Kürt edebiyatının genç isimleri İstanbul’da PênGav ve Bar dergileri ile genç edebiyatçı/okur ağı oluşturdular. Farklı illerden İstanbul’a gelen, öğrencileri birleştiren şey kendi deyişleri ile “ortak hassasiyetleri”.
İstanbul’da Kürtçe öğrenci dergiciliği geleneğini 2009-2013 yılları arasında sürdüren PênGav’den sonra Bar dergisi bu geleneği sürdürüyor.
PênGav: Aşama, seviye Bar: Yük |
İsime biçilen kader
Dergi isimlerinin kaderleri ile gözardı edilemez bir ilişkisi var. PênGav’ın bir aşamaya getirdiği İstanbul’da Kürtçe öğrenci dergiciliğinin Bar yüklenmiş durumda.
Bar dergisi Çarşamba akşamı çıkardığı üçüncü sayısının tanıtımı için İsmail Beşikçi Vakfı'nda bir panel/toplantı düzenledi.
PênGav ve Bar dergilerinin yayın kurulu üyeleri Kenanê Nado ve Bilal Ata Aktaş bianet’e konuştular.
Nado ve Aktaş’ın konuşmalarından önce panelden birkaç kısa not aktaralım. Zira PênGav ve Bar’da diğer dillerden Kürtçeye sıklıkla çeviriler yapılıyor/yapıldı ve panelistler Kürtçeye yapılan çeviriler üzerine konuştular.
“Kürtçe üretim için imkan var”
* Cıwanmerd Kulek, Bar Dergisi Tanıtımı - Panel Konuşması ( fotoğraf: Facebook/Bar )
Konuşmacılardan Ciwanmerd Kulek çevirdiği yedi ve yazdığı yedi kitapla Kürt edebiyatının genç ve üretken bir ismi.
“İnsanların hikayelerine dokunduğumuz kadar onları anlayabiliriz. Fikir bazen direkt olumlu ve olumsuz refleks oluşturabilir” diyen Kulek çevirisi yapılan eserlerde de eserleri yazan yazar/şairlerin hikayelerine dokunulmasının önemini vurguluyor.
Bar’da üç şiir çevirisi yayınlanan Ciwanmerd Kulek üretim için imkanların oluştuğu kanaatinde.
“Kürtçe’de üretim yapmak için şartlar oluşmamış olabilir ama sosyal medya ve internetin olduğu bu devirde üretim imkanları hiç sahip olamadığımız kadar sağlanmış durumda.”
“Kürtçe’ye edebi eserler çeviriliyor”
* Dr. Ergin Öpengin Bar Dergisi Tanıtımı - Panel Konuşması (Fotoğraf: bianet/Murat Bayram)
Kürt dil ve toplumunu sosyolinguistik disiplini ile tezleştiren, Bilimsel Kürt Dil ve Sosyolojisi Dergisi Derwaze’nin yayın kurulu üyesi Dr. Ergin Öpengin, Kürtçeye diğer dillerden yapılan çevirilerin durumu hakkında konuştu.
Öpengin 2002 yılına kadar Kürtçeye çevirilerin daha çok “diyaspora”da yapıldığını 2002’den sonra durumun değiştiğini dile getirdi.
“2009’a kadar Kürtçeye çevirilen kitap sayısı 211, bunların çoğu edebi kitaplar. Sadece 32 kitap edebiyat kategorisi dışında.
“En çok Türkçeden çeviri yapılmış. 211 kitabın 97'si yani yarısına yakını Türkçeden çevirildi.
“Çevirinin çevirisi yapılan 36 kitap var.”
Dergi geleneği
* Hetawî Kurd ve Rojî Kurd dergi kapakları (fotoğraf kaynağı bulunamadı )
PênGav dergisinin yayınlandığı dönemde yayın kurulu üyesi olan Kenanê Nado, bir akademisyen olarak çalışmalarını devam ettirmekte. Nado bianet’e Kürt öğrenci dergiciliğinin dünden bugüne gelişini anlattı.
“1912 yılında kurulan o zaman 'Halkalı Ziraat Mektebi'nde' Xelîl Xeyalî muhasebeciyken Kadri Cemilpaşa, Fuad Temo, Ömer Cemilpaşa ve Diyarbekirli Cerrahzade Zeki adındaki birkaç gence öncülük ederek onların 'Kürt Talebe-Hêvî Cemiyeti'ni' kurmalarını sağlar. Bahsettiğimiz bu dernek Rojî Kurd, Yekbûn ve Hetawî Kurd adında üç farklı dergi çıkarırlar ve çok geniş bir üye ve yazar kadrosunu etraflarında toplarlar.
"Tabii sadece bu çalışmalarla bitmez ve daha sonraki yıllarda Irak Kürdistan'ındaki öğrenci hareketleri ve özellikle 1950 yıllarından sonra Türkiye'deki Kürt öğrenci hareketleri sürekli dinamik olmuş, dergi ve gazeteler vasıtasıyla Kürt aydınlanmasına büyük katkılar sunmuşlardır.
"Nihayet Avrupa'da oluşan bir Kürt diyasporasında yine öğrenci hareketleri kurulmuş ve Türkiye'de uzun bir sessizlikten sonra tekrar 1990'lı yıllarda öğrenci hareketleri yeniden çeşitli dergiler yoluyla dinamikleşmişlerdir.
"Son nesil olan bizler 2000 yıllarının başında İstanbul'da öğrenim gören ve Kürtçe'ye karşı olan hassasiyetlerinden dolayı ortak bir paydada buluşmuş öğrenciler olarak Pêngav dergisi etrafında birleşip Kürtçemizi geliştirmek ve daha fazla bilinçlenmek amacıyla böyle bir çalışmanın içine girdik.”
PenGav’de ilk aşama
* PênGav Dergisi, 8. sayı kapak görseli (Fotoğraf: Facebook/Pêngav )
“Ben 2007 yılında İstanbul Üniversitesinde öğrenim görmeye başladım ve başlar başlamaz daha doğrusu İstanbul'a gider gitmez kendimi yeni aynada görmüş ve bir manada farkıma yeni varmış bir Kürt olarak gördüm ve bu farkındalık hemen hemen tüm Kürt gençlerinde oluyordu İstanbul'da.
“Bizler ilk olarak anadilimizi iyice tanıyıp daha sonra neler yapabiliriz diye kafa yoruyorduk. Pêngav süreci de bu şekilde başladı ve 2009 yılının sonuna doğru Ümit Eser ve diğer birkaç arkadaşla beraber böyle bir dergi çıkarmaya karar verildi. Ben her ne kadar karar aşamasında onlarla beraber olmasam da daha sonra ilk sayıdan itibaren sürekli onlarla beraberdim.”
PenGav’ı farklı kılan
“Ekip olarak içimizde çok çalışkan ve değerli Janda Serfiraz, Nazê Bawerî, iki kız kardeş olan Yasemîn Qoserî ile Sewîm Qoserî ve Şadê Agon gibi kadın arkadaşlarımız olmakla beraber dergimizin içeriğinde matematik, tıp, hukuk, iletişim, sanat tarihi gibi alanlarda yazılar mevcuttu."
Hazırlama süreci
“Toplamda 10 sayısı çıkan dergi 2013 yılına kadar çıkmaya devam etti. İstanbul'da kendi başımıza çıkardığımız ve bir kaç arkadaşın verdiği cüzi bir miktar yardım dışında derginin hazırlama, basım, dağıtım ve reklam işlerini biz öğrenciler yapardık. Çok zorlu süreçler ve özellikle ekonomik sıkıntılarımız olmasına rağmen, derginin çıkan her sayısında yaşadığımız sevinç ve tattığımız haz herhalde bir tek yaşanarak tadılabilir.
“Tabii sadece bu değil redaksiyon, dosyalama, röportaj vesaire gibi konular için beraber yaptığımız toplantılar, görüşmeler ve sohbetler belki en az dergi kadar bizi olgunlaştırıp bilinçlendirdi. Ve son olarak Pêngav kadrosundan her bir arkadaşım üniversitelerinden mezun olup akademisyen, doktor, öğretmen, mühendis, avukat, anne, baba olup ve en önemlisi birçoğu hala Kürtçe çalışmalarını devam ettirip kendilerinden sonra gelen öğrencilere Xelîl Xeyalî gibi abilik yapıyorlar.
"Peki bu arkadaşlar kimlerdi? Gernas, İsmetullah Özdağ, Peyrew Ronî, Nûhat Deştî, Bawer Ronahî, Omer Faruk Baran, Îmad Bernas, Şevger Cîlo, Mem Jan, Mam Selam, Fûad Hemedxan, Eliyê Xanê, Bahadîn Cibilgiravî, Ümit Eser ve yukarıda isimlerini sıraladığım kadın arkadaşlarımız.”
Bar ve lise yıllarının heyecanı
Bar dergisi yayın kurulu üyesi Bilal Ata Aktaş Bar’ın çıkışını lise yıllarından başlayan heyecana bağlıyor.
“Bar’ın çıkış öyküsü lise yıllarımızın sağı solu belli olmayan heyecanına dayanıyor. Tabii o dönem Kürtçe bir yayın çıkarmanın kişisel ve eylemsel yetkinliği yoktu hiçbirimizde. Çoğumuz da Kürtlükten bihaberdik.
"Ama okul gazetesi, fanzin, küçük karalamalar derken üniversitede Kürtçeyle daha yakından tanışma fırsatı elde ettik. Dönemin görece yumuşak siyasal ikliminde de heyecanımızı nasıl bir platformda dile getirebiliriz derken Bar ortaya çıkıverdi."
"Farklı bir şey olmasını istedik"
“Öyle büyük bir amacımız, mega bir anlatımız yoktu ama yapılacak işin gerek teknik olarak gerek de içerik olarak farklı bir şey olmasını istedik. Bu yüzden mizanpaja ve çeviriye ayrı bir önem verdik. Çevirileri birkaç kişi tekrar tekrar okuyor, mizanpajı profesyonel ellere teslim ediyoruz. Fotoğraflar için gerektiğinde telif ödüyoruz. Kürt dergiciliğinin artık bir merhaleyi atlattığını düşünüyorum."
Derginin "albenisi"
* Bar Dergisi 3. sayısı - İçindekiler (Fotoğraf: Facebook/Bar)
“Artık dergilere sadece Kürtçe olduğu için değer verilmiyor, verilmemeli. İçeriğinin, albenisinin kalitesi de derginin çapını belirliyor. Buna ayak uydurmayan derginin hangi dilde olursa olsun yaşama şansı yok, hele bir de matbu olarak yayınlanıyorsa. Bu yüzden okuyucunun isteklerini gözardı etmeden, modern zamanların hızına da ayak uydurarak, karşılıklı bir etkileşimle Kürt dergiciliğinin mevcut kısır döngüyü esnetebileceğini düşünüyorum.” (MB/EA)