"Sevilmesi zor karakterler yaratmayı tercih ediyorum" cümlesini Kevin Hakkında Konuşmalıyız filmine ilham veren romanın yazarı Lionel Shriver telaffuz etmiş.
Çok sıkı dini bir eğitimin baskısı altında büyüyen 1957 Amerika Birleşik Devletleri (ABD) doğumlu yazar zaten 15 yaşında asıl adı Margaret Ann'i kendisine bir erkek adı daha çok yakışır inancıyla değiştirmiş.
Yayımlanmış sekiz romanından sonuncusu olan ve yıllardan sonra Shriver'ın başarısını Orange ödülüyle tescilleyen We Need To Talk About Kevin'de (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) bir annenin çocuğu üzerindeki olumsuz etkileri kurcalanıyor.
Kitabı sinemaya uyarlayan 1969 İskoçya doğumlu Lynne Ramsay de zaten çocuklukta yaşanan travmalar ve ebeveynle ilişki konusuna uzun zamandır kafa yoruyor.
1996'da çektiği ilk kısa filmlerden itibaren dünya film festivallerinde ödülleri peş peşe kazanan kadın yönetmen Ratcatcher adlı ilk uzun metrajlı filmle başarısını taçlandırmıştı.
Glasgow'un kenar mahallelerinde 70'li yıllarda yaşayan ergenlerin gündelik hayatına attığı hassas bakış ona çeşitli ödüller kazandırmaya devam etti. Akabinde başroldeki İngiliz aktris Samantha Morton'un parlamasına vesile olan Morvern Callar'ı çekti.
Sevgilisinin intiharından sonra kendine bir hayat kurmaya çalışan genç kahraman rolünde Morton ve yönetmen Ramsay'in yanı sıra tüm ekip ödüllere boğuldu. İskoç sinemacı üçüncü uzun metrajlı eseri Kevin Hakkında Konuşmalıyız'la hem kendisinin hem de başroldeki Tilda Swinton'ın başarılarını katlamaya devam ediyor.
Kevin'le konuşmanın faydası var mı?
Kitabın yazarının dediği gibi Eva Khatchadurian rolündeki Tilda Swinton'ı sevip sevmemek, haklı bulup bulmamak konusunda insan uzun süre tereddüt ediyor.
Aslında doğmak üzere olan oğlu Kevin'i gerçekten arzulayıp arzulamadığı kuşkusuna da kapılmıyor değiliz, ama esasen, üç aktörün canlandırdığı Kevin doğduktan sonra aile eğitimi konusunda sıkı bir imtihan bizi beklemektedir.
Zengin sanat kariyerine kült yönetmen Derek Jarman'ın Caravaggio'suyla başlayıp, Kıbrıslı Türk Hüseyin Çağlayan'ın 51. Venedik Bienali'nde Türkiye'yi temsil eden videosunda bile rol alan Swinton, soğuk ve gergin Anglosakson anneyi oynamak için ideal bir sima.
Yıldızının bir türlü barışamadığı oğlu rolünde ise yaş sırasına göre Rock Duer, Jasper Newell ve Ezra Miller birbirinden başarılı. Özellikle daha önce Another Happy Day filmiyle ümit vadeden oyuncu ödülünü kapmış olan Miller her ne kadar bu filmde kötülüğüyle ön plana çıksa da günümüz gençliğiyle ilgili daha birçok filmde karşımıza çıkacak gibi.
Kısa bir süre önce Polanski'nin Carnage filmindeki iki kocadan birini oynayan John C.Reilly baba rolünde oğlunun Robin Hood takıntısını yeni yay modelleriyle besleyen ve eşinin kaygılarını "Senin bir doktora görünmen gerekiyor"la geçiştiren tipik bir oğlan babasıdır.
Eva çeşitli vesilelerle Kevin'le iletişim kurmaya çalışır ama "Bunları yapmanın anlamı ne?" sorusuna aldığı cevap, "Anlamı yok, anlamı da bu zaten" olur. Filmin sonundaki gelişmeler Kevin'in kurmacayla gerçek hayatı karıştırabilen nesilden olduğunu gösterir, medya da zaten arzuladığı şekilde onunla ilgilenecektir.
Ayrıntılar
Filmin ilk sahnesinden itibaren kırmızı ışığın, boyanın, objelerin hatta salçanın tutsağı olmaya hazırlanın. Gerilim ve gizem kısa bir süre sonra sizi etkisi altına alacaktır. Eva suratını ıslatmak için suya eğilir ama o anda Kevin'e dönüşür; hava sıcaktır, odanın çeşitli noktalarının serinlemesi için dönmekte olan ayaklı vantilatör duvardaki posterin köşesini bir anda kaldırır.
Lonnie Donegan, Buddy Holly veya The Beach Boys'dan nispeten neşeli şarkılar da dinleyeceksiniz ama dur durak bilmeyen flash-back'ler sizi korkunç sona hazırlamaktadır. İyi bir anne olamadığı için kimi zaman Eva'yı suçlayacak, Kevin'in ağlamasına katlanamadığı için betonu kaldırmaya çalışan yol işçilerinin matkabına yanaştığı sahnede ise belki onunla özdeşleşeceksiniz.
Aslında aynı konuya eğilmiş birçok filme göre kadınların elinden çıkmış olan Kevin Hakkında Konuşmalıyız ayrı bir zarafet ve derinlik taşıyor, şimdiye kadar aldığı birçok ödül ve adaylık da bunun kanıtı.
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği 2011 Filmekimi kapsamında gösterilen film 3 Şubat 2012 Cuma günü Türkiye sinemalarında vizyona girdi. (MT/EKN)