Kişi kendi cinsinden birini cinsel eş olarak istiyorsa eşcinsel (homoseksüel), karşı cinsten birini istiyorsa karşıt cinsel (heteroseksüel), her ikisini de istiyorsa biseksüel olur. Bu üç cinsel yönelim de ihtiyari bir seçim değildir.
Eşcinsellik hastalık değil
Bugün ruhsal hastalıklar sınıflama sistemlerinin hiçbirinde eşcinsellik ve biseksüellik bir hastalık olarak yer almamaktadır. Eşcinsellik, 1973'de Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) ve 1990'da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kendi psikiyatrik tanı sınıflamalarından tamamen çıkarıldı.
Görüldüğü gibi eşcinselliğin bilimsel olarak bir hastalık olarak kabul edilmemesinin tarihi oldukça kısa. Oysa, bilindiği gibi tüm toplumsal önyargıların değişmesi ve yerini doğru bilgilere bırakması çok yavaş gelişen bir süreçtir.
Bilimsel olarak doğru olanların özellikle cinsellikle ilgili olan toplumsal ön yargılar değişmesi için, 35 yıl yetmez, daha uzun bir zamana ihtiyaç var. Doğru bilgilerin içselleştirilmesi zaman alır.
Ayrımcılık birçok hakkı ihlal ediyor
Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) eşcinsellik bir suç olarak tanımlanmaz. Eşcinselliğin "normal" olarak kabul edilmeme anlayışı, olumsuz özellikler atfedilmesi eşcinsel olan kadın ve erkeklere cinsel yönelimleri nedeniyle, irili ufaklı ayrımcı davranışların ve şiddet kullanılmasına ve toplumsal yaşamdan dışlanması, iş bulmasına ve sürdürmesine, örgütlenmesine, vatandaş olarak eşit haklarını eşit olarak kullanmasına olanak vermez.
Temel insan hakları içinde her insan kendi bedenine sahiptir. Bedenini kontrol etme ve yaşama hakkına sahiptir. Önyargılar ve ayrımcı tutumlar ve bu anlayışların uzantısı olan davranışlar insanların bir bölümünün, eşcinsel, bisekseksüel kişilerin kendi bedenlerini kontrol etme haklarını ve hatta yaşam haklarını ihlal edebilir.
Homofobiye karşı özel çalışmalar gerek
Yukarıda kısaca özetlenen nedenlerle Türkiye'de öncelikle cinsellik alanında çalışan tüm profesyonellerin, eşcinsel ve biseksüel olan bireylerle ilgili önyargılarını, homofobilerini kaldırmaları, kendi homofobilerine karşı içgörü geliştirmeleri, düşüncelerinden, duygularından ve dillerinden homofobik inanışları kaldırmaları gerekir.
Aynı inançların toplumda yerleşmesi konusunda bu kişilerin büyük katkıları olacaktır. Bu amaçla bir yandan var olan kurumlarda, tıp, hukuk ve benzeri alanlarda özel çalışmaların yapılması, diğer yandan bu konularda çalışacak, homofobiye karşı özel çalışmalar yapacak sivil toplum kuruluşlarının varlığı gereklidir. Bu konuda uzun zamandır çalışan kuruluşlar arasında Lambdaistanbul da yer almaktadır.
Doğrusu Lambdaistanbul'un kapatılmasına dair son mahkeme kararını sadece eşcinsel bireylere yönelik bir karar olarak göremeyiz. Aslında örgütlenme hakkını engelleyen, bir başka örgütsüzleştirme, sindirme, susturma anlamında "nafile" bir çaba olarak görüyorum. Daha kısa bir süre önce bir milletvekili Kaos GL toplantısına gidince milletvekilleri "bireysel bir davranıştır parti/lerimizi ilgilendirmez" yarışına girdiler.
İnsan haklarını samimi olarak savunanların Lambdaistanbul'un kapatılma girişimine karşı tepki vermesi gerekir. (ŞY/TK)
* Prof. Dr. Şahika Yüksel, ruh sağlığı uzmanı
Yararlanılan kaynaklar:
* American Psychiatric Association.(1994) Diagnostic and Statistical manual of mental disorders (4th ed.). Washington, DC: Author
* Şahika Yüksel (1998) Cinsellik ve Cinsel Sorunlar . Psikiyatri Ders NotlarıYayına Hazırlayan Adam E, Yazıcı O, Tükel R. İstanbul
* Robert P. Cabaj, Terry S. Stein (1996) Textbook of Homosexuality and Mental Health, American Psychiatric Press, Washington DC.