Kömürlü termik santrallerin çevre ve sağlık etkileri ve bu santrallere tanınan filtre muafiyeti son yılların en önemli halk sağlığı konularından biri ülkemizde. Özellikle son dönemde bu muafiyetin uzatılması birçok yönüyle tartışıldı, tartışılmaya devam ediyor, gerek Meclis’ten geçerken gerekse de medyadaki görünümleriyle.
Bir kez daha bu santrallerin çevre ve sağlık etkilerini hatırlatmakta yarar var.
- ABD Çevre Koruma Ajansı tarafından belirlenen 187 tehlikeli hava kirleticisinden 84’ünün kaynağı (%45) kömürlü termik santrallerdir.
- Kömürlü termik santrallerden kaynaklanan tehlikeli ve hava kirliliğine yol açan kimyasalların çok sayıda sağlık etkisi vardır. Bu etkiler hem farklı hastalıklara yol açmaları hem de çok farklı organları ve sistemleri etkilemesi açısından önemlidir. Başta kalp damar ve akciğer hastalıkları olmak üzere kömürlü termik santrallerden kaynaklanan kirleticiler beyin, göz, deri ve solunum yollarını tahrip edebilir. Ayrıca böbrek, akciğer, sinir ve solunum sistemini etkileyebilir. Ayrıca öğrenme güçlüklerine, hafıza sorunlarına ve davranış bozukluklarına yol açabilir.
Bu tehlikeli kirleticilere yakından bakalım:
- Kömürlü termik santraller havadaki cıva ve arsenik düzeyinin en önemli kaynağıdır. Cıva hava karıştıktan sonra suya geçerek gıda zincirine geçer ve deniz ürünlerinde (özellikle balıklarda) birikir.
- Kömürlü termik santral kaynaklı kirliliğin elektrik üretimi kaynaklı sera gazı emisyonlarının %81’ini oluşturduğu belirtilmektedir.
- Kömürlü termik santrallerin havaya salabildiği maddeler arasında aşağıdakiler özellikle anılmaktadır:
- Kadmiyum
- Krom
- Dioksinler
- Formaldehit
- Furanlar
- Hidrojen klorür
- Hidrojen florür
- Kurşun
- PM (Partiküler Madde)
- PAH (Poli Aromatik Hidrokarbonlar)
- Kükürt dioksit
- Uçucu Organik Bileşikler
Her bir maddenin olumsuz sağlık etkileri ayrı bir yazı konusu. Her biri ayrı tehlike, bazıları ciddi düzeyde toksik ve kanserojen. Yukarıdaki kirleticilerden bazıları Dünya Sağlık Örgütü tarafından “halk sağlığı açısından endişe doğuran 10 kimyasal madde ya da kimyasal grup” arasında yer alıyorlar: Arsenik, cıva, dioksin ve furanlar, hava kirliliği etkenleri (PM ve kükürt dioksit), kurşun.
Bu kirleticilerin her biri hem ortak hem de farklı sağlık etkileri oluşturuyor. Türk Tabipleri Birliği’nin dikkat çektiği gibi (http://ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=e42be6a8-c4c4-11e9-95f1-471dbb547346) bu kirleticiler arasında yer alan ve özellikle solunum yollarında çok ciddi olumsuz etkiler oluşturan, asit yağmurlarıyla çevreyi de tahrip eden kükürt dioksit emisyonları konusunda en yüksek emisyona sahip ilk 10 ülke arasında Türkiye yer alıyor ve kükürt dioksitin en önemli kaynağı da kömür.
TTB ve Tabip Odaları kömürlü termik santrallerin etkilerine dair birçok doküman üretti. Bu noktada aşağıda linki paylaşılan Bursa Tabip Odası broşürünü, Toplum ve Hekim Dergisi’nin 2016 yılında yayımlanan “Enerji ve Sağlık” dosyasını anımsatmakta yarar var, özellikle de “bu santraller çalışmaz ise şunları şunları yapamayız” cümlesini kuranlara!
Kömürlü termik santrallerin tam 4. kez baca filtresi takılmasını erteleme izni verilmesi “kirletmeye devam” demektir. “Kamu bu işi beceremiyor, çevreyi de koruyamıyor, özelleştirelim” söylemiyle özel sektöre satılan bu santraller bacalarından onlarca zararlı madde salmaya devam edecektir.
Ülkemizde halkın sağlığının ne düzeyde önemsendiğinin, tercihin kimden yana olduğunun açık göstergesi olan bu olgu hepimizin sağlığına bir saldırıdır.
Sermayeden yana tercih, halkın sağlığına tehdittir.
Ayrıntılar için:
Pala K. Kömürlü Termik Santrallerin Sağlık Etkileri. Bursa Tabip Odası yayını https://www.bto.org.tr/wp-content/uploads/2018/09/komurlu-termik-santraller-kitab%C4%B1.pdf
http://bianet.org/biamag/saglik/158771-komurlu-termik-santrallerin-sagliga-etkileri
https://toxtown.nlm.nih.gov/sources-of-exposure/power-plants
http://cevresagligi.org/hayatimizdaki-kimyasallar-cavit-isik-yavuz