Bu bir propaganda yazısı değildir. Yazıya büyük fikir insanlarının ya da çoğunlukla Batılı düşün ve eylem adamlarının çok derin ve anlamlı bir aforizmasıyla da başlayamıyorum. Buradaki hikaye bilinmeyen bir medeniyetin yalnızca içinde yaşayanlarca anlaşılabilecek yerli hikayesidir. Teorisi de pratiği de yerli ve Ortadoğu’ya özgüdür. Kobanê direnişinin yarattığı özgürlük arzusunu tartışmayı; dolayısıyla stratejileri, orduları ya da dengeleri değil yalnızca özgürlüğün artık herkes için giderek dünden daha fazla mümkün olduğunu analiz etmeyi amaçlamaktadır. İsteyen propaganda da yapabilir elbette. Onun olumlu ya da olumsuz her toplumsal kavgada her zaman özel bir yeri vardır.
Kobanê’ de insanlığın sahip olduğu neredeyse tüm değerler ölümle burun buruna iken dünyada her milletten milyonlarca insanın sokaklara dökülerek Kobanê direnişi etrafında çoğalması, aslında yaşam standartları ileri düzeyde, internet kullanımında ve bilgiye erişimde Ortadoğu ve Afrika halklarına oranla hayli gelişkin olan ‘uygar insanlık’ için çok da şaşırtıcı değil. Ayrıca biz Kürtler, bugüne dek sıklıkla uygar insanlığın Kürdistan’daki savaş ve katliama neden sessiz kaldığını feryat ederek söylemiyor muyduk? O halde şaşırtıcı olan Kobanê’ ye insan hakları, düşünce özgürlüğü ve kadınların toplumsal hayata özgürce katılmalarını önemseyen modern dünyanın medeni halklarının desteği olmasa gerek. Gerçekten de Çin’den Brezilya, Kanada, Rusya ve ABD’ye kadar on milyonlarca insan 1 Kasım Dünya Kobanê gününde, Kobanê’ de öldürülmek istenen insanlığa karşı ayaklandı ve son derece örnek bir ahlaki tavır geliştirdi. Ancak bunlardan en ilginç olanı hiç şüphesiz Afganistan’daki kadınların Kobanê direnişini sahiplenen gösteri, basın açıklaması ve direnişleri oldu.
Afganistan’ın yedi eyaletinde eş zamanlı düzenlenen IŞİD karşıtı gösteriler, Afganistan Dayanışma Partisi’nin (Solîdarîty Party of Afghanistan-SPA) öncülüğünde gerçekleştirildi. Herat, Farah, Nangarhar, Balkh, Takhar, Nimruz ve Bamyan eyaletlerinde düzenlenen kitlesel gösteri ve yürüyüşlere binlerce kişi katıldı.
Afganistan… Burkalar, bol giysili ve uzun sakallı adamların onlarca kadını sokak ortasında kırbaçlayarak “cezalandırdığı”, kadınların kamyonet kasalarının alt bölmelerinde koyunlarla birlikte yolculuk ettiği yitik bir ülke…Uygar insanlık için gündelik yaşamda normal olan her şeyin kırbaç ve çok daha ağır cezalarla yasaklandığı yokluklar diyarı…
Afganistan, ülkeye sosyalizmi ihraç ederek özgürleştirmek isteyen Sovyetler Birliği işgalinin başarısız olmasından sonra Taliban’ı,11 Eylül’ü ve ABD işgalini yaşadı. Bugünün gözleriyle Afganistan-Taliban devletine bakıp aldanmayalım. Afganistan kuruluş yıllarında modern Türkiye cumhuriyetinin ilk müttefiklerinden biriydi. Kemalist cumhuriyet fikri ve muasır medeniyetler seviyesi nutukları, vaktiyle Afganistan’ı da bir hayli etkilemişti. Hala bir savaş bölgesi olan Afganistan, bugün aslında IŞİD’in Kobanê’de aynı rejimi gerçekleştirmek istediği bir model ülke. Kadınlar Selefi İslam ölçülerine göre yeterince aşağıda, baskı altında ve ülkenin her yanında, Taliban şeriatı en katı şekliyle uygulanıyor. Kobanê direnişinin YPJ ile direnen Kürt kadınlarının eseri olması dünyada en çok merak uyandıran konu. Özellikle Afganistanlı kadınların Kobanê’ de yapılmak istenen ama Afganistan’da bir devlet uygulaması haline gelerek başarılan karanlık şeriat rejimine karşı duruşu gerçek bir sosyolojik araştırmanın konusu. Bu karanlık ve baskıcı rejime karşı burkalı Afgan kadınları bugüne dek kendileri için bile itiraz edemediler. Ülkelerinde açlık, savaş, kadın katliamı ve tecavüz açık bir devlet uygulaması iken onlar hep acılara katlanmak zorunda kaldı. Hastalıklar, içinde sürekli aşağılandıkları Taliban rejimi ve savaşla yaşamak zorunda bırakıldılar.
Kobanê’ deki kadınlar ve tüm Kürt halkı için sokağa çıkarak ellerinde direnen YPJ’ li kadın savaşçıların posterleri ve YPG bayraklarıyla gösteri yapmaları, yeni bir halk uyanışının ve farkındalığın işaretidir. Bu farkındalık Ortadoğu’da halkların özgür geleceği için bir başlangıç ve uyanıştır. Çokça reel sosyalizmin başarısızlığını Afganistan Komünist Partisinin tutunamamasıyla izah ederler. Demek ki Kobanê ile zirveleşen Kürt özgürlük, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi yeryüzünde en alttaki insan topluluğu sayılan Afganistanlı kadınları bile özgürlük için cesaretlenmeye yöneltti. Ortadoğu halklarının Başkan Öcalan’ın benzetmesiyle “gölgesine bile sahip çıkamayan” karakterinden yavaş yavaş özgürlük isteyen ve yeryüzünde kendisi adına direnenleri sahiplenmeye başlayan isyan kişiliğine doğru bir değişim, Kobanê ile birlikte başlamıştır artık… (MS/HK)