Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ekonomisinin başına gelecek felaket Geoge W.Bush’un 2. dönem başkanlığı kazanmasıyla kendini ortaya koymaya başlamıştı. “Balık baştan kokar” deyimini yeniden doğrularcasına 2000 yılında başlayan sistemdeki köklü etik değer kaybı, denetsel yoksunluk ve yasa tanımazlık erozyonu, 2004’te yeni bir ivme kazandı.
ABD ekonomisinin bugün içinde bulunduğu durum akılcı, sorumlu ve biraz da halktan yana politikalarla önlenebilirdi. Olan oldu ve dünyanın en büyük ekonomisi kendisini, tarihinin en büyük krizinde buldu. Ve büyük kayıplarla sarsılan Fannie Mae, Freddie Mac, General Motors, Ford, Citibank, Starbuçks gibi Amerikan devleri her ay onbinlerce çalışanı isten çıkarmaya başladı.
Eldeki avuçtaki tüm birikimi yüzde 20 peşinat olarak yatırıp Uzun Vadeli Ev Kredisi (UVEK yanı Mortgage) ile ev sahibi olan Jane ve John’lar, inşaat piyasasının coşkulu günlerinde 100’e aldıkları evlerine şimdilerde 70’e, 80’e alıcı bulamıyorlar. Daralan ekonomide buharlaşan taleple birlikte ev fiyatları da hızla eriyor. Düzenli gelirlerine güvenip 30 yıllık borç altına girip UVEK ödemelerini aksatanlar alacaklı bankaları “haciz emri’yle kapılarında buluyorlar.
Fiyatların ev değerlerinin üzerinde seyrettiği bir piyasada değişken faizli UVEK ile ev almanın yüksek risklerine hiç değinen olmamıştı. Krizin esas sorumluları bankalarla vatandaş arasında işlem yapan ve hiçbir denetime tabi olmayan komisyoncu kurumlar ve “bırakınız yapsınlar..” mantığıyla buna göz yuman devlet.ABD’de işlerinin ardından tüm birikimlerini bağladıkları evlerini yitiren Amerikalıların sayısının 2008 yılında 500 bini aşacağı tahmin ediliyor. Haczettiği evi çabucak elden çıkarmak için değerinin yüzde 30 ile 40 altında satan banka ve aracı kurumlar alacaklarının büyük bölümünü kurtarıyorlar. Kayip, riskleri anlatılmadan pembe panjurlu düşlerine krediler açılan ve hem birikimlerini hem de evlerini yitiren Jane ve John’ların. Her gün bini aşkın Amerikalı’nın evine haciz gelmeye devam ediyor. 2006’dan beri 100’u aşkın kredi kuruluşu battı. Bazı dev bankalar batık kredi kayıplarıyla sarsıldı. ABD’deki kredi krizinde son durum bu.
UVEK (Mortgage) nedir?
Güncel anlamda ingilizce “Mortgage”i “Uzun Vadeli Ev Kredisı”olarak Türkçe’ye çevirmek ve UVEK şeklinde kodlamak olasıdır. ABD’de UVEK ’ler genellikle 15,20,25,30 ve 40 yıl vade ile veriliyor. Sabit faizli UVEK’lerin yanısıra fazı oranları çeşitli endekslere bağlı değişken faizli UVEK’ler de bulunuyor. Hatta değişken faizli UVEK’lerin başlangıç yılı (veya sabit faizli ilk 3,5,7 veya 10 yılları) faiz oranları sabit faizli UVEK’lerden daha düşük.
Genelde kısa dönem yatırım için tercih edilen değişken faizli UVEK’ler, riskleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmayan UVEK borçluları için yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Amaçları kredi satıp komisyon kazanmak olan ve hiç bir denetime tabi olmayan aracılar riski büyük bankalara devredip aradan sıyrıldılar. 30 yıl vadeli sabit faiz oranlı UVEK’ler yüzde 5-6 arasındayken ilk yılı sadece faiz ödemeli ve değişken faizli UVEK’ler yüzde 2-3 faizlerle pazarlandı. Ancak borçluları, ikinci yıl hem faiz oranının artması hem de anapara taksitinin aylık ödemeye eklenmesiyle bu taksitleri ödeyemez duruma düştüler. Maalesef atı alan Wall Street’i geçmişti.
Bugüne nasıl gelindi?
İnşaat sektörü ve bağlı sektörler ABD ekonomisinin bel kemiğini oluşturur. Emlak alim-satım ve finans kurumları da inşaat sektöründen geçinen sektörler kervanının bir parçasıdır. Buna kapitalist serbest piayasa ekonomisinin en büyük çelişki abideleri olan finans kurumları Federal Ulusal Mortgage Birliği (Fannie Mae) ile Federal Ev Kredisi Mortgage Şirketi (Freddie Mac) de dahildir. Sadece bu iki finans kurumunun protföyleri toplami, tüm ABD UVEK’lerinin yüzde 50’sını oluşturur.
İnşaat sektöründe likiditeyi artırmak için 1938’de devlet garantisiyle kurulan Fannie Mae, kredi risklerini bankalardan devir alarak inşaat sektörünü finanse ediyordu. Sonra da esas borçlu (vatandaş) ödese de[1] ödemese de borcu faiziyle birlikte garanti ederek ikinci el UVEK piyasasında oluşturduğu havuzdan tahvil ve bono satıyordu. Banka 1968’de bütçe açığını kapatmak için özelleştirildi.
Freddie Mac ise 1970’te Fannie Mae’i ikincil UVEK piyasasında “monopol” olmaktan kurtarmak için Kongre kararıyla ve devlet sermayesiyle kurulmuş bir “ozel” (!) banka. Devlet nasıl halktan topladığı vergi ile özel şirket kurar demeyin, burası Amerika! Hisseleri borsada işlem gören ve yöneticileri hissedarları tarafından atanan bu iki kurum özel bir yasa ile Barınma ve Kentsel Gelişim Bakanlığı’nca denetleniyor. Kısaltmalar sözlüğüne bu kurumları “Kamuca Sponsor Edilmiş İktisadi Teşebbüsler-KASEIT“ (GSE-Government Sponsored Enterprise) olarak kaydedebiliriz.
Şubat 2007’ye kadar sadece birinci kalitede UVEK portföyleriyle işlem yapan bu iki dev banka, resesyon sinyalleri veren ekonomiye inşaat sektöründen destek vermek niyetiyle ikinci kalite UVEK’ları da almaya başladı. Bu, sonun başlangıcıydı.
Kredi açığı ve kriz
2006’dan bu yana 100’u aşkın UVEK Kurumu ve yoğun UVEK riski taşıyan bazı bankaların batması ABD’de 6,5 milyar dolarlık ikincil tahvil ve bono piyasasını geçtiğimiz yaz göçertti. Bu göçük yeni ev alımında kredi açığına, bu açık da kredi faizlerinin hızla tırmanarak daha fazla evin hacizine yol açtı. Bu da Fannie Mae ile Freddie Mac’i sarstı. Borsa endeksi 11 Eylül düzeylerine hızlı dönüş yapınca. ABD Kongresi, iki KASEIT’ini kurtarmak için devlet güvencesi içeren acil destek paketi onayladı ve fırtınayi dindirdi. Bu bir ilktı. Şimdi 25 milyar doları aşacağı öngörülen kurtarma faturasını kimin ödeyeceği sorusu kafaları kurcalıyor?
Olanlara bir adım geri çekilip tekrar bakıldığında ortaya şu tablo çıkıyor. Devlet, halkın parasıyla banka kurmuş. Halka kredi veren bankaların borçlarını devralarak kredi açmış. Kaynağını da bu kredilerin gelirlerini güvenceleyerek yeniden halka sattığı tahvil ve bonolarla yaratmış. Krediler, cebini dolduran başıboş ve açgözlü aracıların bile bile ödeyemeyecek insanlara verilmesi nedeniyle batmış. Tek geliri halktan topladığı vergiler olan devlet bu iki bankayı kurtarıyor. Asıl kurarılan aracılar ve verdiği krediler batan birincil bankalar oluyor. Sonunda bu 25 milyar dolaylı bir şekilde sıradan Amerikalının cebinden çıkacağa benziyor. Yani Alman yazar Eric Maria Remarque’nin 1920’lerde dediği gibi “Batı cephesinde yeni bir şey yok”!(CY/EÜ)
Haftaya: ABD Ekonomisi’nde Çöküşün Nedenleri: İşsizlik, Enflasyon ve Stagflasyon (2)