ ittifakı için yedek lastik olarak hükümet ortaklığına aday haline getirdi.
Le Pen "sürprizi"
Marine Le Pen'in aşırı sağcı-faşist partisi Ulusal Derleniş (RN) ise büyük bir sürpriz yaparak 89 sandalye ile üçüncü sıraya yükseldi. Biraz da Macroncu blok sayesinde, çünkü onlar NUPES'un RN ile düello yaptığı 61 seçim bölgesinden 56'sında "cumhuriyetçi cephe"yi yıktılar, solcu adayı desteklemeyip RN'in kazanmasına yardımcı oldular.
Le Pen'in partisi, bu sonuçla, 1986'da nispi temsil sistemine göre yapılan ilk ve tek seçimde elde ettiği 35 vekillikten sonra, ilk kez mecliste grup kuracak ve güçlü bir şekilde temsil edilecek.
Macron'un bakanları
Macron'un başbakanlığa getirdiği eski çalışma bakanı Elizabeth Borne seçimi çok az farkla kazanabildi ve şimdiden zayıflamış oldu.
Mevcut bakanlarından ikisi (Denizcilik Bakanı Justıne Benin ve Ekolojik Geçiş Bakanı Amélie de Montchalin) NUPES adayları karşısında, biri ise (Sağlık Bakanı Brigitte Bourguignon) faşist partinin adayı karşısında yenilgiye uğradı. Macron'un koyduğu yazılı olmayan bir kural uyarınca bu bakanların makamını terketmesi gerekecek.
Ayrıca, onların yanı sıra, Macron'un ağır toplarından meclis başkanı Richard Ferrand ile partisinin meclis grup başkanı ve eski içişleri bakanı Christophe Castaner de NUPES adaylarına yenildi.
Macron'un ikinci turdan üç gün önce Almanya ve İtalya başbakanları ile birlikte yaptığı gösterişli Ukrayna ziyareti partisine hiçbir fayda sağlamadı.
İstikrarlı neoliberal politikanın sonu
Fransa'da bu seçimle merkez-sağcı neoliberal politikanın 20 yılı aşkın bir süredir hiç teklemeyen istikrarı sona erdi. Sadece o değil, 1958'de ülkeyi merkez-sağ ve merkez-sol partiler eliyle, yani iki iki partili bir düzenle yönetmek üzere kurulan V. Cumhuriyet de fiilen sona ermiş oldu.
Fransa artık bir siyasi, iktisadi ve toplumsal çalkantı dönemine giriyor. Macron şimdi bir koalisyon hükümeti ile yoluna devam etse bile ilerde tekrar çoğunluğu yitirebilir ve meclisi feshedip erken seçime gitmek zorunda kalabilir. Ama böyle bir seçimin istikrarsızlığı daha da arttırıp arttırmayacağı da bir soru işaretidir.
(MAA/AEK/SD)