Lale Devri dizisinin havasından mı, suyundan mı bilmiyorum ama setten gelen şiddet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor.
Bugün magazin sayfalarında Necip Bey karakterini oynayan Kenan Bal’ın İkbal Hanım karakterini canlandıran Gül Onat’ı önce dövmekle tehdit ettiği ardındansa küfür edip tokat attığı yer aldı.
Bu haber beni hızlıca geri götürdü. Gazetelerde yer alan haberlere göre;
* 19 Aralık’ta Çınar karakterini canlandıran Tolgahan Sayışman üvey annesini canlandıran Hatice Aslan’ın üzerine yürüdü, Aslan, Sayışman’ın kendisini itmesi üzerine düşmemek için kenardaki duvara çarptı. Aslan psikolojisinin bozulduğuna dair sağlık raporu aldığını söylerken, Sayışman darp iddialarını reddetti.
* 5 Nisan’da ise Toprak karakterini canlandıran Selen Soyder, çekimlerde giyeceği kıyafetleri beğenmeyince dizinin stilistiyle tartıştı ve araya giren kostüm sorumlusuna vurdu. (Hem stilist hem kostümcünün kadın olduğunu da not düşelim).
Yani bu, son altı ay içinde setten gelen üçüncü şiddet haberi.
Bu sette de şiddete maruz kalanların tamamı, her zaman olduğu gibi, kadınlar. Ama bu kadar değil. Kadın oyunculardan birinin de sahne arkası çalışanlarından birine vurduğunu görüyoruz.
Soyder, setteki bu şiddet ortamından mı etkilenmiş bilmiyorum ama Soyder’in dizide yaşadığı tüm olumsuzluklara ve ona “yardım etmek” için etrafında pervane olan erkeklere karşın kendi ayakları üzerinde durmakta kararlı, güçlü bir kadın karakterini canlandırdığını biliyorum. Senaryonun mantıksızlıklar silsilesi olması bir yana izlediğim kadarıyla Soyder’in canlandırdığı karakter kadın dayanışmasına önem veriyor. Oyuncular, oynadıkları karakterlerden etkilenir zannederdim, bu sefer öyle olmamış herhalde.
Olayın bir diğer tarafı, her şiddet olayının ardından oyuncuların imzasıyla yapım şirketince yapılan basın açıklamaları. Olayın yaşandığını ancak bu kadar da abartılacak bir şey olmadığı söyleniyor özetle.
Örneğin Nisan ayında yaşanan olayın ardından dizinin yapımcısı Şükrü Avşar her sette bu tarz tartışmaların olduğunu belirtmiş ve “Didişmeler, kavgalar her sette yaşanan olan şeyler... Lale Devri’nin setinde şu an bir sorun yok, herkes işinin başında, çalışmaya devam ediyor” demiş.
Aralık ayındaki olaydan sonra ise oyuncuların imzasıyla yayınlanan açıklamada “Bilindiği üzere dizi setlerinde zamanla yarışılarak, çok yorucu bir tempoda çalışılmaktadır. Bahsi geçen olayın set çalışmasının yarattığı stres ile zaman zaman setlerde yaşanan türden, çekilen sahne ile ilgili bir fikir çatışması olduğunu ve yüksek tansiyonlu bir anda Hatice Aslan'ın hafifçe itilerek bir müdahaleye maruz kaldığı doğrudur” denmiş.
Yani sürekli tekrarlanan şiddet olaylarına karşı “olur böyle şeyler” deyip geçiyorlar. Bu açıklamadaki cümlede Hatice Aslan’ı iten öznenin olmaması da dikkat çekici. Aslan “hafifçe itilmiş”.
Açıkçası ben bir okuyucu/izleyici olarak, setteki herkesin birbirinin üzerine yürümesini/tokatlamasını, dizi ekibi ve yapım şirketi kadar normalleştiremiyorum.
Okuduklarımız sadece medyaya yansıyanlar. Artık çetelesi tutulacak kadar çok defa yaşanmış bu olaylara “olur böyle vakalar” deyip geçilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Dizi ekibine de aynısını tavsiye ediyorum.
Bir de şunu çok merak ettim: Gerçekten tüm setlerde insanlar stresten kafayı yiyip böyle birbirlerine mi girişiyorlar?
90 dakika süren dizilerin 45 dakikaya indirilmesi ve oyuncular ve kamera arkası ekibin insani koşullarda çalışması talebiyle protestolar yapılmıştı zamanında. Bence bu talep tekrar gündeme gelsin, bir de sadece koşullar değil oyuncular da insanileşsin. (ÇT)