Kolombiya müzakere sürecindeki gelişmelere, yakın zamanda olanlara kısaca bir göz atalım.
21 Ocak’ta 16 FARC gerillası müzakereler kapsamında iyi niyet göstergesi olarak bulundukları cezaevlerinden tahliye edildi. Bırakılanların yedisi kadın. Daha öncede bu kapsamda otuz kişi serbest bırakılmıştı. FARC’ın öncelikle hasta tutsaklar olmak üzere bütün gerillaların bırakılması yönündeki talepleri ise sürüyor.
BM Güvenlik Konseyi, tarafların talebi üzerine ateşkes ve silahsızlanma sürecini denetlemek üzere bir heyet oluşturma kararı aldı.Heyetin görev süresi bir yıl olacak. Her iki tarafın istemesi halinde bu süre uzatılabilecek.
Geçtiğimiz hafta sonu ülkenin çeşitli kentleri özelleştirme karşıtı, hükümetin neo-liberal politikalarını protesto eden geniş gösterilere sahne oldu. Bu protestolarda aynı zamanda barış talebi de dile getirildi.
27 Ocak’ta Uruguay eski Devlet Başkanı Pepe Mujica ile FARC müzakere heyeti, müzakerelerin yürütüldüğü Havana’da bir araya geldi. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunulan toplantıda Mujica barış sürecinin tamamlanması ve Kolombiya’nın demokrasiye kavuşması için elinden geleni yapacağını ifade etti.
28 Ocak’ta FARC müzakere heyeti adına, Avrupa Parlamentosu’na (AP) hitaben bir video bağlantısıyla, oturum öncesi başmüzakereci Ivan Marquez tarafından bir konuşma yapıldı. Marquez özetle AP’ye müzakere sürecine verdiği destekten dolayı teşekkür ederken, nasıl bir barış, adalet ve demokrasi istediklerinin tablosu çizdi. Ayrıca terörist örgütler listesinden çıkarılmayı talep etti.
Haftanın süpriz olamayan diğer yüzünde ise yine şiddet vardı. Ülkenin çeşitli bölgelerinde ordu ve paramiliterlerin halka dönük saldırıları görüldü. Ordu birlikleri Antioquia bölgesinde 14 yaşında hamile bir kadın öldürülürken, çok sayıda kişi yaralandı. Yine Antioquia’da kontralar tarafından 20 yaşında bir genç kaçırıldı. Ülkenin farklı noktalarında paramiliter hareketlilik ve baskı ise basında yeralan haberler arasındaydı. Sürgünde olan ailelerin bu kontra hareketliliği nedeniyle evlerine dönemedikleri de yazılanlar arasında. Ayrıca aralarında yerli liderlerinin de bulunduğu kişilere dönük çok sayıda tutuklama gerçekleşti.
Barış anlaşmasının imzalanması ertelenecek mi?
Dikkatten biraz kaçan bir açıklama ise geçtiğimiz hafta sonu FARC-EP lideri Timoleón Jiménez’den geldi.
Jiménez barış anlaması öncesi hükümet tarafından atılması gereken adımlar atılmadığı için anlaşmanın nesnel koşullarının oluşmadığına işaret etti. Bu nedenle 23 Mart tarihinin ertelenebileceğini belirtti.
Santos hükümetinin ajandaya bağlı kalmayarak barış konusunda yeterince ciddiyet taşımadığına işaret etti. Bir an önce yapılması gerekenler arasında ateşkes, barış için özel mahkemelerin kurulması dile getirdi. Ayrıca kalıcı ve istikrarlı bir barış için paramiliter faaliyetlerin son bulması için adım atılmadığını dile getirdi. Bunlara ek olarak güvenlik kanununda değişiklik ve toprak reformu konusunda barış anlaşması öncesi yapılması gerekenlerin de yapılamadığı Jiménez tarafından açıklananlar arasındaydı.
Bütün bunların ışığında kısa bir değerlendirme yapmaya çalışayım. Daha önce de çeşitli kereler ifade ettiğim gibi ülkede kontra faaliyetler ve militarizm son bulmadan kalıcı bir barışın gelmesi hayalden öte bir şey olamaz. Yarın birgün katliamla karşı karşıya kalabilecek olan eski gerillaların hayatını, bugün barış sürecinin garantörü olan ne Küba savunabilir ne Norveç. Hele hele güvenlik adına adeta 2. Dünya Savaşı öncesi koşulların hakim olduğu siyaset sahnesini düşünürsek. Birleşmiş Milletler örgütü mü dediniz? Güldürmeyin insanı
Öte yandan son dönem uluslararası desteklere rağmen, Güney’deki konjonktür itibarıyla da barışın geleceğinin ciddi riskler içereceği bir çok açıdan şimdiden ifade edilebilir. Özellikle Venezuela ve Arjantin’de iktidara gelen sağ hükümetlerle birlikte. Bir de buna Ekvador'da sallantıda olan Rafael Correa hükümetinin durumunu da ilave edebilirsiniz. Bu tarz gelişmeler Güney Amerika’nın sosyalizm doğrultusunda entegrasyonunu hedefleyen çabaların önemli yaralar almasını sağladı. Gelinen durum, Kolombiya’da barışçıl siyaset yaparak bir şeylerin değiştirilebileceği umudu taşıyan gerillalarda, (ciddi ön açıcı adımlar atılmazsa) pekala bunun artık olanaksızlığı gibi düşünceler doğurabilir. (AS/HK)