Ataerki (patriyarka) bir yargıç / doğduğumuz için yargılıyor bizi/ ve cezamız / gördüğünüz şiddet. / Kadın cinayeti / Cezasız kalan katilim / Yok etme / Tecavüz / Ve suç bende değil/ Ya da nerde olduğumda / Ya da nasıl giyindiğimde / Tecavüzcü sensin / Tecavüzcü sensin / Polis / Hakimler / Devlet / Başkan / Baskıcı devlet maço bir tecavüzcüdür / Tecavüzcü sensin
Şarkı Şilili dört genç kadından oluşan ve feminizm tezlerini performans sanatına uyarlamaya çalışan Las Tesis kolektifi tarafından yaratılıyor. Arjantinli antropolog Rita Segato'nun "cinsel şiddetin" politik bir sorun olduğunu söyleyen teorisinden yola çıkıyor.
Segato'nun cinsiyet şiddeti teorisinde iki nokta şarkının da içeriğini belirliyor.
Segato'nun güç faktörüne bakışı
İlki "cinsel şiddet"in yanıltıcı bir tanım olduğu, saldırı cinsel yollarla gerçekleşse bile, bu tip bir şiddetin cinsel bir doğasının olmasından ziyade güce ilişkin olması.
Brezilya hapishanelerinde tecavüz suçu hükümlüleri ile yaptığı çalışmanın sonunda şu kanıya varır Segato:
"Saldırı cinsel bir tatmini gerçekleştirme arzusundan doğmaz -ki öylesi her zaman karşılıklı bir alışveriş ve ilişki gerektirir-. Saldırgan başka bir insan üzerinde eril hükümranlık kurallarına uygun bir ahlaki yargılamacı güç pratiğine girişir. Tecavüzcü, başkasının düşünce şeklini, davranışını düzeltmek ister."
Segato'nun aynı şekilde düzen sarsıcı ikinci tespiti ise cinsiyet ilişkilerinin tarihsel olarak tüm tahakküm uygulamalarının başlangıcında olmasına rağmen neden az önem verilir olduğu ve dar bir alana hapsedildiği ile ilgili:
"Kamusal-kişisel alan ikiliği, kamusal olanın eril, evrensel öneme ve genel ilgiye haiz; kişisel olanın ise onun daha az önemdeki 'öteki'si olarak kenarda, tikel vakalar olarak konumlanması. Bu yüzden kadına karşı suçlar, özel ilişkiye, mahremiyete ait ve münferit vakalar olarak sözde konumlanmasa da davranış ve politika pratiği olarak her zaman böyle kabul görecektir."
Oysa insanlığın doğuşu merkezinde hem kutsal kitaplarda hem yerel kültürlerde kadının ele geçirildiği, kendisine hükmedildiği, itaatkar ve tabi olarak konumlandırıldığı bir mitle, tarihi ve ataerkil bir söylemle başlar.
Patriyarka ve yargıçlık müessesesi
Bu yüzden Las Tesis'in şarkısı da patriyarkayı bir yargıca benzeten dizeyle başlıyor. Kadınları doğduklarından beri, aslında insanlığın doğuşundan beri yargılayan, değerlendiren, bu yargılamaya göre ikincil sıraya düşüren bir cümleyle...
Şarkı, Türkiye'deki kadın protestolarında söylendiğinde ve tartışma Meclis'e taşındığında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, şarkının ve performansın kadına karşı şiddete dikkat çekmek için yapıldığını söyleyen CHP grubuna yanıtında Segato'nun belirttiği iki noktaya göz kırpıyordu.
Soylu, "sizin söylediğiniz sebeple [kadına karşı şiddeti protesto etmekle] çıkmadı Şili'de bu şarkı. Polis iki kadını öldürdü, onun için çıktı" derken polis şiddetinin, kadına yönelik şiddet dediğimiz şeyden ayrı olduğunu -ki bu ikincisinin ana politika alanı dışında, sosyal ilişkiler, mahremiyet alanında vakalardı devlet aklında- zihninde yerleştirmiş görünüyordu.
Segato, "Evrensel ve merkezi olan ile, geriye kalan ve önemsiz olan ikilikli yapısında ataerkil, sömürgeci-modern tahayyülde kadına ve kadınsı konuma karşı işlenen suçlara hukuk işaret etmez, ve hiçbir zaman kamusal alanda tam olarak tanınmaz." derken bunu kastediyordu.
Harekete geçmek için bakanları ya da hükümeti göreve çağırmak ise etki etmediği kanıtlanmış bir yol. "1970'lerin, 'kişisel olan politiktir' sloganını da tersyüz etmek gerekecektir" der Segato, "Bu sloganın çelişkili sonucu, devlete duyulan naif bir inanç oldu. Ve cinsiyetçi şiddeti mahremiyet bağlamına daha fazla sıkıştırmak için devlet alanında zaferlerin kazanılmasına, daha çok sayıda kamu politika ve yasa çıkarılmasına harcanan enerji."
Politikayı evcilleştirme önerisi
Segato'nun önerdiği yaklaşım ise ev içi, ya da yakın ilişkiye ait olanın kamu diline çevrilmesinde ısrar etmek değil. Bunun yerine tam tersi bir yaklaşımı, politikayı evcilleştirmeyi, bürokrasiden çıkarma, "eve ait bir anahtarla perdesini değiştirip yeni bir nota sistemine aktarmayı" öneriyor.
"Köklere ve yakınlık ilişkilerine dayanan kadın tarihinin, bedenen ve duygusal olarak yakın temas alanlarındaki politika pratiklerinden ilham alınacak yeni bir nota düzenine..."
Kolay söylenir bir yürüyüş ritminde yazılan parça için grup adına konuşan Paula Cometa, "bir protesto eylemi şarkısı olma niyetiyle yaratılmamıştı" diyor, "Yürüyüşteki ve eylemlerdeki kadınlar şarkıyı daha büyük bir şeye dönüştürdü."
Şarkı Ekim ayı ortasında Şili'de başlayan ayaklanmalardan önce yazılmış olmasına karşın, Valparaios'da pek çok sanatçının çağrısına kulak vererek protestoların parçası olarak koreografilendirildi.
Cometa, koreografinin güvenlik güçlerinin tecavüz, işkence ve öldürmek için ateş etme suçlamalarıyla yaygın olarak karşılaştıkları mevcut krizi yansıttığını söylüyor.
Şarkının bir kaç yerinde yere çökerek elleri başının arkasında birleştiren performansçılar, tutuklanma sırasında kadın protestocuların yapmaya zorlandığı harekete atıfta bulunuyor.
Cometa bunun Şili polisince uygulanan basit bir tür işkence ve cezalandırma yöntemi olduğunu söylüyor. Gözlerdeki bantlar kadınların hapishanelerde gördüğü şiddeti ve aramalar sırasındaki uygulamalara işaret ediyor.
Ama tüm bunlar aynı zamanda hesaplaşılamayan Pinochet rejimindeki işkencelere, eril mandanın baskısı altındaki şiddete yapılan tarihsel bir referans.
Pinochet rejimine karşı kadınlar
1973 yılındaki Pinochet rejimin başlangıcından hemen sonra hapishane kampına dönüştürülen Santiago stadının etrafında 29 Kasım'da yapılan on bin kişinin katıldığı en büyük performansta ise kırmızı eşarp ve gözbağı ile siyah kıyafetler içindeki kadınlar devasa bir ortak hareket geliştiriyor.
Pinochet ile ölümden önce ve yargı karşısında hesaplaşamayan şiddet mağdurları ve en çok da kadınlar, mekanları yeniden talep ederken, yine de stadyumun içinde değil, dışında kümeleniyor olmak zorunda kalışlarıyla Segato'nun bahsettiği "eril merkez- dişil kenar" ikiliğini örnekliyor bir yandan da.
Performansın ardından kadınların birbirleriyle paylaştıkları Pinochet döneminden ve bugünkü protestolardan gelen şiddet hikayeleri, stadın etrafını dolaşıyor.
"Gördük ki bütün dünyada bedenlerimiz ve hayatlarımızla ilgili aynı şeyleri hissediyoruz" diye ekliyor şarkının ve protestonun büyümesindeki olağanüstülüğe şaşırarak Cometa.
Meclis'te "Tecavüzcü sensin!" eylemi
Bakan Soylu ise gülümseyerek, "dans edilecekse hep beraber dans edelim" diyor CHP Hukuk ve Seçimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sera Kadıgil liderliğinde 'Tecavüzcü sensin!' (orijinal adıyla "Yoluna Çıkan Tecavüzcü") şarkısının mecliste söylenmesinin ardından.
İçişleri Bakanlığı'nın korumasına ihtiyacı olan kadınların ölümleri üzerine bir İçişleri Bakanı'nı oynarken görmek, pek çok insan için cehennemi bir olasılık olacaktı.
Üstelik Latin Amerika'da şiddete karşı ve politik elit baskı rejimine karşı ayaklanan insanları olumlamasını beklemek mümkün değilse de, empati kuruyor gözükmenin de gereği olmadığına karar vermiş olmalı ki şöyle bitiriyor Bakan sözlerini:
"En çok dansı Latin Amerika yapıyor, ne durumda olduğunu biliyoruz."
Şili'deki ayaklanma altı haftada 24 kişinin, bir kısmı güvenlik görevlilerince yapılan silah atışlarından kaynaklı şekilde ölümüyle ve binlerce kişinin yaralanmasıyla -kalıcı göz kayıpları da dahil- kayıtlara geçti.
Güvenlik güçleri 70 vakada cinsel şiddet uygulamakla suçlandı, ki kayıtlara geçenin gerçekleşenin çok az kısmını oluşturduğu biliniyor.
Pinochet zamanında da 'cinsiyet disiplini' kavramı altında bir devlet terörü olarak uygulanan cinsel şiddet, özel kuvvetlerin ve polisin baskı kurma araçları arasında.
Bir psikolog, göz altına alınan iki kadının, protestolar sırasında göz altına alınan kadınların hepsinin yasaya aykırı olarak erkekler karşısında çırılçıplak soyundurulduğunu, cinsel bölgelerine, göğüslerine dokunulduğunu söylüyor.
16 cinsel taciz ve tecavüz şikayeti savcılıkta işlem bekliyor.
"Erkek egemen politik güç araçları avlanma için uzak mesafelerle, önce köyle arası sonra köyle sömürge yönetimi arasındaki alanda protokollerle yönetilen müzakerelerle, askeri kurumlar, polis, ordu ve pazarlıklarla anılır. Kadınların tarihi ise köklere , ve yakınlık ilişkilerine, komünal bağların kurulmasına dayanır. kökleşmiş olma arzusu topluluk yaratırken, bu 'şeyler' dünyası 'birey'ler yaratacaktır. İlki sermayenin tarihi projesi için işlevsizdir, çünkü insan mutluluğunu ayakta tutan bu komünal bağlara yatırım, mütekabiliyeti (malların ve hizmetlerin karşılıklı değiş tokuşunu) ve komünal kök salmayı güçlendirir. O yüzden tarihte yeni politika dişil olmak zorunda" der Segato manifestosunda .
Bir toplumsal harekete dönüşen gösterilerde, o ilkel mütekabiliyetin sürekli yeniden ortaya çıkışı, eril mandanın uyguladığı fiziki hücum anında, elde edilmeye çalışılan bedeni tutma, onu komünal alana geri çekme arzusu, hala canlı olarak duruyor.
O yüzden Türkiye'deki kadın protestosundaki "Tecavüzcü Sensin"in sonuna eklenen "asla yalnız yürümeyeceksin" sloganı, Şili'deki kadın hareketine ve eril hükmedicinin Türkiye'deki kurbanlarına selam verişteki bu komünal ruh yeni dişil politikayı öncüllüyor olabilir mi?
Renato'nun teorisinde, topluluk olarak adlandırılan komünal birliğin paylaştığı ortak bir ruhani evreni, tartışmalar ve uzlaşmalar sonucunda hemfikir olunmuş ortak bir geleceğe giden ve aynı şekilde sürekliliği ola gelmiş, ortak bir geçmişten gelen kolektif öznesi vardır.
Belki toplumsal hareketlerin içindeki kollektif yapıların da, ortak bir geçmiş ve gelecek kurgusuyla ve birbirlerine bir kol boyu mesafede çalışmalarının nasıl bir dalgasal hareket yaratacağının işaretidir Las Tesis'in 'Tecavüzcü Sensin' performansı.
Son not biraz öznel olacak. Bu yazıyı okuyan bir okur, kadınların mücadelesinin ne söylediğini bir erkekten dinlemenin meşruiyetini sorgulayabilir. Beni bu durumdan yine Segato'nun söyledikleri kurtarmasa bu yazıyı kendime saklardım.
"Bir erkeğin, kadın politikalarıyla işbirliği, sadece kadın mücadelesiyle dayanışma değildir, ya da bir erkek koruması hiç'. Erkeklerin itaat etmek için eğitildikleri hastalıklı ve çürümüş erkek manda rejimi ve işbirliğinden kendilerini kurtarırken korunmak ve yol almak için asıl onların bu kadın mücadelesine ihtiyaçları vardır."
(VA/PT)