Siz bakmayın öyle Kolombiya Devlet başkanı Juan Manuel Santos’un FARC gerillalarının coşkuyla uyum kamplarına ilerlediği haberlerine. Varsa bir gelişme o da kaplumbağa hızında.
Niye derseniz, birinciyi zaten geçtik, ikinci barış anlaşması sonrası ilan edilen takvimin de bir hayli gerisindeler.
Bunun ana nedeni hükümetin savaşçıların katılacağı uyum-geçiş kamplarının henüz tamamını hazırlamamış olması. Gerillaların karşılaştıkları boş arazide iş başa düştü deyip adeta kendi hapishanelerini inşa etmeleri. Bu da zaman alacak.
Dünyanın farklı ülkelerinde yaklaşık bir milyar dolarlık barış yardımı alan hükümet, geçiş kampları meselesi neredeyse bir yıldır açıktan konuşulurken neden hala bu işlerde ciddi adım atmaz, yoksa başka beklentileri mi var?
Örneğin gerilladan yeni kopuşlar, çatışmalar, FARC’ın gelecek yıl düzenlenecek seçimlere katılamaması(1), ya da bizim memleket gibi yolsuzluklarıyla meşhur olan ülke ileri gelenlerini, barış yardımlarıyla ilgili başka türlü “tasarruf etme” sıkıntısı basmış olabilir mi?
Kamplarla ilgili yayınlanan haberler
Barışın simgesi çocuklar
Bu arada Ombudsman Carlos Negret hamile gerillaların bir an önce sağlık bakımının yapılması için kamplara değil Başkent Bogota’ya askeri hastaneye nakledilmelerini istedi. Bebek bekleyen 14 gerilla kadın bulunuyor. Doğacak çocuklar şimdiden barışın sembolleri olarak görülüyor.
Şimdi bazılarınızın ”barış güzel şey, kaplumbağa ritminde de olsa” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, ilk bakışta öyle. Fakat bazı insanların katledilmesini engellemiyor. Onların her gün canı pervasızca alınıyor. Bütün dünya ise seyrediyor.
Geçtiğimiz günlerde "Unidad Para los Victimas" (Mağdurlar Birimi) adlı kuruluş Aralık başından bu yana 17 hak savunucusunun katledildiğini açıkladı. Bu rakama muhtemelen öldürülen çiftçiler dahil değil.(2)
2016’da öldürülen sosyal lider sayısı ise 117.
Bu insanların suçu ne? Basitçe söylersek hayatlarına sahip çıkmaları, haksızlığa tahammül edememeleri. Cinayetleri paramiliter gruplar işliyor. Peki giderek etkinlikleri artan, FARC’ın boşalttığı alanları dolduran bu çeteler aydan mı geldi? Bizzat Kolombiya devleti tarafından örgütlendiler. Ve bu gün parlamentoda yer alan politikacıların akrabaları. Kontralar, kokain, yolsuzluk, rüşvet ve cinayet zincirinin önemli bir halkası.
Bu arada paramiliterlerin politik hamsisi Alvaro Uribe’nin ABD’de Trump iktidarıyla birlikte sesi daha üst bir perdeden çıkmaya başladı desek yeridir. Geçen hafta Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Kolombiya ziyareti sırasında bir FARC kampına uğraması Uribe’nin sesini “teröristlere arka çıkıyor” homurtusuna dönüştürmeye yetti. Bu biraz da ABD egemenlerinin “sen ne arıyorsun bizim çöplüğümüzde?” demesi gibi bir şeydi.
ELN ile barış görüşmeleri nihayet başlıyor
Geçen yıl Mart ayında ELN ile barış görüşmelerine başlama kararı alınmıştı. Santos hükümeti zaman içinde bir rehine pürüzü icat ederek görüşmeleri başlatmamıştı. Nihayet geçtiğimiz haftalar içinde bu sorun aşıldı. Hükümet tarafı geçtiğimiz iki ELN gerillası, Nixon Cobos ve Leivis Valero’yu sağlıklarının kötü olmasını da göz önünde bulundurarak serbest bıraktı. Buna karşılık ELN de bu Çarşamba, eski vekil Odin Sanchez’i Kızılhaç yetkililerine teslim etti. Önümüzdeki Salı günü Ekvador’da barış görüşmelerinin başlaması bekleniyor. Fakat ateşkes ilan edilmediği sürece görüşmelerin geleceğinin risk altında olduğu şimdiden söylenebilir.(3)
Geçtiğimiz haftalarda ELN adına açıklama yapan Başmüzakereci Pablo Beltran, FARC ile hükümet arasında varılan uzlaşmanın özellikle “geçiş adaleti”yle ilgili kısmını kabul etmeyeceklerini açıkladı. Beltran FARC’la varılan anlaşmaya rağmen halkın katledilmesinin sürdüğü, bu koşullarda bir barışın, uzlaşmanın olmayacağının altını çizdi. Ayrıca “Santos’un niyetleri konusunda ciddi şüphelerimiz var” dedi.
Kolombiya’da olanlar tabii her ne kadar barışa endekslense de başka şeyler de ister istemez ülkede tartışma konusu oluyor. Bunun başında ekonomik koşullar geliyor. Ülkede yaşanan ekonomik kriz ve hükümetin neoliberal politikaları sık sık protestoların konusu olmayı sürdürüyor. Bir diğer protesto konusu ise Trump ve onun çevre politikaları.
Ayrıca mevcut barışın adil olmadığına, barışın “Santos’un barışı” olduğuna ilişkin kanaat giderek yaygınlaşıyor ve çeşitli eylemlerle protesto ediliyor. Bu protestolar bazen küçük çaplı bombalı saldırılara kadar varabiliyor.
Arada yerel basında dikkat çekici bir habere de denk geliyoruz. Uzun zamandır adı duyulmayan Halk Kurtuluş Ordusu-EPL (barış görüşmeleri sonucu önemli ölçüde 90’ların başında tasfiye olmuştu) geçen Cumartesi Venezuela sınırı yakınlarında çevre projesi yürüten 9 kişilik bir grubu esir alıyor, ertesi gün ise sağ salim serbest bırakıyor. FARC’la yapılan anlaşma sonrası, mevcut şiddet ortamı bitirilmediği sürece “yeni” gerilla gruplarının ortaya çıkmaları kaçınılmaz gözüküyor.
Bir de iyi haber
Biraz sevindirici bir haberle bu yazıyı kapatalım. Nihayet 4 bin sivilin öldürülmesinden sorumlu tutulan 22 askerden biri olan emekli General Henry Torres’e dava açıldı. 2000’li yıllarda Uribe’nin başkanlığı döneminde askerlerin yaptığı katliamlar gerillaların üzerine atılıyordu. Torres de üç yerlinin öldürülmesiyle ilgili yargılanacak. Böylelikle insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına alınan Torres’in pozisyonu barışla gelen af yasası kapsamına dahil edilemeyecek. (AS/HK)
(1) FARC 2018 Başkanlık seçimlerine katılmayacağını, barışı kim savunuyorsa onu/onları destekleyeceğini şimdiden açıkladı.
(2) Kolombiya hükümeti paramiliter cinayetlere gözlerini kaparken, başka rakamlara dikkat çekiyor. FARC’la yapılan ateşkes sonrası hiç bir sivil FARC tarafından öldürülmemiş. Fakat dört FARC gerillası öldürülmüş, beş kez ateşkes ihlal edilmiş.
(3) ELN ile ordu birlikleri arasında çatışmalar sürüyor. Geçtiğimiz haftalarda Venezuela sınırı yakınlarında meydana gelen bir çatışmada “La muerte” adıyla anılan önemli bir ELN militanı orduya esir düştü. ELN de bir askeri casusluk yaptığı gerekçesiyle tutsak aldı.