"Laiklikte din eğitimi, bir tercih meselesidir."
Türkiye'de okullarda müfredat değişikliği tartışmaları, son günlerde sıklıkla gündeme gelen bir konudur. Bu tartışmalar, müfredatın içeriği, yapısı ve uygulanması gibi konularda yoğunlaşıyor.
2023-2024 eğitim-öğretim yılı için hazırlanan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitapları, bazı kesimler tarafından eleştirildi.
Eleştirenler, ders kitaplarında İslam dininin diğer dinlerden daha fazla öne çıkarıldığı, bazı ayetlerin çarpıtıldığı ve din eğitiminin propaganda aracı olarak kullanıldığı iddia etti.
Eğitim-Sen ve KESK gibi sendikalar, imam hatip okullarının sayısının artırılması ve bu okulların müfredatının değiştirilmesi kararlarını eleştirdi. Bu kararlardan dolayı laikliğin zedeleneceği ve eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kalkacağı savunuldu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), din eğitiminin zorunlu olmaktan çıkarılmasını ve din dersleri seçmeli hale getirilmesini önerdi. CHP'nin bu önerisi, bazı kesimler tarafından laikliğe aykırı olarak değerlendirildi.
Fikir ayrılıkları
Bu tartışmaların temelinde, din eğitiminin amacı, kapsamı ve niteliği gibi konular yer almaktadır. Tartışmacılar arasında, din eğitiminin amacının dini bilgi ve değerleri aktarmak mı yoksa dini anlama ve yorumlama becerisi kazandırmak mı olduğu konusunda bir fikir ayrılığı bulunuyor.
Ayrıca, din eğitiminin kapsamının ne olması gerektiği de tartışılan bir konudur.
Bazıları din eğitiminin sadece İslam dinini kapsaması gerektiğini savunurken, bazıları da diğer dinlerin de öğretilmesi gerektiğini savunmaktadır.
Din eğitiminin niteliği ile ilgili olarak ise, din derslerinin tarafsız ve objektif bir şekilde verilmesi gerektiği konusunda bir uzlaşı bulunuyor.
Bu tartışmalar, Türkiye'de din eğitimi ile ilgili önemli bir farkındalık yaratmıştır. Bu tartışmaların, din eğitiminin daha iyi bir şekilde düzenlenmesine katkı sağlayacağı umuluyor.
Egemen anlayışa göre, mevcut müfredatın temelini oluşturan değerlerin korunması gerektiğini savunuyor. Bu kesimler, müfredatın dinî ve milli değerlere daha fazla vurgu yapmasını ve öğrencilerin milli ve manevi değerlere bağlı olarak yetişmesini talep ediyor.
Zaten tartışmalı olan din eğitimine daha da ağılık verilmesi gerektiği yönünde düşünce ağır basmaktadır. Var olan zorunlu 2 saat Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine ek olarak seçmeli Din derslerin saatlerini artırma çabası dikkat çekici olarak görülüyor.
T.C. devleti Anayasasına göre laik bir devlettir. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesini ifade eder. Bu ilkeye göre, devlet, dini konularda herhangi bir yaptırım gücü veya yetkisi sahibi değildir. Dinî inançlar, bireylerin kişisel tercihleridir ve devlet, bu tercihlere müdahale edemez.
Özgür ifadeler
Bu bağlamda, laiklik ilkesine göre din eğitimi, devletin sorumluluğunda olamaz. Devlet, vatandaşlarına din eğitimi vermekle yükümlü değildir. Ancak, kişilerin dinî inanç ve kanaatlerini özgürce ifade edebilmeleri için gerekli olan bilgi ve becerileri edinmelerine yardımcı olabilir.
Türkiye'de okullarda din eğitimi, 1982 yılından bu yana zorunlu olarak veriliyor. Bu eğitim, "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adı altında, ilkokul 4. sınıftan lise son sınıfa kadar veriliyor. Ders, haftada 2 saat olarak okutuluyor.
Müfredata göre, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, öğrencilere, farklı dinleri ve inançları tanıtmayı, eleştirel düşünmeyi ve dinî hoşgörüyü teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ders kapsamında, öğrencilere, dinî kavramlar, dinî değerler, dinî gelenekler ve dinler arası ilişkiler gibi konular öğretilmelidir.
2018 yılında yapılan değişikliklerle, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin müfredatı yenilenmiştir. Yeni müfredat, daha kapsayıcı ve eleştirel düşünmeyi teşvik edici bir şekilde hazırlanmıştır. Müfredatta, farklı din ve inançların tanıtılmasına daha fazla yer verilmiştir. Ayrıca, eleştirel düşünme ve dinî hoşgörü gibi konulara daha fazla vurgu yapıldı.
Ancak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin öğretmenleri, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından atanıyor. Öğretmenler, üniversitelerin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenliği bölümünden veya İlahiyat fakültesinde mezunlardan seçiliyor. Bu bölümlerde verilen eğitim Sünni İslam ağırlıklı eğitimlerdir. Haliyle bu eğitimi verenlerde Sünni İslam ağırlıklı eğitimler vermektedirler.
Bu nedenle, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi, Türkiye'de eğitim sistemi hakkında tartışmalara yol açmaktadır. Bazı kesimler, bu dersin laikliğe aykırı olduğunu ve zorunlu olmaması gerektiğini savunuyor. Diğer kesimler ise, bu dersin öğrencilerin dinî ve ahlaki gelişimi için gerekli olduğunu ve hatta eksik olduğunu savunuyor.
Sonuçlar
Din derslerinin devlet eliyle okullarda zorunlu olarak verilmesinin yarattığı olumsuz sonuçlar şunlardır:
*Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesini ifade eder. Bu ilkeye göre, devlet, dini konularda herhangi bir yaptırım gücü veya yetkisi sahibi değildir. Dinî inançlar, bireylerin kişisel tercihleridir ve devlet, bu tercihlere müdahale edemez.
*Zorunlu din dersleri, devlet tarafından dini bir görüşün benimsenmesi ve yayılması anlamına gelmektedir. Bu durum, laikliğin temel ilkelerini ihlal etmektedir.
*Zorunlu din dersleri, farklı din ve inançlara karşı hoşgörünün ve eleştirel düşünmenin gelişmesini engelleyebilir.
*Derslerde, genellikle bir din veya inanç öne çıkarılmakta ve diğer din ve inançlar ikinci plana atılmaktadır. Bu durum, öğrencilerin farklı din ve inançlara karşı önyargı geliştirmesine neden olabilir. Ayrıca, derslerde eleştirel düşünmeye teşvik edecek bir yaklaşım bulunmamakta, öğrencilere genellikle dini dogmalar öğretilmektedir. Bu durum, öğrencilerin dini konularda eleştirel düşünme becerilerini geliştirmesini engellemektedir.
*Zorunlu din dersleri, dini fanatizmin ve şiddetin artmasına neden olabilir. Derslerde, genellikle dini dogmalar ve kurallar ön plana çıkarılmakta, dini sorgulama ve tartışmaya izin verilmemektedir. Bu durum, öğrencilerin dini kurallara körü körüne bağlı bir şekilde yetişmesine neden olabilir. Bu durum, dini fanatizm ve şiddetin artmasına katkıda bulunabilir.
*Zorunlu din dersleri, öğrencilerin dinî gelişimini engelleyebilir. Derslerde, genellikle dini dogmalar ve kurallar öğretilmekte, öğrencilerin kendi dinî inançlarını geliştirmelerine izin verilmemektedir. Bu durum, öğrencilerin dinî konularda kendi fikirlerini oluşturma ve ifade etme becerilerini geliştirmesini engellemektedir.
Var olan durum bu iken, bu sorunlu durumun daha da artırılması çabası yeni sorunlara yelken açacağımızın göstergesidir.
(AÖ/EMK)