Ailesinde, kanser, inme ve Alzheimer gibi kronik hastalığı olan yakınlarına bakım verenler İlhan Berk’in "Biriniz beni görmediniz, ne kadar bağırdımsa!” dizesini içinden ya da dışından tekrarlar sıkça. Başkalarınca duyulmayı ve görülmeyi ve dokunulmayı bekleseler de onları duyan, gören ya da onlara dokunan olmaz çoğu kez.
Hastaya bakım verenlerin öncelikle kendini dinlemesi, duyması, görmesi, kendi yüreğine dokunması kısacası kendini değerlendirmesi ve harekete geçmesi kanımca –daha da- öncelikli olmalı.
Aşağıda, kronik hastası olanlar ve o hastaya bakım verenler için sıraladığımız ‘şey’ler, okurken, ‘hoş ve boş’ gibi gelse de; aslında –en azından- büyük bölümü- uygulanası, kanımca.
Sonra herkes kendi dünyasına daldı
Geçti geçmez dediğimiz zaman!
İ. Berk
- Tek bir hayatın var. Hayatının değerini cenazelerde hatırlama.
- Kendini sev, sarmala, okşa her fırsatta.
- Zaman satılmıyor. ‘An’ı izle ve keyfini çıkart! O ‘an’lar; gün, ay, yıl olacak sonra.
- Hayat sıkılmak için çok kısa. Sıkıldığın ortamı terk et.
- Mükemmel diye bir şey yok! Kusursuz olunamayacağını kabullen. Fazla mütevazı olma.
- Güçlü olmak zorunda değilsin. Strese dayanma gücünü azalt. Sıkça ‘hayır’ de! Seçen ol. İçgüdülerine güven.
- Seni kabullenmeyenlerden, enerji hırsızlarından ve riyakar insanlardan, sana yalan söyleten ilişkilerden kaç. Dostlarına daha da yaklaş.
- Hayal kur. Kendini iyi hissettiğinde şükret.
- Talepkar ol.
- Sevdiklerine zaman ayır. Sevdiklerinle sanal iletişimde ol ama ‘yüz yüze’ görüşmek için -de- çabala.
- Kendin dahil herkese nazik ol. Gönlün bol olsun. İyilik yap, karşılık beklemeksizin. Unutma; mut(lu-suz)luk hali daim değil, unutma.
- Sevdiklerine, seni üzenlere notlar yaz, mesaj at.
- Zihnini sakinleştir. Sınırlarını zorlama ve yorulduğunda mola ver, dinlen. Gün içinde kendine sessiz zaman ayır.
- Düşündüğünde seni üzen, acıtan ‘şey’leri fazla dert etme. O ‘şey’leri sonra sevgi ve özlemle anacağını unutma.
Ve herkes bir gün gider; insan kendi kalır sonunda.
İ.Berk
- Karşındakilerin (de) haklı çıkmasına izin ver. Her daim kendini başkalarının yerine koyma!
- Yorulduğunda mola ver, dinlen.
- Mecburen yaptıklarının yanı sıra; kendine –bir şekilde- zaman ayırıp sevdiğin işleri yap.
- Sokağa çık; gez, gör, gözle. Kitap oku, film izle, elişi yap. Müzik dinle. Dans et. Gülümse.
- Başka hayatlarla tanış, yeni şeyler öğren, görmediğin yerlerde dolaş.
- Dinlemeyi bil. Konuşmaktan kaçınma. Eleştiri isteğini bastır. "Yapamazsın" denilen şeyleri yapmayı dene. Kendi işine bak! Her daim kendini başkasının yerine koyma!
- Önyargılarından arın. Kimseyi yargılama. Öfke, nefret gibi olumsuz duygulardan arın. Hatalarını kabullen. Kendin dahil herkesi affet. Özür dile! Planlarında esne!
- Evde / işte / dışarda durduğun yer belli olsun. Olaylara, kişilere göre eğilip bükülme. Sahip olduğun ‘şey’lerin, sana sahip olmasına izin verme.
- Her şeyin bir başlangıcı ve sonu var! Ölümden korkma. Kendi cenazene katıldığını farz et, arada bir.
- Ve lütfen –her şeye rağmen- kıkırda, kikirde ve kahkaha at.
Bazen unutuyor insan; unutulduğunu da…
İ. Berk
- Türkçede “dahi” anlamına gelen “de”nin her zaman ayrı yazıldığını unutma.
- Ve kendini unuttuğunu fark ettiğinde “Ben de varım” de! (ŞD/HK)
* İş bu yazı 6. ve 7. ALZ. Eğitim Kampları Hasta Yakınları Eğitim Programında yaptığım “Talih Neden Beni/ Bizi Buldu?” ve “Ben de Varım” başlıklı sunumlardan derlendi.