1932 yılında, ilk kez Latin alfabesi kullanılarak Celadet Bedirxan tarafından çıkarılan Hawar adlı Kürtçe derginin yayına başlama tarihi olan 15 Mayıs, 2006 yılından bu yana Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Bu yıl da çeşitli il ve ilçelerde Kürt dilinin yaşam ve pazar dili haline gelmesi için eylem ve etkinliklerle kutlanmaktadır.
2006 yılından bu yana Kürt Dil Bayramı etkinliklerinde, Kürt halkının ana dilinde eğitim başta olmak üzere, Kürtçenin kullanılması önündeki engellerin kaldırılması, Kürtçenin geliştirilmesi için çalışmaların desteklenmesi talepleri öne çıkıyor. Bir yazı ile de olsa hem dil bayramına, hem de Ehmedê Xanî’ye dikkat çekmek için yazının aydınlığına sığınıyorum.
Kürt edebiyat tarihinde tartışmasız bir yeri olan Ehmedê Xanî eserlerini 300 yıl önce Kürtçe yazmıştır. Ehmedê Xanî'nin yaşadığı dönemde de egemenlerin Kürtçe dili üzerindeki baskısının söz konusu olmasına rağmen, yine de Xanî'nin kendi dilinde, Kürtçe eserler üretmiştir. Xanî bir çok dili bilmesine rağmen, o dönemin kullanılan dilleri yerine yazım çalışmalarında hep Kürtçeyi kullanmıştır. Ehmedê Xani revaçta olanların dilini bir tarafa bırakıp Kürtçe yazdığı zaman alışılagelmiş örf ve adetlerin dışında bir şey yaptığını çok iyi bilmekteydi. Çok yönlü olan Ehmedê Xanî’nin öne çıkan yönlerinden biri de Kürtçeye olan ilgi, alaka ve mücadelesidir.
Xani’yi Kürtçenin ilk savunucusu ve mücadelecisinin öncülerinden biri olarak tanımlayabiliriz. Xani Kürtçe yazmayı mecburiyetten değil gönüllü bir biçimde isteyerek seçmiştir. İktidardakilerin bütün tepkilerine rağmen farklı bir tutum sergilemiş ve kendi anadiline sahip çıkmıştır. Bu gün Ehmedê Xanî’nin türbesinin bir ziyaretgah haline gelmesi, adına kültür - sanat eylem ve etkinliklerin yapılmasında, yine Xani baba olarak anılmasında bu tutumun belirleyici bir yönü olduğunu düşünüyorum.
Ehmedê Xani yalnızca Kürt ulusal düşüncenin öncülerinden değil aynı zamanda bilinen ilk Kürtçe sözlüğün kurucusu, Kürtçeyi geliştirme ve koruma mücadelesinin de öncüsüdür. Kürtçe yazma nedenlerini belirtmede ve Kürtçe konusundaki tutumuyla Kürtçeye sahip çıkma konusunda net bir tavra sahip olduğunu göstermektedir. Her ne kadar Kürtçe revaçta bir dil değilse de o, inci gibi tanımladığı Kürtçe diliyle yazmıştır. Bu gün bu dilin yazımsal alanda kısmen de olsa süregelmişse, hiç kuşkusuz Ehmedê Xani’nin önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.Yani bir dilin yazım dili haline gelmesini önemli bir gelişme olarak değerlendirmek gerekir. 350 yıl önce bu bilinçle hareket eden Xani’nin büyüklüğü tartışmasızdır. Aşağıdaki dizeler dilin derlenip, toparlanmasında önemli bir veri olmaktadır;
‘Ve aynen inci gibi olan Kürd dilini
Derleyip topladı ve düzene getirdi
Ve böylece kamu için cefalar çekti’.
Ehmedê Xani bir dili koruyup, geliştirmek için çok önemli iki konuya dikkat çekmiştir. Bunlardan biri yeni nesiller ya da çocuklardır. Zira; ”Revaçta olanlar için değil, belki Kurmanc çocukları için” diye yazmaktadır. Bu amaçla Nubara Biçukanı yazar. İkinci konu da eğitimdir. Eserleriyle, Kürdistan medreselerinde sistemli bir müfredat yerleştirmeyi hedeflemiştir. Açıktır ki Xani’nin Kürtçeye olan aşkı Kürt halkına olan aşkından kaynaklanmaktadır. Çünkü o eserinde Kürt halkının ve Kürtçenin değerini yükseltmekte ve bunu da şu sözlerle ifade etmektedir;
“Ki el demesin Kürtler İrfansız,
asılsız ve temelsizdirler.
Çeşitli milletler kitap sahibidirler
Sadece Kürtler nasipsizdirler
Hem düşünce adamları demesin ki Kürtler
Amaç edinmediler aşkı
Olsaydı eğer bir sahibimiz
Bir yüce himmetlimiz,
incelikleri bilenimiz
İlim, kabiliyet, kemal, izan
Şiir, gazel, kitap, divan,
Bu çeşitler onun yanında geçerli,
Paralar onun yanında mukbul olsaydı,
Ben o zaman manzum sözlerin bayrağını,
Dünya damının üstüne asardım
Geri getirirdim Cizreli Mela’nın ruhunu,
Ve diriltirdim onunla Harirli Ali’yi
Feqiyê Teyran’a öyle bir sevinç verirdim ki,
Edebiyata kadar hayran kalırdı”.
Ehmedê Xanî, Kürt dili ve edebiyatının temel zorluğunun sahipsizlik olduğunu göstermiş, Kürt edebiyatında eserlerini Kürtçe yazanlardan ve kullananlardan haberdardır. Bundan dolayı kendinden öncekilere büyük bir saygı ve değer vermiştir. Arapçanın eğitim öğretim dili olduğu bir dönemde, Kürtçe gibi bir dili kullanmak, Xani’nin hayata geçirmeye çalıştığı, çok cesaretli bir toplumsal tasarı idi. Xani, anadilini çok sevmesine rağmen, medresede öğrencilerine Arapça eğitim vermek zorundaydı. Ancak bu zorluklara rağmen Arapça –Kürtçe bir sözlük hazırladı. İlk Kürtçe sözlükte şunları belirtiyor;
“Lisanın bu kelimeleri,
Çocukların ilk meyvesine Nubar adını veren
Ehmedê Xani tarafından bir araya getirildi
Eğitimli kişiler için değil
Kuranı hatmettikten sonra
Daha edebiyat sever olması gereken
Kürt çocukları için yazıldı”…
Söz konusu sözlük çok tutuldu ve hala, Kurmanci konuşulan bölgelerde dini okullarda kullanılır. Yöremizde medrese olarak kullanılan yerlerde hala eğitim kitabı olarak okutulmaktadır. Nubar adlı eserin önemi, hem ilk sözlük olması, hem de dini eğitim sisteminde yazılı Kürtçe’yi kurumsallaştırmış olmasıdır. Xanî, şu sözleriyle de;
“Neyleyim ki epey durgundur pazar
Ve yoktur bu kumaşa alıcılar..”
derken, Kürtçenin derin yarasına parmak basmaktadır. O da, pazarın kesatlığı ve kumaşın alıcısının yokluğudur. Eğer bir dilin pazarı yoksa, imkanları da kısıtlıdır ve o dil öylece değersiz kalır kimse ona önem vermez. Bu bilinen bir gerçektir. Onun için Xani tüm enerjisini dile verdi, pazar oluşturmak ve kumaş alıcısını ortaya çıkarmak için uğraşıp durdu.
“İster kötü, ister iyi olsun bu kitap
onunla çektik biz iki yüz ıstırap
Turfandadır bu, yavrudur ve de yeni yetişme
Gerçi olmasa bile pek beğenilen bir seçme
Ne var ki ben bağlardan hiç yararlanmadım ki
Yanlışlarımı araştırsınlar, hırsızlarınki gibi
Gönül bahçesinin taze bir fidanıdır bu
Masum ve iffetlidir, evin yavrusudur bu
İster acı, ister tatlı olsun bu, turfandadır
Ve yaratılışla çocuk türü gibidir, o huydadır
Halden anlayanlardan ricam şu
Ki, kötülemesinler bu yavruyu
Bu meyve, sulu olmasa bile
Kürtçedir, yeter bu kadarı bile
Narin ve nazlı değilse bile bu yavru turfandadır,
Bana çok tatlı gelir bu
Bu meyve olmasa bile çok lezzetli
Bu yavru benim için çok azizdir ve sevimli.”
Ehmedê Xani’nin anadilimiz için yaptıklarını bugün daha iyi anlamış durumda olduğumuzu belirtebilirim. Gerçekten de bir toplumu ayakta tutan, direği sayılan dilin çok önemli olduğunu belirtmemiz gerekir. Dilin başarıya ulaşmasının yolu da dile önem verilmesinden, yazılıp çizilmesinden ve de konuşulmasından geçtiğini belirtmek gerekir. Belki bugün bu dilin pazarı yok, ama bu pazarın olması için yüreğimizle, beynimizle bir bayram heyecanıyla çalışmalıyız.
Yılmadan, ümitsizliğe kapılmadan.
Xani’nin torunları, Onun 300 yıllık hayalini gerçekleştirmek için Kürt dil bayramını kutlamaktadırlar.
Bizler de yapılan tüm çalışmaları önemsemeli ve bu yolda yürümeliyiz. (NG/HK)
Kaynak:
Mem û Zîn- Ehmedê Xanî
Nûbihara Biçûkan- Ehmedê Xanî