Binlerce kilometrelik yolculuk tek bir adımla başlar, sözünü alıntılayarak giriş yapıyor çalışmasına Jim Baggott. Eğitimini Oxford Üniversitesi’nde tamamladıktan sonra çeşitli üniversitelerde ders veren ve sektörde iş danışmanı olan çalışan ödüllü bilim doktoru Baggott, bugüne değin pek çok kitap kaleme aldı.
Son olarak Kuantum Uzayı ismini taşıyan bir kitap yayımlayan yazar, bu çalışmasında evrenin oluşumunu, yasalarını ve işleyiş biçimini irdeliyor.
Teoriler
Baggott kitabında evrenin fiziksel gerçekliği hususunda, insanlık tarihi boyunca kayda değer iki keşif olduğu üzerinden hareketle ilerliyor. İlki, Albert Einstein’ın Genel Görelilik Teorisi…
Bu teorinin, “bize, kütleçekiminin ne olduğunu, madde uzayzamana nasıl eğrileceğini, eğri uzayzamansa maddeye nasıl hareket edeceğini söyler.” diyen yazar, Einstein’ın bu buluşu sayesinde, evrenin geçmişinin 13.8 milyar yıl öncesine kadar uzandığını bilgisinin açıklanabildiğini dile getirir. İkincisi ise Kuantum Mekaniği’dir.
Bu teori sayesinde atom, molekül, atomaltı ve nükleeraltı seviyede olan madde ve ışımanın ufak boyuttaki özelliklerinin tanımlanabildiğini söyleyen yazar, evrende bulunan ve fiziki bir yapıya sahip olan tüm öğelerin bu teori aracılığıyla nitelendiğini söyler. “…-yıldızlar, gezegenler ve bizler- kuarklar, elektronlar ve fotonlar gibi kuvvet taşıyıcı parçacıkların koleksiyonları vasıtasıyla ete kemiğe büründüren parçacık fiziğinin standart modelinin temelini (Kuantum Mekaniği) oluşturmaktadır.” diyen yazar, bilimin, doğada bulunan elektromanyetizma, baskın güç ve zayıf etkileşim kuvvetlerinin nasıl işlediğinin bu yolla açıklanabildiğini kayda geçirir.
Baggott bu iki teorinin başarılı olduğunu kabul etmekle birlikte, ikisinin de evren hakkında yeteri kadar kapsayıcı olmadığını, halen bir şeyleri açıklamakta yetersiz kaldıklarını iddia eder.
Ona göre, bu durum evreni daha da gizemli bir hale dönüştürür. Kaldı ki bu iki teori öz itibariyle de birbiriyle bağdaşık değildir. Bu tespitinden hareketle yazar, bu iki teoriyi bir potada eritmek gerektiğini saptar.
Baggott, son yıllarda fizik dünyasının bu iki teoriden hareketle yeni iki teori daha ürettiğini söylüyor. Sicim teorisi ve İlmek Kuantum Kütleçekimi adı verilen kavramları üreten teorisyenlerin, önceki iki teoriden de sıklıkla beslendiğini iddia eden yazar, tam da bu noktada devreye giriyor ve geçmişle bugün arasında bir köprü kurmaya ve evreni tüm boyutlarıyla açıklamaya girişiyor.
Üç aşama
Bugün, özellikle alan üzerinde çalışmalar yapan ve kayda değer gelişmeler elde eden Lee Smolin ve Carlo Rovelli’yle temaslar kurarak, onların teorilerini anlaşılır bir dille aktarmaya dikkat ederek evrenin sırlarını çözmeye çalışıyor.
Yazar, çalışmasını üç temel başlık üzerinden oluşturuyor. Birincisi, köprünün ilk ayağını oluşturan Einstein’nın Genel Görelilik Teorisi ve Kuantum Mekaniği… Büyük Patlama’ya kadar uzanan bu bölüm, evren hakkında genel fizik bilgisi sunuyor.
İkincisi, 1950’lerde başlayan yeni fizik çalışmalarını konu alıyor. İlmek Kuantum Kütleçekimi’nin odağında olduğu bu bölüm başta Lee Smolin ve Carlo Rovelli olmak üzere pek çok fizikçinin çalışmalarını irdeliyor.
Üçüncüsü ise günümüzün fizik çalışmalarını ve yazarın çalışmasında odağa aldığı teorilere değiniyor.
Kitabın hikmeti ise çalışmanın bonus bölümünde ortaya çıkıyor. Yazar, bütün bu süreçte anlattığı teorik bilgileri bugün alanın en gözde isimleri Smolin ve Rovelli’yle bir araya gelerek açıklıyor. Doyurucu bir röportajın yapıldığı bu bölümde hem yazar hem de teorisyenler düşüncelerini doğrudan dile getiriyor.
Özellikle alan üzerine çalışanlar için dikkate değer bir kitap olan Kuantum Uzayı Ketebe Yayınları’ndan çıktı. Evrenin Doğası alt başlığıyla sunulan kitap, bugünlerde okurunu bekliyor.
(SS/EMK)