Hükümet uluslararası hukuk standartlarını hiçe sayarak dört yıl boyunca 18 yaşından küçüklerin "terör suçları"yla yargılanmasının önünü açtı. 2006'da Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklik, iki yıldır ailelerin ve hak savunucularının sürdürdüğü yoğun kampanyanın ardından geri çekildi.
Sokak eylemlerine katıldıkları iddiasıyla "örgüt üyeliği" gibi suçlamalarla ağır hapis cezalarıyla yargılanan çocukların büyük bir kısmı değişikliğin ardından tahliye oldu. Ancak sorun çözülmedi; hala cezaevinde tutulan çocuklar olduğu gibi yeni olaylarda tutuklamalar da yaşanıyor. Hak savunucuları itirazlarını sürdürse de, yasa değişikliğinin ardından konu gündemin ön sıralarındaki yerini kaybetti.
Diğer yandan, tahliye edilen çocukların yeniden hayatlarını düzene koyabilmesi için çabalar örgütleniyor.
Bu çabanın önde gelen isimlerinden biri de Arif Akkaya. Kendi oğlu da yaklaşık 10 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Akkaya, çocukların yaşadığı ağır hak ihlalini ilk gündeme getiren ve daha sonra yasa değişikliğini sağlayacak kampanyayı başlatan isimlerden biri.
Çocukların desteğe ihtiyacı var
Şimdi Diyarbakır'da baro, tabip odası, belediye, Yerel Gündem, Sağlık Emekçileri Sendikası, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası, İnsan Hakları Derneği'nin de desteğiyle ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın uzmanlığında çocuklara yaşadıkları ruhsal travmayı atlatabilmeleri için destek sunuluyor.
Kampanya sürecinde olduğu gibi kısıtlı kaynaklarla yürütülen çalışma kolay ilerlemiyor. Bunun bir sebebi de rehabilitasyon konusunda ailelerin ve çocukların hevesli olmaması. Akkaya, şu an tahliye olan 160 civarında çocuğun isimlerinin ellerinde olduğunu ancak sadece 12 başvuru aldıklarını söylüyor. Ona göre ailelerin başvurmakta çekingen davranmasının sebebi, biraz "yaşadıklarını normal karşılamalarından" biraz da "gurur meselesi etmelerinden".
Oysa, gözaltına alınırken, polis merkezinde, cezaevinde sözlü ve fiziksel tacize uğrayan, çok kötü koşullarda barındırılan, ailesinden, arkadaşlarından ve okuldan uzak bırakılan çocukların desteğe ihtiyacı var.
Akkaya, çocuklar arasında uykusuzluk çekenlerin, yaşadıklarını anlatmakta zorlananların, evden dışarı çıkmaktan kaçınanların çok olduğunu anlatıyor. Mahkemelerin verdiği mazeret belgesiyle okula dönenlerin olduğunu ancak sınıf arkadaşlarından geri kalmanın zorluğunu çektiklerini ekliyor. Yaşıtlarının ya da bazı öğretmenlerinin sözlü saldırısına, dışlamasına uğrayanlar da var.
Bazı çocukların da özellikle cezaevi döneminde daha da politikleştiği, PKK'ye katılmak üzere gidenlerin olduğu da konuşuluyor.
"Hükümet kendi pisliğini temizledi, yarım yamalak..."
Kürt siyasetçi ve hak savunucularının yargılandığı KCK davasının gölgesinde görüştüğümüz Akkaya herşeyden önce "hükümetin yasayı değiştirerek lütufta bulunmadığını, kendi gasp ettiği bir hakkı yarım yamalak geri verdiğini" vurguluyor.
Yasayı değiştirmenin sorunu çözmediğini, çocukların sokağa çıkmasına neden olan koşullar değişmedikçe farklı düzeylerde de olsa sorunun devam edeceğini defalarca tekrarlıyor. Bunlar özetle Kürtlerin kimlik ve kültürel taleplerinin karşılanması. Baskının baskı doğurduğunu, bu çocukların "geleceğin Kürt siyasetçileri olacağını" ve "yaşadıklarının hesabını soracaklarını" belirtiyor.
Çocuklar için yürüttüğü mücadele, diğer aileler gibi hem ruhen hem de maddi olarak Akkaya'yı da yaralamış. Kendi oğlu ve diğer çocuklar için yürüttüğü mücadele işinden ayrılmasına, evini satmasına neden olmuş. Aileleri örgütlemeye çalıştığı için yasada yeri olmamasına rağmen cezaevindeki oğluyla bir yıl görüşmeme cezası verilmiş. Üstüne üstlük "dışarıdan destek" karalamalarıyla uğraşmak zorunda kalmış.
Çocuklara gidilecek
Çocuklar için yürütülen kampanya Çocuklar İçin Adalet Girişimi (ÇİAG) altında hak örgütlerini, Çocuklar İçin Adalet Çağrıcıları (ÇİAÇ) altında da farklı kesimlerden isimleri biraraya getirdi. ÇİAÇ yasa değişikliğinden sonra kendini fesh etti, Akkaya'nın da parçası olduğu Çocuklar İçin Adalet Takipçileri (ÇİAT) oluşturuldu.
Şimdi hak savunucuları aileler gelmiyorsa biz gideriz, diyerek Diyarbakır'da tahliye olan çocukları rehabilitasyon çalışmasına katmak için hareketlendi. Bir ay sonunda bunu tamamlamayı hedefliyorlar. Ardından Siirt, Şırnak, Batman gibi illerde bu çalışmayı yaygınlaştırmaya çalışacaklar.
Akkaya gençliğinden beri emek, eşitlik ve özgürlük için yürüyen mücadelenin içinde; yine de onu en çok zorlayan kendi çocuğu ve çovukların özgürlüğü için mücadele etmek olmuş olmalı. Herşeye rağmen gözleri ışıldıyor ve yüzü gülüyor.
Korumak ve gelişmelerine fırsat sunmakla yükümlü olduğu çocuklara dört yıl alenen, "yasal olarak" eziyet eden devletse teşekkür bekliyor. (EÜ/EÖ)