Bugün Dünya Çevre Günü.
“Odadan çıkarken ışıklarınızı kapatın”, “tekrar kullanılabilir su şişesinden için”, “dişlerinizi fırçalarken suyu kapatın” gibi ifadelerin daha da kullanıldığı bir gün.
Gezegenimize ve çevreye sahip çıkmayı düşündüğümüzde çoğumuzun aklına bu geliyor çünkü iklim krizinden en çok sorumlu olan büyük şirketler ve hükümetler kirli işlerine devam edebilmeleri için suçu bize atmaya karar verdiler.
Küresel ekolojik ve iklim kriziyle mücadele etmek, çevremize bakmanın ne anlama geldiğinin tanımını değiştirmekle başlar. Plastik tüketimini azaltmak önemli olsa da, bizi bir iklim felaketinden kurtarmaz. Fakat 2030 yılına kadar kömürü bırakmak ve ekonomik sistemimizde adil bir geçiş yapmak bizi yaşanabilir bir geleceğe daha çok yaklaştırır.
156 milyar tasarruf
Kömürün Sanayi Devriminin temelini oluşturduğunu ve modern dünyayı oluşturan büyük değişimlere yol açtığını hepimiz biliyoruz. Ancak kömürün çağdaş toplumdaki yeri çok daha az belirgindir ve doğaya, insan haklarına, sağlığa ve hatta ekonomiye zarar vermeye devam etmektedir. Farklı çalışmalar, kömür enerjisinin hızla ucuzlayan güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerjilerden daha maliyetli olduğunu göstermektedir.
2018 yılında yapılan bir araştırma, küresel kömürlü termik santrallerin yüzde 42'sinin kârsız durumda olduğunu buldu. Düşen yenilenebilir enerji fiyatları, hava kirliliği mevzuatları ve uygulanacak karbon fiyatlandırma mekanizmaları kömürün daha da kârsız olmasına yol açacaktır.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) bir araştırmasına göre sadece 2020'nin yeni yenilenebilir projeleri, gelişmekte olan ekonomiler için ömürleri boyunca 156 milyar dolar kadar tasarruf demek olabilir.
Ember Climate tarafından yapılan bir analize göre ithal kömürden elektrik üretim maliyeti, rüzgardan elektrik üretim maliyetininin iki katına çıktı.
Görünmez maliyetler
Aynı zamanda, Türkiye'de yeni rüzgar enerjisi kurulum maliyetleri beş yıl öncesine göre yüzde 32 daha düşük, yeni güneş enerjisi kurulum maliyetleri ise yüzde 50 daha düşük. Uluslararası taş kömürü (diğer bir adıyla antrasit) ücreti son dört ayda iki katına çıktı. Bu durum Türkiye’nin ithal kömür maliyetlerini de etkiliyor.
Türkiye her yıl kömüre milyarlarca dolar harcarken, yenilenebilir enerjiler ekonomi için daha uygun bir seçenek sunuyor. Yeni rüzgar ve güneş enerjisi Türkiye'de mevcut ithal kömür santrallerini çalıştırmaktan daha ucuz bir konuma geldi.
Tüm bunların yanında kömürün ‘görünmez’ maliyetleri de var: iklim, ekosistem ve insan sağlığına olan etkileri. Kömür var olan en ‘kirli’ fosil yakıt olarak bilinmektedir ve Türkiye’de yaygın olan linyit kömürünün iklime etkisi daha da beterdir. Kömürü yaktığımızda karbondioksit ve metan gazı gibi iklim değişikliğine katkıda bulunan sera gazları atmosfere salınır.
Daha şimdiden Dünya’nın ortalama sıcaklığı yaklaşık 1.2C derece arttı. Sadece Türkiye’ye baktığımızda, Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2021 Yılı İklim Değerlendirmesine göre Türkiye’nin 2021 ortalama sıcaklığı 1981-2010 ortalamalarından 1.4C derece yüksektir. Tüm bunlar ne demek oluyor? Bu rakamlar iklim değişikliğinin gelecek bir sorun olmadığına, şimdiden dünyayı ve ülkemizi etkilediğine işaret etmektedir.
Artan sıcaklıklar ve iklim değişikliği ile birlikte çeşitli doğal afetler ve aşırı hava olayları yaygınlaşmaktadır. Sadece 2021 senesinde Türkiye’de 1024 ekstrem olay raporlanmıştır ve 2021 en fazla ekstrem olay yaşanan yıl olmuştur. Tüm bunların karşısında kayıtsız kalamayız. Acilen iklim krizine neden olan fosil yakıtlara karşı politikalar uygulamamız lazım.
Kömürün sağlık etkilerine baktığımızda da durum hiç parlak değil. Kömür yakıldığında, havaya birçok farklı zararlı kimyasal bırakır. Bunlar cıva, kurşun, kükürt dioksit, nitrojen oksitler, partiküller ve diğer çeşitli ağır metalleri içerir.
Bu maddelerin sağlık üzerindeki etkileri arasında astım, solunum güçlükleri, beyin hasarı, kalp sorunları, kanser, nörolojik bozukluklar ve erken ölüm yer almaktadır. Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği Raporuna göre sadece 2019 senesinde, kömürlü termik santraller 4.818 erken ölüme neden oldu.
Kömürden Çıkış 2030 raporu
Kömürün bütün bu zararlı etkilerini bilerek elektrik üretimimizde onu hala temel bir kaynak olarak kullanmak ahlaksız bir seçim. Ne yazık ki resmi açıklamalara göre ve Türkiye’nin neredeyse var olmayan iklim politikasına göre yakın zamanda elektrik sistemimiz büyük değişimler yaşamayacak.
2021 verilerine göre kömür enerji payımızın yüzde 31’ini kaplıyor. Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) tarafından hazırlanan “Türkiye’nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası: 2050’de Net Sıfır” adlı rapora göre, Türkiye’de mevcut iklim politikalarının devamı halinde, karbondioksit emisyonları 2018 seviyesi ile karşılaştırıldığında 2050’de yüzde 66 artarak yaklaşık 700 milyon tona, toplam sera gazı emisyonları ise 2050’de yaklaşık 890 milyon tona çıkacak.
Bilim bize 1.5°C sınırını geçmek ve aynı zamanda daha ciddi bir iklim felaketi yaşamak istemiyorsak bütün OECD ülkelerinin, Türkiye dahil, 2030'a kadar kömürden çıkması gerektiğini vurguluyor. Kömüre bağımlı kalmak ve sera gazı emisyonlarımızı ciddi derecede yükseltmek bunun tam tersi.
‘‘Kömürden Çıkış 2030’’ raporuna göre en geç 2030’da kömürden çıkmak sadece bilimle uyumlu değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal açıdan mümkün, hatta yararlı.
Paris İklim Anlaşması
Araştırmalara göre her yıl gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 0,5 ile yapılacak ek yatırım sayesinde en geç 2030’da elektrik üretiminde kömürden çıkmış oluruz, aynı zamanda elektrik üretimi kaynaklı CO2 emisyonu yüzde 82 azalmış olur. Ülkemiz ve dünyamız için daha güvenli, yeşil ve adil bir gelecek için Paris İklim Anlaşmasını imzalayan Türkiye'nin ilk atması gereken adım bu işte.
Taleplerimiz çok iddialı gibi görünse de Z kuşağı, gençlerin temsilcileri olarak tek istediğimiz yaşanabilir bir gelecek ve temel insan haklarımızı göz önünde bulunduran politikalar. Kömürden çıkışı talep etmek idealist bir yaklaşım değil, tam tersine oldukça makul bir yaklaşım.
Politikacılara şöyle sesleniyoruz: İklim felaketinin yolunu açmaya devam ederek insanların hayatlarını tehlikeye atmayı bırakın. 2030'a kadar adaletli kömürden çıkış sağlayarak fosil yakıt çılgınlığına bir son verin. Daha azını kabul etmeyeceğiz.
Okuyuculara da şöyle: Siz de daha adaletli bir dünya ve karbonsuz gelecek istiyorsanız, Kömürden Çıkış 2030 adlı kampanyamızı destekleyip change.org üzerinden imza kampanyamıza imza atabilirsiniz. Bu mücadelede hepimiz birlikteyiz!
(HK/MÖ/EMK)