Küresel iklim değişikliğinin alışkın olunan “normal”leri hızlı ve yıkıcı bir şekilde değiştirmesi dünya üzerindeki bütün türlerin yaşamını etkilemeye devam ediyor.
Aşırı sıcakların, kasırgaların, kuraklığın, sellerin ve orman yangınlarının artma oranı ve şiddetinin yükselmesi artık neredeyse her gün bir yenisi çıkan bilimsel çalışmalar ve medya kanalları aracılığı ile yayılan haberlerle daha da görünür oluyor.
İklim değişikliğinin etkilerinden doğrudan etkilenen türlerden biri olmasına karşın, bu krizin asıl sorumlusu olan insanlar da bu durum karşısında tepkilerini dile getirmeye devam etmekte.
Yaşanmakta olan “doğal afetlerin” küresel iklim krizi ile bağlantısının en çok dile getirildiği platformlardan bir olan sosyal medya üzerine yapılan yeni bir araştırma, aslında modern araçlarla verilen tepkilerin nasıl yavaş ve cılız kaldığını gözler önüne seriyor.
Twitter çalışmıyor
vannpr.com/
Proceedings of the National Academy of Sciences (ABD Bilimler Akademisi Tutanakları) adlı itibarlı bilim dergisinde yayımlanan, “Rapidly declining remarkability of temperature anomalies may obscure public perception of climate change” (Sıcaklık anomalileri ile ilgili hızla düşen farkındalık, iklim değişikliğinin kamuoyunda algılanma sürecini belirsiz hale getirebiliyor) başlıklı kapsamlı araştırmanın sonuçlarına göre, iklim anomalileri konusunda sosyal medya üzerinde verilen tepkilerin, hayatı olumsuz etkileyen iklim olayları sırasında artmasına karşın, anomalilerin devam etmesiyle beraber azaldığı sonuçlarına ulaşıldı.
Iklimhaber.org sitesinin haberine göre, 2014 ve 2016 yılları arasında atılan 2,18 milyar tweet’in incelenmesiyle yapılan çalışmada, insanların aşırı hava olaylarının başlangıcında sosyal medya üzerinden tepkilerini gösterdikleri, ancak benzer koşullar bir sonraki yıl tekrarladığında konu ile alakalı daha az sosyal medya iletisi üretildiği ortaya oraya çıktı.
Çalışma, insanların sosyal medya yorumlarına göre, hava durumlarında görülen alışkın olunmayan değişimlerin insan hayatındaki olumsuz etkisini arttırmasına rağmen, benzer afetlerin tekrar ettiği bölgelerde, insanların duruma karşı önlem almak ve tepki göstermek yerine, bir süre sonra krizi normalleştirdiğini ve sosyal medya üzerinden tepkisini dile getirmekten zamanla vazgeçtiğini gösteriyor.
“Kaynayan kurbağa” yalanı
Fotoğraf: José Vieira, Tropical Herping/Usfq
Yaklaşan felaket karşısında takınılan bu kayıtsızlık ve teknolojinin imkanlarından yararlanarak ortaya çıkarılan bu zamanla placebo niteliği kazanan tepki gösterme halini aktarmaya yarayan medya kanallarında kullanılan metafor da bir o kadar sorunlu.
“Son yıllarda giderek artan ve hayatlarında olumsuz etkiler bırakan afetlere karşı insanlar, suyu yavaş yavaş ısınan ve ama giderek kaynadığını fark etmeyen kurbağa gibi davranıyorlar” sözleriyle tasvir edilen durumun kurbanı olan kurbağalar aslında hiç de düşündüğümüz kadar kayıtsız canlılar değil.
Alman psikolog Friedrich Goltz’un lobotomi yapılmış (beyninin bir kısmı alınmış) kurbağalar üzerinde yapmış olduğu deneyler üzerinden kurulan bu metafora bir çok yerde rastlayabilmek mümkün.
Bu deneye göre, kurbağa, içi sıcak su dolu bir kaba atıldığında hemen sıçrayarak kendini kabın dışına atar. Ama beyni alınmış kurbağa yavaşça ısıtılan ılık bir kabın içinde suyun kaynama noktasına gelene kadar tepki vermez ve sonunda ölür.
İnsanlığın bu deneydeki kurbağalar gibi lobotomiye uğradığından bahsetmek mümkün olmasa da, yine insanlığın kendi ürünü olan iklim yıkımı yüzünden, lobotomiye uğramamış kurbağaların yokoluşuna neden olduğu artık bilimsel bir gerçek.
Avustralya’da kurbağalar üzerinde uzmanlaşmış bilim insanları, yaşam alanlarının yok olması, mantarlar ve hastalıklar yüzünden varlıkları tehdit altında olan Avustralya kurbağalarının, değişen yağmur rejimi ve iklim değişikliği yüzünden artan sıcaklık değerleri yüzünden daha fazla baskı altında olduklarını söylüyor.
Soğukkanlı yapıları nedeniyle iklim değişikliğinin yarattığı riskleri daha fazla hisseden kurbağaların bazı türlerinin daha keşfedilmeden yok olabileceği de gelen uyarılar arasında.
Ne yazık ki bu durum sadece Avustralya’ya özgü de değil. PeerJ. isimli akademik dergide yayımlanan son bir araştırmada, ismini Ekvator Cumhuriyeti’nin Río Manduriacu koruma bölgesinden alan Manduriacu cam kurbağalarının (Nymphargus manduriacu) popülasyonunun, bölgedeki altın ve bakır madenleri yüzünden alarm verici seviyelere indiği ortaya çıktı.
Araştırmacılar, Manduriacu cam kurbağalarının tehlike altında olduğu saptanan canlılar arasında sadece bir tür olduğu, aralarında henüz kayıtlara geçmemiş türlerin de bulunduğu çok sayıda canlının And bölgesindeki madencilik faaliyetleri yüzünden tehlike altında olduğunu söylüyor.
Çocuklar harekete geçiyor
Kurbağaların ve diğer bütün canlıların yaşamlarını tehlikeye sokan iklim krizini durdurmak ve insanlığın kaderini değiştirmek için çocuklar harekete geçiyor.
Dünyanın dört bir tarafından genç iklim liderlerinin 1 Mart Cuma günü dünya liderlerine hitaben kaleme aldıkları açık mektupla “İnsanlığın kaderini biz değiştireceğiz. Beğenseniz de, beğenmeseniz de” deniliyor.
Guardian gazetesinde yayınlanan mektupta gençler şunu diyor:
“Biz birlik olduk, 15 Mart’ta ayağa kalkıyoruz ve ondan sonra da iklim adaletinin gerçekleştiğini görene kadar ayaklanmayı sürdüreceğiz. Dünyanın siyasi karar alıcılarının sorumluluğu üstlenmelerini ve bu krizi çözmelerini talep ediyoruz. Geçmişte bizi yüzüstü bıraktınız. [Ama] bu dünyanın gençleri harekete geçti artık ve bir daha durmayacağız.”
İklim için okul grevcisi 16 yaşındaki Greta Thunberg’in çağrısıyla, iklim değişikliğinin geri döndürülemez bir hale getirdiği dünyada okullarının bir önemi kalmayacağını söyleyerek, sokaklarda “iklim adaleti” talep eden binlerce öğrenci, 15 Mart Cuma günü dünyanın dört bir yanında hep beraber sokaklara çıkacağını ve okullarını kıracağını açıkladı.
Aralarında Türkiye’den 11 yaşındaki Atlas Sarrafoğlu’nun da bulunduğu öğrencilerin, taleplerini içeren pankartlar ve resimler eşliğinde sokaklarda olacağı düşünülüyor.
Greta Thunberg, iklim değişikliği yüzünden geleceklerinin yok olmaması için büyüklerine seslenecek olan gençler için kısa ve net bir ilke, tavsiye ve talepler listesi yayınladı.
Yeşil Gazete'nin aktardığına göre, Thunberg'in Facebook hesabından yayınlandığı ilke ve tavsiyeler listesi şöyle:
@yokolusisyani
Kurbağaların ve diğer bütün canlıların kaderini değiştirmek için çocuklar harekete geçti. Umalım ki, yetişkinlerin düşünsel lobotomisi bir an önce son bulur ve iklim krizi için durdurmak için yapılan bu çağrı yetişkinlerin beyinlerine ve kalplerine tez zamanda erişir. (CT/HK)