* Bu yazı Açık Radyo’nun internet sitesinden alındı.
Bayanlar, baylar ve sevgili çocuklar! Lûtfen cep telefonlarınızın kapalı, emniyet kemerlerinizin bağlı olduğunu bir kez daha kontrol edin, koltuğunuzu dik, masanızı kapalı konuma getirin ve kokpit hoparlörlerine kulak verin.
Gezegen geminizin kaptan pilotu adına vekaleten vakanüvisiniz hakir konuşuyor:
Sayın gezegen yolcuları: Canlılar aleminin yakın geleceğini pek yakından ilgilendiren ve uzun zamandan beri sabırsızlıkla beklenen dev araştırmanın nihayet yayınlanmış olduğunu kaptan pilotunuz namına bildirmekten gurur duyuyoruz.
Hayvancılık ve tarım endüstrisinin gezegen üzerindeki tahribatı hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı araştırma ve analiz, Science dergisinin 1 Haziran 2018 tarihli sayısında yayınlandı. (J.Poore, T.Nemecek, “Reducing Food’s Environmental Impacts through Producers and Consumers,”)
Çok özetle, gezegen üzerindeki çevresel etki ve tahribatını azaltmamızın en önemli tek yolu, etten ve mandıra ürünleri (süt, yumurta, peynir vb) tüketmekten vazgeçmek.
Yeni araştırma açıkça şunu gösteriyor: Et ve süt ürünleri tüketiminden vazgeçmek suretiyle dünya yüzündeki çiftlik ve tarım alanları kullanımı yüzde 75’in üzerinde bir oranda azaltılabiliyor. Bu alan, ABD, Çin, AB ve Avustralya’nın toplamından daha fazla. Yani Kuzey Amerika, Asya, Avrupa ve Okyanusya kıtalarının büyük bir bölümünde hayvancılık ve tarımı durdurmak, ve dünyayı beslemek mümkün.
Yalnız mümkün de değil, şart! Muazzam genişlikte yaban hayatını barındıran toprakların tarıma ayrılarak kaybedilmesi (yani yeryüzünde tüm hayatın yalnızca onbinde birini -%0.01- oluşturan insanın, yabandaki memeli hayvanlarının yüzde 83’ünü yoketmiş olması!), içine girmiş bulunduğumuz Altıncı Büyük Yokoluş’un temel sebebi olarak gösteriliyor.
Yeni analiz gösteriyor ki, et yemek ve süt mamulleri ile yumurta tüketmekle yalnızca yüzde 18 oranında kalori, yüzde 37 oranında da protein sağlıyoruz, ama tarım alanlarının yüzde 83’ü gibi muazzam bir bölümünü işgal altında tutuyoruz! Bununla da kalmıyoruz üstelik: Küresel ısınmaya yol açarak dünyayı kasıp kavuran seragazı salımlarının yüzde 60’ını da üretmiş oluyoruz.
Science dergisinde yayınlanan araştırma dünyadaki 190 ülkenin 119’unda 40 bin çiftliğin verilerini derlemiş, yiyip içtiğimiz tüm gıdanın yüzde 90’ını temsil eden 40 gıda ürününün bulgularını ele almış. Bu gıdaların arazi kullanımı, iklim değişikliğine yol açan karbon salımları, temiz su kullanımı, su kirlenmesi (ötrofikasyon), ve hava kirlenmesi (asidifikasyon) bakımlarından gezegendeki tüm izlerini ele almış.
Peki –Lenin gibi soracak olursak– ne yapmalı?
Araştırma ekibinin başı Oxford Üniversitesi Profesörü Joseph Poore şöyle diyor: “Yeryüzü gezegeni üzerindeki etkimizi azaltmanın en büyük tek yolu, muhtemelen, vegan beslenme biçimini benimsemekten geçiyor.”
(Damian Carrington, “Avoiding Meat and Dairy is ‘Single biggest way’ to Reduce Your Impact on Earth”)
Basit ve çarpıcı bir “çözüm” bu. Çünkü, mesele –dünyanın önündeki en büyük tehdit olmasına rağmen– yalnızca sera gazlarından ibaret değil. Araştırmacı Poore, küresel ısınmanın dışında 4 önemli sebep daha sıralayıveriyor:
“Sera gazlarından başka, küresel asidifikasyon, ötrofikasyon, toprak kullanımı ve su kullanımı da var... Tarım, sayısız çevre sorununun hepsinin ortasından geçen bir sektör. Gerçekten, bu yıkımın büyük kısmından sorumlu olan, hayvan ürünleri. Hayvansal ürünlerin tüketiminden vazgeçmek, sürdürülebilir et ve mandıra ürünleri satın almaya çabalamaktan çok daha büyük çevresel faydalar sağlar.” (Carrington, agy)
Ne var ki, tarım ve hayvancılık endüstrisinin çevre tahribatını kesmenin hiç de kolay olmadığı açık: Dünyada faaliyet gösteren yarım milyardan fazla çiftlikten bahsediyoruz. Ayrıca her yıl en az yarım trilyon dolar (500 milyar) devlet desteği gören çok güçlü bir endüstri bu. Poore’un söylediğine göre muhtemelen çok daha büyük paralar dönüyor.
Araştırmayı yapan bilim insanları çözümler faslında et ve süt ürünlerinin etiketleri üzerine çevresel tahribatı yazma zorunluluğu koymanın, sürdürülebilir ve sağlıklı gıda ürünlerine devlet desteği (sübvansiyon) sağlamanın, bir de et ve mandıra ürünlerini vergilendirmenin gerekli olduğunu önemle belirtiyorlar. (Carrington, agy)
Ayrıca araştırmacılar, balık çiftliklerinin korkunç boyutlardaki tahribatı ve serbest gezen inek mitleri üzerinde de açıklamalar getiriyorlar. Bununla birlikte, bu kısa “anons” seansını burada bitirmek yararlı olacak galiba.
Sayın gezegen yolcuları; bayanlar, baylar ve sevgili çocuklar!
İniş sırasında da kemerlerinizi bağlı bulundurmanız, inişe geçtiğimiz şu sırada dışarıdaki alacakaranlık havadan ruhen etkilenmemek için pencereleri örtülü tutmanız önemle rica olunur. Lütfen kabin ışıkları tekrar yanıncaya kadar yerinizden kalkmayınız ve cep telefonlarınızı açmayınız. Gezegen Havayolları’nı tercih ettiğiniz için teşekkür eder ve ...
Hepinize iyi inişler dileriz!
Kaptan pilot adına Vakanüvis ÖM
(ÖM/EKN)