William Shakespeare’in yazdığı Macbeth oyunundan uyarlanan “Şatonun Altında”yı Gürol Dinçol yönetmiş, Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal oynamışlar. Fiziksel Tiyatro Araştırmaları’nın sahnelediği oyun Taşra Kabere’de seyredilebiliyor.
“Şatonun Altında” da tarihin uzun bir dönemine tanıklık etmiş, bu sırada çok fazla savaş, ölüm ve trajediye tanık olmuş iki çamaşırcının ağzından Macbeth’in hikâyesini dinliyoruz. Poe ve May’ yerin altında ve duvarların ardında ölüm çığlıkları, feryatlar ve kutlamalara tanıklık etmişler.
Shakespeare’ın Macbeth’i
Hikâye çoğumuzun bildiği bir hikâye, oyunda da farklı bir son yok.
İskoçya ordusunda general olan, cesur ve yiğit savaşçı Macbeth İskoç topraklarına saldıran Norveç askerlerine karşı yürütülen savaştan yiğitliğine yiğitlik katarak çıkmışken rastladığı iki cadı/kâhin ona önce Cawdor Beyi, sonra da geleceğin kralı olacağını, o sırada yanında bulunan Banquo’e de çocuklarının kral olacağını söylerler. Bu haberi almasından çok kısa süre sonra gerçekten de var olan Cawdor Beyi’nin hainliği nedeniyle idama mahkûm edildiğini ve Cawdor Beyi’nin yerini aldığını öğrenir. Bunun üzerine kral olmasının da imkânsız olmadığını düşünmeye başlar.
“Bu doğaüstü kehanetler
Uğurlu da olabilir, uğursuz da.
Uğursuzsa, başlangıçta doğru çıkıp,
Bana niye umut verdi?
Cawdor Beyi oldum bile. Uğurluysa,
Niye korkunç düşünceler geçiyor kafamdan;
Tüylerim diken diken oluyor,
Kalbim hiç olmadık şekilde,
Güm güm kaburgalarıma vuruyor?”*
Yüreğine düşen güç ve iktidar hırsı ateşine ek olarak eşi Lady Macbeth’in de zorlaması ile kehanetin gerçekleşmesi için amcasını oğlu Kral Duncan’ı ortadan kaldırmanın planını yapar. Plan işler, Macbeth kendi şatosunda Duncan’ı öldürür, Dunkan’ın oğlu Malcolm bu cinayetten kendisinin sorumlu tutulacağından korktuğu için ülkeyi terk eder, İngiltere’ye kaçar. Macbeth kral olur.
“Kral olmak bir şey değil,
Asıl önemlisi, güvende olmak.
Bu Banquo çok korkutuyor bizi.
Adamdaki kral tavrı ve egemenlik ifadesi
İnsanı ürkütüyor. Çok cüretli biri;
Ayrıca, o gözüpek kişiliği yanında,
Aklı da cesaretine yön veriyor.
Ve kendini korumasını sağlıyor.
Şu anda beni korkutan tek kişi o.”*
Kral olmasına karşın, güç ve iktidar ihtiras hırsı onun peşini bırakmaz, bu son cinayeti olmaz, Kral Duncan’dan sonra Banquo ile devam eden şiddeti artarak devam eder, ülkeyi şiddet ve ölüm sarmalına sürükler. Bu, onun ve Lady Macbeth’in sonunu hazırlar.
Güç isteğinin hırsla birleşince ortaya çıkan kötülüğün ve ihanetin sadece kişiye değil, tüm çevresine de zarar vereceğinin örnek hikâyesi olan Macbeth’i “Şatonun Altında”da çok etkileyici ancak epey farklı bir yorumla sahnede izliyoruz.
Trajediden komediye
Hikâye o bildiğimiz trajik Macbeth. Ancak bildiğimiz gibi anlatılmıyor. Poe ile May; iki çamaşırcı, belki iki deli, belki de iki kâhin, delilikle dürüstlük arasındaki gitgellerle, bizi o dönemin vahşetine alıp götürüyor. Ancak Poe ile May bu vahşet hikâyesini, bu dipsiz karanlık, tekinsiz hikâyeyi güldürerek anlatıyor. Bizi deliliğin sınırlarında dolaştırırken kahkahalara boğuyor. Ancak bu kahkahalar Macbeth hikâyesindeki ihanet ve şiddeti görmemizi engellemiyor. Bu da bize tiyatronun büyüsünü bir kez daha ispatlıyor.
“Şatonun Altında”nın birçok ödülü yanı sıra çok fazla da adaylıkları var. İzlerken bu ödüller ve adaylıkları ne kadar hak ettiğini her anında fark ediyorsunuz.
Uyarlama, oyunculuk ve dekor eşsizliği
Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal’ın proje tasarımı ve uyarlaması, yönetmen Güray Dinçol’un rejisi ile Shakespeare’in Macbeth’inden içeriği aynı olmasına karşın tamamen farklı bir oyun ortaya çıkmış, etkileyici bir anlatım ortaya konmuş. Oyunda fiziksel hikâye anlatıcılığı başta olmak üzere groteks oyunculuk, clown ve bufon gibi farklı oyunculuk tarzları kullanılmış.
Sahnede kullanılan dekorun çok büyük bölümünün sadece etrafa asılmış büyük bezler olması, büyük bez parçalarının yer yer Macbeth ya da Duncan’ın kanı ya da gibi görünmesi sadelikle, işlevselliği birleştirmiş. Eminim tüm izleyicilerin aklına iki oyuncunun iştahla dişledikleri, etrafı kan kırmızısına çeviren pancar sahnesi kazınmıştır. Zira birkaç dakika ne olduğunu anlamaya çalıştık, gerçekten dahiyaneydi.
Pınar Akkuzu ve Gülden Arsal, rahatsız edici makyaj ve kostümleriyle, izleyiciyi ilk sahneden itibaren karışık duygulara sokuyor. Hele o sesleri! Biz nefret, tiksinti, sempati arasında gidip gelirken, onlar birçok sahnede sadece gözleri ve bakışları ile izleyici kahkahalara boğuyorlar, yer yer seyirciyle doğrudan diyaloğa girerek, gerçek bir anlatıcı olduklarını oyuna seyirciyi de katarak gösteriyorlar. Oyun boyunca ikisinden de gözlerimizi alamıyoruz.
Sezonun sonuna yaklaşmışken hala fırsatlarınız var. Macbeth’in trajik öyküsünü, şatonun altından farklı bir bakışla izlemek için, 31 Mayıs 2017 Çarşamba Taşra Kabare ya da 3 Haziran 2017 Cumartesi İkincikat Karaköy bu sezon için son fırsatlar. Aksi durumda gelecek sezonu beklemeniz gerekecek. (BY/HK)
Ödüller
Direklerarası Tiyatro Ödülleri 2017, "Yenilikçi Tiyatro" ve "Vasıf Öngören Ödülü"
Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri 2017, "Anadolu Efes Özel Ödülü"
Tiyatro Eleştirmenleri Birliği (TEB) Ödülleri 2017, "Jüri Özel Ödülü"
Üstün Akmen Tiyatro Ödülleri 2017, "Seçici Kurul Özel Ödülü"
Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri 2017, "Jüri Özel Ödülü"
Künye
Yazan: William Shakespeare
Proje Tasarımı ve Uyarlama: Pınar Akkuzu, Gülden Arsal
Yöneten: Güray Dinçol
Oyuncular: Pınar Akkuzu, Gülden Arsal
Işık: Uğur Açıkgöz
Proje Asistanı: Tuba Keleş
Sahne, Kostüm Tasarımı ve Uygulama: Fiziksel Tiyatro Araştırmaları
Görsel Tasarım: Uğur Açıkgöz
Oyun Süresi: 55'
* Macbeth/ William Shakespeare/Remzi Kitabevi / 2015