Zorbalığa, kötülüğe ve çirkinliğe karşı dededen toruna bir iyilik bir güzellik direnişine tanıklık etmeye hazır mısınız?
İtiraf edeyim ilk birkaç sayfası ağır ilerleyen ancak sonrasında heyecanı doruğa çıkaran bir eseri takdim etmekten gurur duyarım.
"Hayalperest"in yazarı Pam Muñoz Ryan'ın kaleminden okuyacağınız "Yarınülkesi" tam anlamıyla edebi başyapıt.
Başyapıt çünkü taş ustası bir ailenin özverili yardımseverliğini işleyen eser, insanı soluk soluğa bırakan metaforlarla süslü.
"Rüzgar havaya tatlı çimen kokulu bir nem katıyordu" cümlesi gibi çok sayıda ifade okuyucuyu ihya eden bir hazineyi andırıyor.
Cesaret, iyilik, fedakarlık, dayanışma, sevgi, barış, dostluk, hayvan ve doğa sevgisinin işlendiği bu fantastik roman insanın ufkunu açıyor.
Düşündüren, eğlendiren, hüzünlendiren; savaş, şiddet ve zorbalık karşıtı kitapta esaslı ve dokunaklı bir edebi dile doyacaksınız.
Kısaca Max denilen kahramanımız her ne kadar taş ustası dedesi Buelo ve babası Papâ'dan gelen bir geleneği devralsa da olağanüstü bir performans sergiliyor.
Max, tıpkı dede ve babası gibi zorba, diktatör, saldırgan ve kötülüklerle yönetilen bir ülkeden kaçan masum, çaresiz, korunaksız insanları (çoğunlukla kadın ve çocuk) güvenli bir yere götüren bir muhafız. Kaçanların "saklananlar" olarak adlandırıldığı romanda kurtarıcılar ise muhafız oluyor.
Zorbalıktan kaçanları koruma yöntemi çok ilgimi çekti. Tıpkı şiddete maruz kalmış bir kadının koruma altına alındığı gibi bir titizlik, gizlilik kuralı esas alınıyor.
Saklananları güvenli bırakıldıkları noktadan devralan muhafızın görevi bitiyor ve sonraki güvenli bölge hakkında hiçbir bilgisi olmuyor. Bu gizlilik koruma zincirini muhafaza ediyor aslında.
Geçmişle geleceği birbirine bağlayan sabır, güven ve düşünmeyi ilmek ilmek ören kitabın kahramanı Max'ın asıl ilham ve güç kaynağı, hem bir saklanan hem de cesur bir muhafız olan, annesi.
Yarınülkesi bir ülke değil
Dehşet ve acı dolu bir hayattan kaçanların ulaştığı iyilik dolu yerin adı gibi algılanan "Yarınülkesi" aslında bir kurtuluş düşüncesini ifade ediyor. Korkunun, kaygının olmadığı mutlu bir son düşüncesi...
Maneviyatın, özveri ve cesaretin sıklıkla işlendiği eserde, "Muhafızlar merhamet duydukları için yardım ettiler. Saklananlar da katil ya da hırsız değildi. Onlar bir diktatörün karşısında savaşan askerler, masum kadınlar ve çocuklardır" geçen bu sözler hikâyenin felsefesini yansıtıyor.
Dünya sadece çirkinlikten ibaret değil
Beni mest eden eserden bir tadımlık paragraf bırakayım:
"(...) İnsanlara umut verebilmek için. Onlara dünyanın sadece çirkinlikten ibaret olmadığını, içinde güzellik ve iyilik de barındırdığını gösterebilmek için. Muhafız olmak sınırlarla, yasalarla ya da parayla ilgili bir şey değil. Hiç para almadık onlardan. Muhafızlık insanların insanlara yardım etmesi demek."
Siz bu cümleleri isterseniz insan ticaretine karşı insan hakları ve göçmen hakları savunucusu insanlar olarak okuyun. Bugün nasıl insanlar sürekli kötü yönetim ve zorbalardan kaçmak için zor ve tehlikeli yolları deneyerek "yarınülkesi"ni arıyorsa Max da Isodora'yı korkunç tehlikeleri göze alarak güvenli bölgedeki muhafızlara teslim ediyor. Max aslında bir parça da saklanan annesini arıyor.
Bu müthiş ve nefes kesen macera için tereddütsüz kitabı edinmenizi ve okumanızı tavsiye ederim. Yazarın teşekkür amacıyla kaleme aldığı yazıda "kültür bekçilerim" terimine de ayrıca bayıldım. Bu yüzden de kitabı bana ulaştıran bianet çalışanlarına sonsuz teşekkür ederim.
Bence kitabı okumakla kalmayacaksınız, mutlaka tavsiye edeceğiniz sevdikleriniz vardır. Mutlu okumalar...
Kitap: Yarınülkesi
Yazar: Pam Muñoz Ryan
Çeviri: Gökçe Yavaş
Yayınevi: İthaki Çocuk
Okuma yaş grubu: 12 yaş ve üzeri
(SYZ/AÖ)