Savaşların bildiğimiz yüzü yeterince kötü elbette, ancak bir de gizlenenler var. Yeterince görünmeyenler, anlatılmayanlar... Karanlık düşüncelere, kirli ideolojilere kurban masum insanların hikâyesidir onlar. Sadece geride kalanlar bilir yaşanan acıları...
731. Birim, Japon İmparatorluk Ordusu’nun İkinci Dünya Savaşı sırasında kimyasal ve biyolojik silahlar üretmek amacıyla çalışmalar yaptığı birimin adı.
Bu birimin savaş esirleri üzerinde yaş, cinsiyet gözetmeden yaptığı akıl almaz deneyler savaş boyunca binlerce kişinin ölümüne yol açtı.
O dönem gizli kalması için 731. Birim su arıtma çalışması yapılan yer olarak gösterildi.
Kurbanlar üzerine yapılan deneyler arasında deneklere çeşitli hastalıkların enjekte edilmesi ve ardından anestezi verilmeden çeşitli organlarının alınması gibi insan vicdanının kaldıramayacağı çalışmalar vardı.
Kan kaybını araştırmak için insanların kol veya bacaklarının kesilmesi,
Kurbanları aşırı yüksek sıcak ve soğuk ortamlarda bekleterek ne kadar zamanda vücutlarının çürüdüğünü veya donduğunu tespit etmeye çalışmak, santrifüjlerde deneklerin ölene dek kesintisiz merkezkaç kuvvetine tabi tutulması, gaz odalarında çeşitli kimyasal testlerin uygulanması, denek olarak kullanılan insanlara hayvan kanı enjekte edilmesi, vs...
731. Birim’de görev alan doktorlardan biri olan Ken Yuasa 2007’de Japon Times’a yaptığı konuşmada bu deneylerin yapıldığını doğruladı.
“İlk deneyim boyunca çok korktum. Ancak ikinci deneyimde işler daha kolaylaştı. Üçüncü deneyimde ise bunu yapmaya gönüllü oldum.”
Benzer şekilde Japon İmparatorluk Ordusu askerlerinden, 731. Birim’deki deneylerde görev alan Yoshio Shinozuka da 1997’de yaşananlara dair şöyle diyordu.
“731. Birim üyesiydim. İnsan olan birisinin hiç yapmaması gereken şeyleri yaptım.”
Savaş suçluları
Japon ordusu için gizli bir proje olarak biyolojik savaşa ilişkin ön deneylere 1932’de başlamıştı. 1936’da 731. Birim’in kurulmasına öncülük eden Japon mikrobiyolog Shiro Ishii aynı zamanda İkinci Çin-Japon Savaşı sırasında insan deneyleri ve savaş suçlarından sorumlu 731. Birim'de korgeneral rütbesiyle görevliydi.
Ishii’nin savaş sırasında Japon toplama kamplarında binlerce Rus ve Çinli üstünde yaptığı deneylerde çok sayıda insan hayatını kaybetti.
1945 yılında, Pasifik Savaşı'nın son günlerinde ve Japonların yakın yenilgisi karşısında, Japon birlikleri 731. Birim’de yapılan araştırmaların kanıtlarını yok etmek amacıyla 731’in karargâhını havaya uçurdu.
Katliamın örtbas edilmesinin bir parçası olarak Ishii, geriye kalan 150 kişinin öldürülmesini emretmişti.
II. Dünya Savaşı'nın sonunda ABD işgal yetkilileri tarafından tutuklanan Ishii ve ekibi ABD tarafından deney bilgilerini vermesi karşılığında 1946’da Tokyo mahkemesinde savaş suçları savcılığından dokunulmazlık almayı başardı.
Japon İmparatorluk Ordusu Doktoru Mikrobiyolojist Masaji Kitano 1942’de 731. Birim’e komutan olarak tayin edildi. Shiro Ishii’nin ardından ikinci yetkili oydu. Japonya’nın 1945’te teslim olmasından sonra savaş suçlusu olarak Şanghay’da gözaltına alındı. 1946’da ülkesine geri gönderildi.
Çıkarlar ve uzlaşma
731. Birim’in ve deneylerin sorumluları savaştan sonra yakalandı ve savaş suçlusu ilan edildi. Ancak ABD yapılan deneylerle ilgili tüm bulguların kendisine teslim edilmesi karşılığında sorumluları sığınmacı olarak kabul edebileceğini teklif etti ve sonradan tüm bu bulgular ABD'ye teslim edildi.
Sovyetler Birliği ise ele geçirdiği 731’in sorumlularını Khabarovsk Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargıladı. 12 kişi esir kamplarında 2-25 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı. Sovyetler Birliği de deneylerden elde edilen verileri ABD gibi biyolojik silah çalışmalarında kullandı.
731’in kurbanlarının ve Japon bakteriyolojik silah savaşının toplam kurban sayısının 580 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
Bu deneylerde geliştirilen biyolojik ve kimyasal silahlarla sadece Çin'de yaklaşık 200 bin kişi öldürüldü.
Deney kurbanlarının yüzde 95'i Çinli ve Koreli, diğerleri Güneydoğu Asya, Pasifik adaları ve Müttefikler’den alınan savaş esirleriydi. (MA/YY)