Audrey Diwan’ın ikinci uzun metraj filmi Kürtaj, Venedik Film Festivali ve Türkiye’de 58. Altın Portakal Film Festivali’nde izleyenlerin kadının hamilelikten kurtulmak için başvurduğu yöntemler nedeniyle fazla “gerçekçi” bulunarak baygınlık geçirdiği gösterimler olmuştu.
Diwan’ın Annie Ernaux’un kendi deneyimlerine dayanan kitabından uyarladığı film, Fransa’da medikal ve steril yöntemlerle kürtaj olmak bir yana, kadının yakın arkadaşlarına bile anlatamadığı bir gerçekliği resmediyor.
1974-1975 yıllarında yasalaşan kürtaj, Fransa’da Simone Veil’in desteklediği bir hak olduğu sebebiyle “Veil Yasası” olarak anılıyor. Diwan’ın orijinal ismi “L’événement” olan Kürtaj filmi ise kürtaj yaptıran kadınların hapse atıldığı yıllarda, 1963 Fransa’sında geçiyor.
Sadece kadınların başına gelen bir hastalık: Hamilelik
Yönetmenin “sadece kadınların başına gelen ve onları ev kadınlarına dönüştüren bir hastalık” olan kürtajı anlatma biçimi ana karakter Anne’ın sessizliklerine seyirciyi ortak etmek. Zaten kürtaj, sert yasalarla yasaklanmasının yanında insanların kendi aralarında bile konuşamayacağı bir mesele. Bu nedenle sessizliklerin filmde yeri büyük.
Keza Anne, haftalar geçtikten sonra arkadaşlarına hamile olduğunu sadece karnını göstererek anlatıyor. Arkadaşları ise başta kesin bir dille reddettikleri yardım isteğini Anne’i yalnız bırakarak sürdürür. Çünkü kürtaj olmak kadar kürtaja yardım etmek de kadınlar için ağır cezalar anlamına geliyor.
İzleyicinin Anne’i devamlı arkasından izlemesi karakterle özdeşlik hissi kurulmasını sağlıyor. Bunun yanında film, meselenin kürtaj hakkı, sadece kadının sorunu olarak görülmesi ve toplumsal alanda hak talebi gibi konularla pek ilgilenmiyor.
Film, kadın bedeni üzerinden politik bir söylemde bulunmaktan ziyade illegal yöntemlere başvurmak zorunda olan Anne gibi sayısız kadının bu uğurda kendi vücutlarına yapabileceklerine odaklanıyor. Bu sebeple de izleyiciyi rahatsız etmesi anlaşılabilir bir durum.
Filmde izleyiciyi rahatsız eden gerçekçi görüntüler ise Anne’in düşük yapacağına inanarak kendisine sapladığı iğneden çakmakla ısıtarak sterilize ettiği uzun demir çubuğa kadar pek çok sahneyi içerir.
Kadının bu “korkunç” işlemleri kendisine yapabilme cesareti o an ve birkaç gün boyunca hissedeceği fiziksel acının geleceğini kaybetmesinden daha korkunç olmadığını da anlatır.
Kutsal annelik, yasa dışı kürtaj
Başarılı bir edebiyat fakültesi öğrencisi olan Anne’in hamile olduğunu öğrendikten sonra motivasyonunu kaybetmesi, düşük notlar alması ve arkadaşları arasında kendisine yer bulamaması çocuk doğurmanın bir kadını sokacağı sosyal statünün de açık bir göstergesi. Keza evlilik dışı seks yapmış olmasının yanında bekâr anne olmak, Anne’in o güne kadar inşa ettiği tüm hayalleriyle birlikte gelecekteki planlarını da yerle bir edebilir.
Yasal olmadığı ve toplum baskısı gerekçesiyle mecbur kaldığı bir kararın sonucunda kendi çocuğunu sevebileceğini düşünmez Anne. Bu sebeple hayatı pahasına anne olamayacağını söylemesi de kabul gören kutsal annelik anlayışının ötesine geçer.
Anne’in sert mizacının ardında dile getirdiğinde kabul görmeyeceğini bildiği durumun da etkisi olduğu söylenebilir. Nadiren bulunduğu yardım taleplerine de karşılık bulamaz. Sınıfındaki Jean’dan yardım istediğinde de “zaten hamilesin hiçbir risk yok” diyerek Anne’i öpmesi bir başınalığının isabetli bir göstergesi gibidir.
Değişen ne var?
Anne’in çeşitli uğraşlar sonucu eriştiği kürtaj ise başka bir kadının mutfağında, kaynar suyla sterilize edilen aletler ve herhangi bir ağrı kesici olmadan yapılır. Kürtaj başarılı olmadığında Anne, haftalardır süren acısının yanında hayatını da riske atmayı göze alacaktır.
Film boyunca seyircinin ümit ettiği mutlu son, yurt tuvaletinde düşük yapan Anne’e tanık olduktan sonra siliniverir. Ardından kadını hastanede, doktorun raporuna “düşük” yazdırdığı sahnede görürüz. Anne’in hayatı, yaşadığı onca şeyden sonra doktorun raporuna düşük veya kürtaj yazmasına bağlıdır.
Artık akademisyen değil, yazar olmak isteyen kadının hayatı yeniden başlar. Seyirciyi ise 21. yüzyılda halen konuşulmakta olan, geçtiğimiz günlerde ise ABD’de iptal edilen kürtaj hakkı gerçeğiyle baş başa bırakır.
(MD/HA)