İstihdamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Doğru: İş ve Aile Yaşamını Uzlaştırma Politikaları konulu konferans , Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, Güney Kore ve Meksika’dan gelen araştırmacıların da katılımıyla, İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa yerleşkesinde gerçekleştirildi.
Türkiye’nin farklı illerindeki kadın örgütlerinden yüze yakın kadının da katıldığı Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ) ve Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KİEG) ortaklığıyla düzenlendi.
KİH-YÇ Yönetim kurulu başkanı Doç. Dr. İpek İlkkaracan, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin ve TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit‘in yaptığı açılış konuşmalarının ardından TÜSİAD Başkan Yardımcısı Ümit Boyner, "Yaş ortalaması 26 olan ülkemizde amaç doğurganlığı artırmak değil varolan nüfusu sosyal refaha ulaştırmak olmalı" dedi.
Kriz döneminde yine faturanın emekçilere çıktığını söyleyen KESK Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Sekreteri Songül Morsümbül ve İŞKUR İstihdam Dairesi Başkanı Faruk Şahin açılış oturumunu gerçekleştirdiler. Morsümbül, toplantının yapıldığı cuma günü akşamı KESK üyelerine yönelik polis operasyonunda gözaltına alındı.
Prof. Dr. Lerzan Özkale’nin moderatörlüğündeki oturumda İsveç’ten Prof.Dr. Anita Nyberg ve Hollanda’dan Prof. Dr. Janneka Plantenga, ülkelerindeki modelleri anlattılar.
Kısmi zamanlı çalışma modelinin yüksek işsizlik dönemlerinde istihdamı gereksinimine cevap verdiğini, böylece çok sayıda kadının işgücü piyasasına katıldığını anlatan konuşmacılar "ne kadar çalışırsan o kadar kazanırsın" ilkesi üzerine kurulan modelin kadının ev ve iş yaşamını dengelemesi açısından olanak sunduğunu vurguladı.
Nyberg ve Plantenga, eşit işe eşit ücret ilkesinin hala hayata geçmediğini ekledi.
Femokratlar
İspanya’dan Prof. Dr. Lourdes Beneria ve Fransa’dan Prof. Dr. Rachel Silvara, Doç Dr. Şemsa Özar kolaylaştırıcılığındaki 3. oturumda konuştu.
1986’da AB üyeliği ile önemli sosyal gelişmeler olduğunu söyleyen Beneria, aksi halde İspanya'da uzlaşma politikalarının bu kadar başarılı olamayacağını söyledi. Silvara, çocukların üç yaşına kadar kreşe verilme zorunluluğunun olmadığını ancak sosyalleşmeleri açısında önemli olduğunu, dört çocuğa kadar bakabilen bakıcı anneliğin yaygın olduğunu ancak bunun tercih edilen bir sistem olmadığını, doğum sonrası kadınların genellikle yarı zamanlı çalışmayı seçtiklerini belirtti. Yasalarda babanın da ebeveyn olduğunun altı çiziliyor.
Dr. Selma Acuner moderatörlüğündeki oturumda, Güney Kore’den Prof. Dr. İto Peng ve Meksika’dan Cecillia Matarazzo ülkelerindeki uzlaşma politikalarını anlattılar. 2030'da nüfusunun yaşlanması nedeniyle iş gücü eksiği çekeceklerini söyleyen Peng, devletin teşviklerle doğurganlık oranını artırmaya çalıştığını ekledi.
Meksika’da babalık izni ve esnek zaman kullanımı yasalarda yok. Kriz dönemlerinde kadınların istihdama katılımının arttığını belirten Matarazzo da uzlaşma politikaları üretilmezse bunun hükümete sorun olarak döneceğini belirtti.
ILO’dan Gülay Aslantepe, İlkkaracan, Doç. Dr. Kadriye Bakırcı ve Prof. Dr. Yıldız Ecevit’i konuşmacı olduğu son oturumda Türkiye’nin de imza koyduğu anlaşmalara uyarak "eşit işe eşit ücret" verilmesini sağlaması gerektiğini vurgulandı. Ayrıca doğum sonrası ücretsiz izin açısından işçi ve memurlar arasındaki farklılığının giderilmesi gerektiği; İş Kanunu'na göre esnek çalışmanın mümkün olmadığı anlatıldı.
İki günde yapılması planlanan ancak daha sonra farklı nedenlerle bir güne sığdırılan program yoğun olmasına rağmen ilgiyle izlendi, iyi örneklerin Türkiye’de de uygulanabilmesi için baskı grupları oluşturulması gerekliliği üzerinde hemfikir olundu. 2009 sonunda konferansın kitap haline getirileceği duyurularak program sona erdi.(LŞ/EÜ)