“Yıkanmak İstiyorum – Ensest /Tecavüz” ve “Aha Çapulcu Şiir” Taşlamalar.” Bu iki kitabım hakkında, “Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü (Eğitim Kurulu Başkanlığı) Kurum Müdürü de içlerinde olmak üzere 6 üyesinin değerlendirmesi sonucunda cezaevine sokulmama kararı verildi.
Şimdi, Eğitim Kurulu Kararı’ndan okuyorum:
“Yıkanmak İstiyorum Ensest / Tecavüz- Suna Aras isimli kitabın tamamı cinsellik içeren yayın olduğu anlaşılmıştır. Aha Çapulcu ŞİİR taşlamalar-Suna Aras isimli kitapta ise yasa dışı eylem ve faaliyetleri meşru gösteren, özendiren, kamu görevlilerini hedef gösteren ifadelerinin yer aldığı tespit edilmiştir.”
Aslında daha önce Hüseyin Aykol’un bir yazısından “Yıkanmak İstiyorum” kitabının cezaevine sokulmadığını, sakıncalı görüldüğünü öğrenmiş ama “neden”i üstünde durmamıştım.
Çünkü başımızda o kadar çok dert var ki, sanki bunu dert edinirsem, yaşatılan bunca insan hakları ihlallerine, çektirilen acılara karşı ayıp edecekmişim gibi bir hisse kapılmıştım.
Ama şimdi gerekçeli kararı görünce deyim yerindeyse beynimden vurulmuşa döndüm.
“Cinsel içerik” ne demek?
Tecavüz cinsel içeriğe girebilir mi?
Tecavüz mağdurlarıyla yüz yüze görüşülerek, tecavüz ve ensesi anlatan bir kitap, cinsellik olarak kabul edilebilinir mi? Tecavüz ve ensesi cinsellikle, cinsel hazla, hatta seksle ilişkilendiren bir mantığın gerekçesidir bu yasak ve yasaklar.
Çocuk istismarının her gün biraz daha çoğaldığını, tecavüz vakalarının korkutucu boyutta olduğunu, azımsanmayacak derecede yaşandığını düşündüğümüz ensest olayları, bu zihniyetin ürünüdür. Tecavüzcüyü cezasız bırakarak yüreklendiren, mağdurun mağdurluğunu dillendirmek konusunda sindiren mantık bu mantıktır. Tecavüz şiddetini, cinsel hazla bir tutan bu zihniyetin, ne kadar tehlikeli olduğunu her gün biraz daha canımız yanarak öğreniyoruz. Umarım “dur” deme zamanına fazla geç kalmayız!
Bu şu demek oluyor ki tecavüzü “cinsel haz” olarak görüyorlar. Bunun başka bir açıklaması olamaz.
Bu yasakcı zihniyetten, şiir de payına düşeni alıyor!
“Aha Çapulcu Şiir/ Taşlamalar” Gezi sürecinin heyecanından, umudundan, sevincinden, mizahından, kardeşliğinden, barışından, gazından, bombasından, öfkesinden, acısından doğdu. Kitapta yer alan dörtlükler o coşkunun verdiği heyecanla iki günde oluştu. Tabii ki, sonrasında ufak tefek de olsa üzerinde düzeltmeler yapıldı.
Neden bu kitaptan“yasa dışı eylem ve faaliyetleri meşru gösteren, özendiren, kamu görevlilerini hedef gösteren ifadelerinin yer aldığı tespit edilmiştir” diyerek yasaklanıyor.
Bu kitap, Gezi süreci boyunca kaybettiğimiz, Berkin Elvan (O zaman hastanede yaşama mücadelesi veriyordu) Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Ahmet Atakan, Medeni Yıldırım, Hasan Ferit Gedik’lere adanmış olmasından olabilir mi?
Bütün yasakların altında, şiddeti saklama, ayıbı örtme, suçu gizleme niyetinin olduğunu biliyoruz.
Ama bu korkunç ayıpları, suçları, günahları yasağın arkasına saklayarak, varlıklarını sürdürmeye kalkanlar şunu bilmiyorlar.
Şiir korkmaz, şiir saklamaz, şiir gizlemeyi bilmez!
Şiir suçunuza ortak olmaz, olamaz, olmayacaktır da!
En azından o şiirleri yazan böyle düşünüyor!
Şu an kitabın sayfalarını çeviriyorum neden sakıncalıymış acaba diye!
Örneğin “Bu şiir bir taş atan / Bir iki koy cebine” diyor.
Örneğin “Bir yanda barış süreç / Bir yanda kale-kollar” diyor.
Örneğin “Çocuklar on binlerce / Tecavüzden mağdurlar” diyor.
Örneğin “Gezi de neler gördüm / İnsanı güzel gördüm” diyor.
Örneğin “Her cumartesi neden / Oturuyor analar” diyor.
Örneğin “Kadınlar üçer beşer / Ölüp ölüp gidiyor” diyor.
Örneğin “Uyan Berkin’im uyan / Sevindirme cellatı” diyor.
Örneğin “Özgür sanat içine / Tükürdüler gün güne” diyor.
Örneğin “Allahı ana ana / Haramı kur sofrana” diyor.
Örneğin “Hıran’tı da vurdular / Rakel’i kaldı yasta” diyor.
Örneğin “Özgürlüğe kelepçe vurdular/ kalkın dostlar/
Yurdumun ciğerini / Söktü Ebu Suud’lar” diyor.
Diyor işte… Ve diyecek… (SA/HK)
Kararı görüntülemek için tıklayın.
Künyeler:
Yıkanmak İstiyorum - Ensest / Tecavüz, Suna Aras, Pencere Yayınları, 2014
Aha Çapulcu Şiir / Taşlamalar, Suna Aras, Pencere Yayınları, 2015