Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı kütle ise bu durumu açıkça kullanan kitle gayri-milli, kökü dışarıda bir linç caniliğinin içinde yuvarlanıverir. 'Linçciler' nerden gelirler: Suçüstü yakalanmış suçluları hemen yargılayıp hüküm vermekle ünlü, ABD'nin Virginia eyaleti yargıcı Lynch'in adından...
Bir suçluyu ya da kendilerine göre suç olan bir davranışta bulunmuş birini, yumruk, taş, sopa gibi araçlarla döve döve öldürmek karanlık bir dünyanın, recmin, diri diri yakmanın, işkencenin tezahüründen başka bir şey değildir.
Mütecaviz bir kitle ve de bu kitlenin sürüleştirilmiş metastazlarısınız artık, ne kadar tiksinç davranırsanız davranın, pışpışlanacaksınızdır. Çok sonra ağlarsanız, timsah gözyaşları dökersiniz belki, 'kandırıldık' diye. İş işten geçmiş olmasın sakın 'kubaşık vatandaşlar'ımız. Buyurun size özde, sözde, közde tanımlarından sonra bir başka tanım!
Burnunu, rasgele şuraya buraya sokan kör bir köpek yavrusu gibi sokaklara çıkıp kurban aramak sürünün ateşlenen noktasıdır, siz isterseniz kitle deyiniz.
Bir cinayet hedefiyle saldırılır. Hedefin yoğunluğu örtüşür, herkes inen kol olmak ister. Mütecaviz kitlenin hızlı büyümesinin nedeni hemen hemen hiç riskinin olmamasıdır. Sınırsız bir üstünlüktür bu. Kurban(lar) bir şey yapamaz, 'kaderine' teslim olmuştur; linç edilecektir, yakılacak, öldürülecektir.
"Mütecaviz kitlenin izin verilmiş katli, insanların öldürme cezasının korkusu yüzünden işlemekten çekindikleri bütün cinayetlerin yerini tutar. Pek çok insanla paylaşılan ve yalnızca caiz ve tehlikesiz değil, üstelik teşvik edilen bir cinayet insanların büyük çoğunluğu için karşı konulmaz niteliktedir...
Ölüm tehdidi bütün insanların başlarının üzerinde asılı durur ve ne denli kılık değiştirmiş olsa da, hatta bazen unutulsa bile, insanları her zaman etkiler ve onlarda ölümü diğerleri üzerine çevirme gereksinimi yaratır. Mütecaviz kitlelerin oluşumu bu gereksinime yanıt verir. Bu o kadar kolaydır ve her şey o kadar çabuk olur ki insanlar oraya varmak için acele etmek zorundadırlar...
Kitle kurbana ve infaza nihai olarak kendi ölümünden kurtulmak için yönelir." (Kitle ve İktidar, Elias Canetti, Ayrıntı yay.,İstanbul 1988).
Çağımızın çağdışı insanı kendi ölümünü başka ölümlerle unutmak, kanı başkalarında görerek arınmak istiyor nedense. Yakarak, yıkarak, yok ederek yaşamak mümkün görülüyor bunlarca. Her nasılsa aynı silahla kendilerinin vurulabileceklerini unutuyorlar. Demokrasiyi 'kokmuş bir cesede çevirmek' için çaba gösterdikleri kadar, biraz da akılcılığa çaba gösterseler hınçlanmış benliklerine biraz su serpilir hiç olmazsa.
Korkmuş ve kokmuş hayat istemiyoruz. Dayatılanlar ne olursa olsun kabul etmeyeceğiz, kabul edemeyeceğiz; yaşamak bu kadar güzelken!