Ben Anadolu Lisesi mezunuyum, yani imam hatip lisesi mezunu olmayanlardanım. Bir gün "terörist" tanımlamasına uyabilirim, muhtemel.
* * *
Hep "kötü" idi diğeri. Diğerini sevmemeyi öğrettiler. Hep ayrıldık. Sonra ayrılıklarımız yüzünden küstük birbirimize. Küsmedik hatta. Kızdık. Kızmadık hatta nefret ettik. Tiksindik birbirimizden. Tiksinmekle de yetinmedik. Kırdık birbirimizi, dövdük. Yetmedi. Öldürdük birbirimizi.
Öldük.
* * *
Her şeyin günbegün daha da kötüye gittiği, her gün kutuplaşmaların keskinleştiği şu günlerde Başbakan Erdoğan imam hatiplere "hak ettikleri itibarı" verdiklerini ifade ederken ayrıca ekledi "İmam hatip okullarından terörist yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız" devamı da var elbette; "Anarşistler yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız. Vatana hizmet aşkıyla yandıkları için mi imam hatip okullarını kapattınız"
Günlerdir kafamdan çıkmayan cümleler bunlar. Hep başka şeyler yazmaya yeltenip dönüp dönüp geldiğim yer tam burası.
Kafamda dönüm duran çeşitli sorular var. Mesela "terörist" kime denir? Sözlük anlamı değil aradığım, daha belirli daha net bir tanım. Başbakanın "terörist"ini merak ediyorum ben. Mesela Hizbullah'ın Türkiye yapılanması için "terörist" demek uygun mudur, değil midir? Ya da aylarca konuşulduğu üzere resimle, şiirle, romanla "terör" yapanlardan mı bahsediyoruz. Eğer öyleyse güzel sanatlar liselerinden başlamak üzere sanatla uğraşan tüm kurumları kapatalım. Soysal bilimler liseleri var, onlar da az çok "düşünen insan" yetiştiriyor. Düşününce "terörist" olunuyor muydu? Dur bi hafızamı zorlayayım. Ah tabi mümkün. Düşünen adam tehlikeli adamdır bir kere. Ya da "ölü" adamdır. Fiziksel olarak yaşasa da nefes aldığına pişman bir hal alır dönem dönem o yaşam.
Başka sorular da var kafamda. Mesela bir ülkenin başbakanı nasıl olurda böyle bir cümle kurar? Bu da bir "dil sürçme"si midir? Başbakanlıktan bunun -da- dil sürçmesi olduğu yönünde bir açıklama geldi mi?
Şimdi bizler kardeşlerimizi çocuklarımızı ileride olası "terörist" bilinmesinler diye İmam Hatip'e mi gönderelim? Hatta "vatana hizmet aşkıyla" yansınlar diye 4. sınıf biter bitmez mi yapalım bunu?
Daha 4+4+4 tartışmaları devam ederken, seçmeli dersler adı altında "Kuran, Peygamberimizin Hayatı" gibi dersler konuşulurken, "dindar nesil" söylemi unutulmamışken, şimdi de bu cümlelerle bizleri "olağan şüpheliler" listesine eklemesinin bir başbakana nasıl bir faydası dokunabilir. Ya o ülkeye nasıl bir fayda sağlar bu?
Ayrılmaz mı insanlar ikiye? İmam Hatipliler ve diğerleri diye. Bugün böyle bir ayrımı başbakan yapıyorsa yarın ne olacak? Mesela üniversite sınavlarını kaldırdık varsayalım. -ki o sınavı savunmak en son yapacağım şey olurdu normalde- Üniversiteye girişlerde öğrenci seçmek için oluşacak kurul ilk önce buna mı bakacak?
- Soru "evladım hangi liseden mezunsun? "X Anadolu Lisesi efendim." 2. Soru yok.
Ya da daha olası bir yöntem; üniversitelere başvurularda formlar doldurulur. Birinci eleme kriteri mezun olduğu lise olur, imam hatipse devam. (Durmak yok, yola devam!) Hepimiz vatana hizmet aşkıyla dolarız. Ya da üniversiteler sadece "vatana hizmet aşkıyla" yanan gençlerle dolar.*
Çünkü aksi sıkıntı. Aksi terör, aksi anarşi.
İmam hatip lisesi mezunu arkadaşlardan da özür dilerim. Ben hiç "siz"- ""biz" ayrımı yapmayı istemem. Ama ayırıyorlar bizi.
Ayrılmanın sonu;küsmek, kızmak, tiksinmek, kırmak, dökmek, öldürmek...
Başbakanın dili sürçtü bence. Yoksa ister mi böyle şeyler? Tabi ya.
Haydi açıklama yapsınlar da rahatlayalım. Dil sürçmesiymiş diyelim. Dil sürçmesi tabi. Hay bin yaşayın! (SK/HK)
* Şimdi bir de üniversitelerdeki "ileri" düzeyi ayrıca tartışmak gerek, elbet.